(İSTANBUL) - Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ı ziyaret eden Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, ''Bize düşen aslında bunu normalleştirmemek, buna alışmamak, bunu hiçbir zaman kabullenmemek. Hiç kimsenin hiçbir talebi yok, sadece ve sadece kanunları yazıldığı maksatla uygulayalım, başka bir şey istemiyoruz. Ama bugünler de geçecek, öyle ya da böyle geçecek. Hep söylüyorum, her şeyi yaparlar ama zamanı durduramazlar” dedi.
BTP lideri Hüseyin Baş, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ümit Özdağ ve Suat Toktaş’ı ziyaret etti. Baş, cezaevi çıkışında aynı bölgede Zafer Partililerin kurduğu 'Zafer Otağı'na da ziyarette bulundu. Burada Zafer Partililerle sohbet eden Baş, ziyaretlerine ilişkin şu açıklamayı yaptı: ''Ümit Hoca’nın yanından geliyoruz, kendisini ziyaret ettik. Herkese çok selamları var. Morali gayet yerinde, hani çok klasik bir söz artık ama gerçekten morali yerinde. Sağlığı iyi, biraz zayıflamış. Bilinçli olarak bir fırsata çevirdim, aynı zamanda biraz da spor yapıyorum diyor. Yani aslında ben bugün içerde şunu gördüm görüşme yaparken; denir ya bizde bir laf vardır, soğuğa delikanlılık olmaz diye… Silivri'nin soğuğuna delikanlılık yapan, aslan gibi duruyor orada sağ olsun. Bizim için de bir cesaret nişanı, bütün muhalefet adına söylüyorum. O yüzden çok ülke siyaseti için önemli bir yer tutmuş oluyor şu anki yaptığı şeyle birlikte. ''Ortada ne bir suç, ne de böyle bir yaptırım var'' Hukuki değerlendirmeler var, ben değerlendirmeye hiç ihtiyaç duymuyorum. Çünkü hukuki bir şey ortada görmüyorum. Ne ortada bir suç var, ne suç varsa böyle bir yaptırımı var, cezalandırması var. Yani hukuki bir taraftan zaten tutamazsınız, tamamen siyasi bir yaptırımla karşı karşıya. Ama şu da bir gerçek; bugün Ümit Hoca’ya yapılan şey yarın Türkiye'de herkese yapılabilir, bunu gösteriyor. Dolayısıyla bize düşen aslında bunu normalleştirmemek, buna alışmamak, bunu hiçbir zaman kabullenmemek. Vicdanda, duyguda, zihinde… Yani bu kabullenilebilecek bir şey değil. Kimsenin vicdanı buna müsaade etmemeli böyle bir şeye… ''Ümit Hoca, 'APO serbest kalsın diye beni esir ettiler' diyor” Ama Ümit Hoca gerçekten benim gördüğüm kadarıyla ki, görüşen insanlardan da aynı şeyi duyuyorum, çok sağlam düşünce, zihni yerinde. Hatta oturduk, ilk yarım saate yakın yine siyaset yapıyor. Dedim Hocam hani hep siyaset, devam ediyorsunuz güzel ama yine siyaset, yine ülkede şu yaşanıyor, bu yaşanıyor… Ve her seferinde tekrar ettiği gibi şunu da tekrar etmiş oldu; APO serbest kalsın diye beni esir ettiler. Özellikle bunu ortaya koydu ki aslında görünen tablo da bu. Yani bu gerçek bir hakikat. İnşallah ama çok yakın zamanda özgürlüğüne kavuşacak, sevenleriyle kavuşacak. Biz de daha sık bir şekilde onu ziyaret edeceğiz, yanında olduğumuzu göstereceğiz. ''Suat Toktaş için ortada bir suç ve yaptırımı yok'' Sonra Suat Toktaş Bey'i de ziyaret ettik, onunla da görüştük. O da sadece gazetecilik yaptığı için burada. Yani orda da hakikaten ortada bir suç yok. Yine velev ki diyoruz, bu ara velev ki ifadesini çok kullanıyoruz, velev ki suç olsa böyle bir yaptırımı yok, böyle bir cezayla karşı karşıya kalması mümkün değil, yatarı yok. Hakikaten ülkede gazetecilik zor, siyasetçilik zor. İşte son bir kaç gündür görüyoruz, ticaret yapmak zor. Ticaret yapan insanların başına gelen… Bu ülkede emekli olmak, işçi olmak, memur olmak zaten zordu, şimdi ülkede yaşamak zor. Hakikaten böyle bir şeye gidiyor. ''Bu adaletsizlik yarın herkesin kapısını çalar'' Dolayısıyla biz de siyasi karşılığımızın oturduğu perspektiften baktığımız zaman, hani biraz daha genel olarak hükümet tabanının da muhafazakar bir taban olduğunu varsayarak söylüyorum, burada hükümeti destekleyen, desteklemeyen herkesin şunun farkına varması lazım; bu adaletsizlik yarın herkesin kapısını çalar. Yani burada isim ayrıştırmaya gerek yok. Ha Ümit Hoca sembol bir isimdir, Halk TV, Suat Toktaş sembol bir isimdir, TÜSİAD sembol bir isimdir. Yarın bazı siyasetçiler sembol isimler olarak yine aynı şeyle karşı karşıya kalabilir ama bu şu demek değildir; sadece bu sembollerde kalır anlamına gelmiyor, bu herkese sirayet eder. Hiç kimsenin hiçbir talebi yok, sadece ve sadece kanunları yazıldığı maksatla uygulayalım, başka bir şey istemiyoruz. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu dediğiniz suç, halkın gerçekten bir tahrik olduğunun, nefretle hareket ettiğinin somut bir örneğinin olduğu bir suç tipidir. Bu suç tipini kim işliyorsa, kim yapıyorsa o cezalandırılsın. Yorumlar insanların kendi kafasına göre yapılmasın, kanuni çerçevede kanunlar uygulansın. Bu ülkede başka hiç kimsenin hiçbir istediği yok diyorum, çok teşekkür ediyorum. Ama bugünler de geçecek, öyle ya da böyle geçecek. Hep söylüyorum, her şeyi yaparlar ama zamanı durduramazlar.''
Yorumlar
Kalan Karakter: