(TBMM) - Narin Güran cinayetinin ardından tüm partilerin uzlaşısıyla kurulan "Kadınların Her Türlü Şiddet Ve Ayrımcılığa Maruz Kalmalarının Önlenmesi Komisyonu"na televizyon programcısı Zahide Yetiş’in davet edilmesi protesto edildi. CHP milletvekilleri bugünkü komisyon toplantısına katılmadı. DEM Partililer ise Yetiş'in sözlerine tepki göstererek toplantıyı terk etti.
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda televizyon programcısı Zahide Yetiş, Televizyon İzleme Araştırmaları Anonim Şirketi (TİAK) ve Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) temsilcileri sunum yaptı. CHP milletvekilleri ise komisyon toplantısına katılmadı. DEM Partili komisyon üyeleri ise gündüz kuşağı programlarının cinsiyetçiliğine dair eleştirilerini sunmak üzere toplantıya katıldı.
TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu’na gündüz kuşağında yayınlanan 'Yeniden Başlasak' programının sunucusu Zahide Yetiş katıldı. Yetiş programın neden izlendiğine dair, "Bu ilgiyi çözebilirsek doğru yönetebiliriz. Biz merak ediyoruz ama merak ettiğimiz şey bir başkasının özel hayatı. Biraz röntgenciliği de seviyoruz sanırım. Birinin evinde ne var, hangi koltuk takımı var bunlar da aynı. Yemek programlarında da ekmeğin şurası uzun, burası kısa diye bu kadar kutsal bir şey bile kavga aracı yapıldı. Seçeneğimiz; halkın bu ilgisini yavaş yavaş köreltmek. Özel hayatını anlatmaya meyilli insanların bunu duymaya meyilli insanlarla buluşma noktası gibi oldu bu programlar" dedi.
Zahide Yetiş'in kullandığı, "Hayatımızda bazı erkekleri seçiyor bazılarını seçemiyoruz. En çok kadınlar baba, evlat, kocalarından şiddet görüyor. Buna kadına yönelik şiddet desek de bazen kadınlar da bunu yapıyor" sözlerine DEM Parti milletvekillerinin tepki göstererek salona terk etmelerinin ardından komisyon devam etti.
Cevizoğlu komisyonu terk eden milletvekillerine, "Feminist geçinen insanlar kadınlara karşı şiddet uygulayabilir mi" dedi. Cevizoğlu, komisyona diğer gündüz kuşağı programcıları Müge Anlı, Esra Erol ve Didem Arslan Yılmaz'ın da davet edildiğini ancak katılmadıklarını ifade etti.
"Program ilk 50'ye girmezse en fazla bir ay devam eder"
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora, "'Biz şiddeti övmüyoruz' dediniz. Şiddeti övmek sade 'şiddet çok güzel bir şeydir' deyip bunu güzellemekle sınırlı değildir. Şiddetin çok konuşulması bir süre sonra şiddetin normalleşmesi bakımından halkın gözünde maalesef bir etki oluşturur. Biz burada bütün mücadelemiz aynı zamanda bu algı yönetimine ilişkin. Yani 'şiddeti övmüyoruz' demek maalesef burada bir çıkış noktası vermiyor size. Çünkü şiddetin çok konuşulması toplum nezdinde şiddeti normalleştirir, bir şeyin çok konuşulması o şeyi normalleştirir, çokça tartışılması çokça halkın gözüne sokulması maalesef bunu normalleştirir ve biz buna karşıyız" dedi.
Komisyon Başkanı Hulki Cevizoğlu, "Mesela sizin programınız reytinglerde ilk 100 program arasına hatta ilk 20 program arasına girmezse bu formata devam eder misiniz? Bunlar zeytin uğruna yapılıyor deniliyor o yüzden sordum" dedi.
Programın yapımcısı Mahperi Altun Uçar, "Kanala devam ettiği sürece ederiz. Bir reklam ve gelir gider dengesi var bu da reyting ile ölçülüyor maalesef. Dolayısıyla ilk 100’e hatta ilk 50’ye ertesi gün girmediği sürece en fazla bir ay devam eder sonrasında teşekkür ederler" dedi.
"Bebek katilini coşkuyla karşılayanlar Zahide Yetiş'ten rahatsız oldu"
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı ise şunları söyledi:
"Biraz karışık duygular içindeyiz. Burada protesto edenler ve etmeyenler olarak kaldık. Bizi de böyle anlamsız bir pozisyona düşüren bir tartışma yaşandı. PKK terör örgütü başının bir bebek katilinin katlinden sorumlu birinin TBMM’de konuşturulmasının teklif edildiği ve bunu coşkuyla karşılayan arkadaşların Zahide Yetiş ya da başka birinin Meclis’te konuşmasından rahatsız olunmasını ben hiçbir yere oturtamıyorum. Programlarınızı onayladığım için değil ancak biz en başından beri faillerle de konuşalım dedik. Cezaevine gidelim dediğimizde cezaevine de gitmeyelim mi diyecek bu arkadaşlarımız? Bunu hiç anlamadığımı ve popülist bir tavırla muhatap edilememizi kınıyorum.
Bu komisyon çalışmaya başladığından beri gündüz kuşağı programının özendirici olduğunu defalarca dile getirdik. Burada bir travmayı gösteriyorsunuz bu da bir takım duyguları tetikleyebilir. Bu programı yapmadan önce özel birinden dile yönelik bir eğitim aldınız mı? Bir yayında bir babanın kızına saldırma anı yayınlanmış. Bunlarla ilgili uyguladığınız bir önlem yok mu? Bunlar da reyting uğruna yapıldığı düşüncesini doğuruyor. Bu yayınlar arasında reyting farkı olur mu?"
"Ben bilseydim daha savunmacı bir bakış açısıyla gelirdim"
Program yapımcısı Uçar ise, "Biz de ekranda böyle bir şey yayınlanmasını istemezdik. Kameralarımız aslında döndü ancak teknik bir hata yaşadık. Buna sebep olan arkadaşımıza uyarı yazısı verdik. Reytinge ilişkin ise; gerilim yükselince seyirciler daha fazla izliyor ve reyting yükseliyor ama biz reyting için tansiyon yaratmaya çalışmıyoruz. Aksine böyle bir şey olduğunda stüdyodan çıkartıyoruz. Bir psikoloğumuz var arka planda da mağdurlara destek veriyor. Avukatımız gönüllü avukatlık yapıyor" dedi.
Zahide Yetiş, "Soybağı çok ciddi bir sorunmuş biz de bu programa başlayınca öğrendik. Ben bilseydim daha savunmacı bir bakış açısıyla gelirdim çünkü karşımda suçlayıcı bir bakış açısı var. Üzülüyorum gerçekten. Şunu merak ediyorum; başka bir arkadaşım da gelecek mi acaba komisyona" diye konuştu.
Komisyon Başkanı Cevizoğlu ise, "Meslektaşlarınızı da davet ettik. Bugünkü toplantımıza davet edilen benzer formatta program yapılan ve davet edilen diğer kişiler Müge Anlı, Esra Erol, Didem Aslan Yılmaz’a da davet yapıldı. Yani tüm kesimleri dinlemek için üzerimize düzen titizliği göstermiştir. Televizyonlarda ya da gazeteler nedeniyle mi şiddet artıyor medya bunu mu gösteriyor? Tavuk yumurta hikayesine döndü. Durum tespiti yapıyoruz. Zahide hanım benden başka cesaret edip gelen var mı demek istiyor. Doğru. Durum şöyle; burada milletvekili olduğunuz zaman başka bir yapının içine giriyorsunuz. Her yerin kendi kuralları ve dili var. Farklı açılardan durumu tespit edip yasal düzenleme yapmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
"Bunu toplum istiyor' düşüncesini ben doğru bulmuyorum"
AK Parti Sivas Milletvekili Rukiye Toy, "Biraz tartışmalı başladı ama burada sizin yerinize birisi olsa da bu şahsınıza yönelik değil programların formatlarına yönelik. Bunu biz milletimizden de duyuyoruz. 'Bunu toplum istiyor' düşüncesini ben doğru bulmuyorum. Şunu söylemek istiyorum; kaliteli programlara hasret kaldık. Sizin de farkınız bu olabilir. İnsanlar kimsenin mahremiyetini artık merak etmiyor. Belli bir kesim olsa da toplumumuz bu değil. Toplumun merak duygusu istismar ediliyor. Kadınlarımızın çok güzel başarı hikayeleri de var" dedi. "Devletimizin kadına şiddete karşı yaptığı uygulamaları Kades'i mesela anlatmak istemez misiniz" diye sordu.
Zahide Yetiş ise, "İnsanlar kişi olarak sempati duysalar bile program söz konusu olunca başka bir evre oluyor. Biz Bakanlıklarla da birlikte çalışıyoruz. Onlarca kız çocuğumuzun hayatına mal olacak bir şeyi jandarmamız ve yargı sayesinde kurtardık. Kades uygulamasını binlerce kadınımıza yükletmişimdir. Kades'i yükledikleri için hayatları kurtulan kadınlarımızı anlatıyoruz.
"17 yıldır böyle bir dil var. İzleyiciler buna alıştı"
Bir milletvekilinin, "Size göre bu programları toplum neden bu kadar izliyor" sorusuna yanıt veren Zahide Yetiş şunları söyledi:
"Bu ilgiyi çözebilirsek doğru yönetebiliriz. Biz merak ediyoruz ama merak ettiğimiz şey bir başkasının özel hayatı. Biraz röntgenciliği de seviyoruz sanırım. Birinin evinde ne var, hangi koltuk takımı var bunlar da aynı. Yemek programlarında da ekmeğin şurası uzun, burası kısa diye bu kadar kutsal bir şey bile kavga aracı yapıldı. İki seçeneğimiz var; halkın bu ilgisini yavaş yavaş köreltmek. NTV'de yapımcım programlar yapıyor, son derece iyi programlar ama orada reyting kaygısı yok. Burada ise bize 'burada kalmak mı istiyorsun o zaman bana yarın sabah iyi bir şeyle gel' diyorlar. Bunun için biz olabildiğince en basite indirgeyerek aktarmaya çalışıyoruz. Özel hayatını anlatmaya meyilli insanların bunu duymaya meyilli insanlarla buluşma noktası gibi oldu bu programlar. Bu yemekte de böyle. Gelin evi var, bardak nereden alındı diye tartışılıyor. Ev geziyoruz bu da reyting alıyor. Biz bunu nasıl doğru yönlendirebiliriz onu düşünmeliyiz. Biraz eğitimle çözülüyor ama bunun için yıllar gerekiyor. Buna ortak bir çözüm bulmamız lazım."
Cevizoğlu'nun, "Ben sistem kurbanıyım gibi bir anlam çıkıyor" sözleri üzerine Yetiş, "Galiba bu programlar sistemin getirisi haline gelmiş olabilir. Bize deseniz ki biz komisyonda bir şeyi başardık, reytingi kaldırdık o zaman öyle programlar ortaya koyarız ki burada büyük bir keyifle izleyebiliriz. Bu mümkün mü bilmiyorum. Dün bir program birinci oldu ve böyle programlar çok yukarıda. Bu arada ben çok yeniyim. 17 yıldır böyle bir dil var. İzleyiciler buna alıştı. Eğer bir çözüm yolu bulursanız yanınızdayız" dedi.
Cevizoğlu: "Kadının kadına şiddetini konuşmak istemiyorlar galiba"
Cevizoğlu , "Kadına yönelik şiddet genellikle fiziksel şiddet olarak algılanıyor ve bunun karşısında kesinlikle erkek fail varmış gibi algılanıyor. Bu formattaki programlarda gelin kaynana şirketi de yani kadının kadına da şiddeti çıkıyor ama bunu konuşmak istemiyorlar galiba. Bir fail erkek bulalım bütün suçu oradan tartışalım gibi bir yanlış da mı var acaba? Kadının kadına şiddeti neden konuşulmaz ki toplumda? Az önce diğer milletvekillerimizin tavrını görünce kadın milletvekilinin kadın konuğa simgesel şiddet uyguladığını gördük" dedi.
Yetiş ise, "Ben şiddetin her türüne karşıyım. Neden bana şiddet uygulayarak buradan gittiklerini hala anlayabilmiş değilim. Eminim onlar da düşünüp daha sonra daha farklı bakacaklardır" diye konuştu. Cevizoğlu ise, "Siyaset diyelim" ifadelerini kullandı.
"Günlük televizyon izleme süresi kişi başı 3 saat 34 dakika"
Sunum yapan TİAK Anonim Şirketi Genel Müdürü Sayın Dursun Güleryüz şu ifadelere yer verdi:
"Bir akredite kuruluş diyebiliriz. Ölçümün paydaşları reklam verenleri televizyon kanalları ve medya planlama ajansları. Televizyon ölçüm faaliyetini tüm yönleri ile organize ediyoruz. Ölçüm faaliyetleri, denetim, güvenilirlik, gizlilik, 365 gün sürekliliği sağlamak bizim için çok önemli. 1992 yılı televizyon ölçümlerinin Türkiye'de başlangıcı. Kar amacı giden bir kuruluş değiliz ortak bir bütçe üzerinden gidiliyor. İletişimin hedef kitlesi, reklam verenin vereceği paranın karşılığının belirlenmesi, rakip markaların harcamaları belirleniyor. Biz sadece durum tespiti yapıyoruz. İlk kurulduğumuzda abone sayımız 42'ydi bugün ise 79. Çok katmanlı bir denetim sistemimiz var.
2024 yılı yıl sonu raporunda kişi başı günlük televizyon izleme süresi kişi başı 3 saat 34 dakika, hane başı ise 6 saat olarak karşımıza çıkıyor. İzlemenin en yüksek olduğu ay Ocak ayı iken en düşük olduğu ay Ağustos ayı. İzleyici grupları bazında bakıldığında cinsiyet dağılımı olarak kadınların daha fazla izlediğini görüyoruz. Yaş grubu olarak ise 55 yaş üstü en az izleyen ise 12-19 yaş arası. İzmir bölgesi en fazla televizyon izlenen bölgemiz, en az ise Doğu- Güneydoğu ve Ankara."
"Feminist geçinen insanlar kadınlara karşı şiddet uygulayabilir mi?"
RATEM Başkan Yardımcısı Banu Genç ise, "Gerek yurt dışında gerekse ülkemizde özellikle kadına şiddet haberlerinin hazırlanış ve sunumu ile ilgili bir standardın olmaması evrensel etik ilkelerin oluşturulması ve medyanın üzerine üşen görevlerinin belirlenebilmesi için geniş katılımlı bir çalıştay düzenleyerek eylem planı hazırlanması tüm dünyaya örnek bir çalışma olacaktır. Çocuklara daha ilk ve orta öğretimde kadına saygı algısına sahip çıkmaları sağlanmalıdır" dedi.
Cevizoğlu, "Telefonlara şiddetle mücadele konusunda kadınların başvuracağı mercilerin bilgilendirilmesinin atılmasını önerdik. Şiddete uğrayan kadının bu verilerin elinin altında olması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Vekillerin komisyonu terk etmesine yeniden değinen Cevizoğlu, "Feminist geçinen insanlar kadınlara karşı şiddet uygulayabilir mi? Herkes kendisine yakışanı yapar" ifadelerine yer verdi.
Yapılan oylama sonucunda komisyona verilen üç aylık sürenin 21 Şubat tarihinde sona ermesinden dolayı bir aylık ek süre verildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: