(TBMM) - CHP'nin İstanbul'da belediyelere yapılan gözaltı ve operasyonların araştırılması amacıyla verdiği grup önerisi TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi. CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, "Siz her ne kadar bizi terörle suçlasanız da bizim için suç unsuru bulsanız da biz kent uzlaşısından, ülke uzlaşısından asla vazgeçmeyeceğiz; milletimize yakışan özgürlükçü ve demokratik parlamenter cumhuriyeti toplumsal barış içerisinde sonuna kadar uygulayacağız" dedi.
CHP'nin İstanbul'da belediyelere yapılan gözaltı ve operasyonların araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığı'na verdiği araştırma önerisi AK Parti ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun, şunları söyledi:
"Kartal, Ataşehir, Üsküdar, Sancaktepe, Tuzla, Adalar, Şişli ve Beyoğlu Belediyelerimizin bürokratları ve meclis üyeleri gözaltına alındı. Gözaltı kararına imza atan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kent uzlaşısı faaliyetiyle, sebebiyle söz konusu tutuklamaların yapıldığını açıkladı. İnanın, ilk duyduğumda dedim ki herhâlde bir ifade karışıklığı vardır, bir yanlışlık olmalı diye düşündüm fakat daha sonra baktım, hakikaten böyle bir kavramdan suç üreten bir yargı mekanizmasıyla karşı karşıya kalmışız. Türkiye'nin hukuk tarihine düşecek bir not bu. Herhâlde hukuk fakülteleri yargı kararlarını veyahut da tutuklamaları incelediğinde yani bunu dinlediğinde Türkiye'nin nasıl bir vahamet içinde olduğunu, nasıl bir durum içinde olduğunu daha iyi anlarlar.
Sonuçta, seçimler öncesinde vatandaşlar tabanda birleşmiş, bir iradede buluşmuş ve kenti birlikte yönetme iradesini ortaya koymuş. Bunun nesi suç? Bu baskıcı anlayışınızın artık sonu geldi. Yani yerel seçimleri kaybetmeyi bir türlü hazmedemediniz, bir türlü 31 Mart'ı içinize sindiremediniz. O günden bugüne nasıl kayyum atarız, nasıl tutuklarız, nasıl görevden alırız, ne yaparız, bunun çabası içerisindesiniz. Bu yaptıklarınız önümüzdeki genel seçimde de sizin iktidarı kaybetmenize yol açacak ve göreceksiniz ki o hukuk devleti kurulduğunda, yargı işlediğinde bu yapılanların nasıl suç olduğunu ve bu ülkeye yapılan bir zalimlik olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Sadece bizim belediyelerimizi gözaltına alıyorsunuz, suçluyorsunuz ama AK Partili belediyelerin hiç yok mu suç unsuru? Hangisini sabahın beş buçuğunda aldınız, hangisini aldınız da tutukladınız, kaç tane belediye soruşturma geçirdi de ne yaptınız, hangi işlemi yaptınız? Bu adaletsizliğe bir an önce son verin. Siz her ne kadar bizi terörle suçlasanız da bizim için suç unsuru bulsanız da biz kent uzlaşısından, ülke uzlaşısından asla vazgeçmeyeceğiz; milletimize yakışan özgürlükçü ve demokratik parlamenter cumhuriyeti toplumsal barış içerisinde sonuna kadar uygulayacağız, sonuna kadar uygulayacağız."
"Büyük teröristler suçüstü yakalanmış gibi bir algıyla bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor"
Kayyum atamalarının ardından iktidar tarafından yapılan basın açıklamalarıyla masumiyet karinesinin yerle bir edildiğini belirten Yeni Yol Partisi Grup Başkanı Bülent Kaya, il cumhuriyet başsavcılarının kendilerini Türkiye Cumhuriyet Başsavcısı gibi görme alışkanlarından vazgeçmelerini söyledi. Kaya'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Birbiriyle çelişen, dönem dönem konjonktüre göre farklı farklı yaptığınız uygulamaları 'Hukuki bir süreç' diye gelip bu kürsülerden anlatmaya lütfen çalışmayın çünkü biz sizin 22 yıllık devri iktidarınızda birbiriyle çelişen o kadar uygulamalarınızı gördük ki bugün de bu kürsülerden 'hukuk profesörü' diye çıkardığınız arkadaşın canhıraş bir şekilde, masumiyet karinesini âdeta yok sayarak bu operasyonlardan gözaltına alınanları peşinen suçlu ilan edici yaklaşımlarıyla toplumun aklıyla alay etmeyin. Bir diğer konu, bu operasyonlarla eş zamanlı olarak cumhuriyet savcılıkları basın açıklamaları yapıyor. Bu basın açıklamalarında masumiyet karinesini yerle bir ederek öyle bir algı oluşturuyor ki sanki büyük büyük teröristler suçüstü yakalanmış gibi bir algıyla bir kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor.
Bir de her cumhuriyet başsavcısı bu ülkenin eşit bir başsavcısıdır, il cumhuriyet başsavcılarının kendilerini Türkiye Cumhuriyeti başsavcısı görme alışkanlıklarından vazgeçmesi lazım. Benzer rollere soyunan her yargı mensubu daha sonra toplumun yüzüne bakamayacak durumlara düşmüştür ki bunların bir kısmını muhalefet partisi, bir kısmını da siz gerekli dönemlerde başsavcı atadınız. Buradan bir ders çıkarın, geçmişte sizi mağdur edenleri başkaları baş tacı ediyordu, sizin baş tacı ettikleriniz de başkalarını mağdur ediyordu, yeni mağduriyetlere asla ve asla prim vermeyin."
"Seçimleri kaybeden iktidar yargıyı kullanarak koltuğunu koruma yoluna gitmekte"
Teröre destek suçlamasıyla yerine kayyum atanan belediye başkanları, yardımcıları ve meclis üyelerinin seçimi kazandıktan sonra terörist ilan edildiğini belirten İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, önergeye şu sözlerle destek verdi:
"Seçimden önce hiçbir suçlama yöneltilmeyen, yıllardır hayatlarına devam eden belediye başkanları, yardımcıları ve meclis üyelerinin birdenbire terörist ilan edilmesi hukukun siyasallaştırıldığının açıkça göstergesidir. Seçim öncesinde adaylar hakkında bu tür ciddi iddialar varsa bunlar seçim sürecinin başlangıcında açıkça ortaya konulmalı ve yargı organlarına taşınmalıdır. Aksi takdirde seçimi kazanan kişi veya partiye karşı yapılan bu tür ithamlar toplum tarafından kuşkuyla karşılanır ve yapanlar kamu vicdanında yargılanır. Siyasetçilerin fikirleri ve muhalif duruşları nedeniyle hapse atılması Türkiye'yi demokrasiyle yönetilen bir ülke olmaktan hızla uzaklaştırmaktadır. Yıllardır sürdürülen kayyum rejimi bugün İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde de tehdit olarak muhalefetin üzerinde bir baskı unsuru hâline gelmiştir. Seçimle gelenin seçimle gitmesi ilkesine aykırı bu uygulama halkın sandıkta verdiği yetkinin gasbedilmesidir. Türkiye hukuksuz operasyonlarla, yargının sopa olarak kullanılmasıyla yönetilecek bir ülke değildir. Seçimleri kaybeden iktidar yargıyı kullanarak koltuğunu koruma yoluna gitmektedir."
Yorumlar
Kalan Karakter: