CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Şubat depremlerinin ikinci yılında yaptığı açıklamada, "Bugün Sayın Erdoğan'a düşen liyakatinden, becerisinden, deneyiminden kimsenin şüphe etmeyeceği herhangi bir siyasi partiye angaje olmayan yetkin tam yetkili tam donanımlı bir kişiyi Deprem ve Afetlere Hazırlık Bakanı olarak atamalıdır. Bu kişi siyasi olmamalıdır" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sözcü TV'de "Uğur Dündar ile Adıyaman'dan Özel Yayın" programının konuğu oldu. Özel, "Bugün buradaki izlenimlerinizi genel olarak alabilir miyim?" sorusu üzerine, kişisel ve siyasi hayatının en zor birkaç gününün Soma faciasının yaşandığı gün, Kartalkaya faciasının yaşandığı gün ve 6 Şubat depremlerinin yaşandığı gün olduğunu ifade etti. Özel, "Bundan iki yıl önce Malatya il başkanımızın telefonuyla sabah beş gibi uyanıp telefonda ağlıyordu 'Yıkıldık Özgür Başkanım. Kimseye ulaşamıyorum' diyordu. Ne olduğunu bile idrak edemedim ilk anda ve arabaya atlayıp yola çıktım. Önce Ankara'ya sonra Malatya'ya gittim. Ankara'da iki üç saatte bütün milletvekillerimizi bölgeye yollamıştık. Vardığımda büyük bir felakete gittiğimizi biliyorduk ama sabah Malatya'yı görünce, Doğanşehir'i görünce, taş taş üstüne kalmadığını görünce ardından Kahramanmaraş'ı Hatay'ı görünce her gün gördüğüm felaket bir önceki günden daha büyük. O süreçte hayatımın en kötü günlerinden biriydi. Hepimizde olduğu gibi travma" dedi.
"O resmi rakamın doğru olmadığını hepimiz biliyoruz"
Özel, depremde vefat edenlerin sayısının değişiklik göstermesinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Almamız gereken çok ders var. Erdoğan yarın buraya gelecek. Bir kere bu rakamlarla ilgili bir şaibe şüphe değil, olan oldu ölenlerimiz öldü ama bir ülkenin hiç olmazsa kayıplarını doğru bilme hakkı var. Bunun için resmi rakamın doğru olmadığını hepimiz biliyoruz. Ben demiyorum ki; 53 bin değildir 60 bin 100 bin 200 bindir diye. Ama şuna ihtiyaç var, iki yönlü faydası olacak. Bir kapalı nüfus sayımı yapmalıyız. Mutlaka bir kapalı nüfus sayımına isimle soy isimle, 'depremde yakınınızı kaybettiniz mi, adı neydi' diye sorulduğunda bu rakam net çıkar. Yanlış beyan verenin de yanlış beyanı çıkar çünkü o TC ile bütün TC'ler ilişkili. O yüzden kimse gerçek dışı bir şey söylemez, söylerse hemen elenir. Bu rakamları öğrenebiliriz. Bu kapalı nüfus sayımını daha önce İçişleri Bakanlığı'ndan Sorumlu Gölge Bakanımız Murat Bakan da önermişti. Türkiye'deki resmi kayıtlarda olmayan göçmenlerin sayısını sığınmacıların sayısını da öğrenebiliriz. Elbette kaçak kalanlar saklanacaktır ama komşulardan üst dairede alt dairede kimler var, kaç kişi yaşıyorlar gibi birtakım belgeler devletin elinde olması çok kıymetli çünkü bu çağda ülkesindeki sığınmacıyı bilmeyen depremde kaybettiği kişinin sayısını bilmeyen bir devlet 2025 yılında olamaz. Bunu siyasi bir sebeple söylemiyorum. Gerçekten bu sene içinde yapılacak bir erken seçimle bilemedin bir sene iki sene sonra bu hükümeti devralacak olan bir anlayışla söylüyorum Türkiye'ye yakışan budur, doğrusu budur.
"Sayın Erdoğan'a düşen; en uygun kişiyi deprem ve afetlere hazırlık bakanı olarak atamalıdır"
Üç gün dört gün Adıyaman'ın adını sesini kimse duymadı diyorlar. Geç kalındı diyorlar. Doğru. Her an savaşa hazır, bir talimatla, bir düdükle, bir sirenle dakikalar içinde giyinip araçlara binecek eğitimi almış yüz binlerce askerimiz hemen birkaç yüz bini de belki yarım gün bir gün içinde o enkazların başına güçlü kuvvetli ulaşabilecekken üç gün bu ordunun 'ordu kışladan çıkarsa geri sokmak zor' vehmiyle... O yüzden ben bugün Erdoğan'a yüz yüze iki kez görüşmemizde de önerdiğim ilkinde ciddi şekilde not aldırdığı önerimi tekrarladım. Bugün Sayın Erdoğan'a düşen liyakatinden, becerisinden, deneyiminden kimsenin şüphe etmeyeceği herhangi bir siyasi partiye angaje olmayan yetkin tam yetkili tam donanımlı bir kişiyi kadın olur, erkek olur, akademisyendir, eski askerdir bilmiyorum ama en uygun kişiyi Deprem ve Afetlere Hazırlık Bakanı olarak atamalıdır. Bu kişi siyasi olmamalıdır. Sonra dönüp Meclis'te grupları oluşturan siyasi partilerin liderlerine kendi partisine de kendisi atayarak birer bakan yardımcısı atamalıyız. Bugün gördüklerim beni bu konuda bir kez daha bu beklentimin ne kadar haklı ne kadar doğru ve bu ülkenin bu deprem gerçeğiyle bir an önce bir kez daha acıyla on binlerce yüz binlerce kayıpla değil akılla yüzleşmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Bir diğer önerim, 1999 depreminde Ecevit hükümeti deprem bölgesi belediyelerin gelirlerini üç kat arttırmıştı. Burada Adıyaman Belediyesi, Adana Belediyesi bizde. Bizim bu bölge en sınırlı sayıda. Çoğu AK Parti'de. Ben CHP'li belediyelere değil hatta il belediyesi olarak bir tek Adıyaman yararlanır belki Adana'yı dışında bile bırakabilirler hasar durumuna bakıldığında, bu belediyelerin kamudan aldıkları payın üç dört beş katına çıkarılması lazım."
"Yapamayacağın bir işi söyleyip haksız yere oy topluyorsun"
Özel, "Siz barınma sorununun çözümlendiğini gördünüz mü", "Esnafla diyaloglarınız oldu mu ve size göre yaralar sarılabilmiş mi" sorularını da şöyle yanıtladı:
"Hayır kesinlikle sarılamadı. Bir çaba bir emek var ama büyük koordinasyonsuzluğun olduğu ortada. Birincisi Sayın Erdoğan deprem 6'sında oldu, 8'inde çok da erken yani eline mikrofonu aldı dedi ki; '650 bin yıkılan konut var. Bunları bir yıl içinde yapacağız. Depremin yıl dönümünde herkes evine ulaşmış olacak.' Bunu 10 Şubat günü de tekrar etti. Sonra da bütün kampanyayı biliyorsunuz. 'Depremzedenin sorununu biz çözeriz. Türkiye'yi ayağa biz kaldırırız. Asrın felaketi dediler buna, asrın felaketiyle biz baş ederiz. Bir yıl sonra evlerinize gireceksiniz' diyerek devam ettiler. Bir yılın sonunda teslim ettikleri konut sayısı 18 bin 19. Yani yüzde 2.7. Biz o beyanlarla seçime gittik. Bu vaade kıymet vererek inanan insanların oyuyla Cumhurbaşkanı seçildi. Bir yılın sonunda 100 kişiden 97’si çadırda, konteynerda veya gurbetteydi. Şimdi ikinci yıla geldik, 'Şu ana kadar 201 bin konut teslim ettik' diyor. Bu oran yüzde 30’a denk geliyor. 10 depremzededen yedisi ya konteyenerda ya da gurbette. 'Artık çadır kalmadı' dediler. Bugün dört kişi geldi yanımıza, konteyner verilmemiş hala çadırda kalıyorlar. Hala çadırda yaşayanlar var. Yapamayacağın bir işi söyleyip haksız yere oy topluyorsun. Bir kere bu barınma sorunu çözülmedi.
"Adıyaman'da bir derlenme, toparlanma, ayağa kalkma azmi var"
Özel, "Sizce mücbir sebep ne kadar uzatılmalı?" sorusuna "Esnaf mücbir sebebin 31 Mayıs’ta bitecek olmasına tepkili. Van depreminde beş yıl altı ay yapılmış. Bence hemen iki yıl uzatılmalı. İki yıl sonra da bir daha bakılmalı" yanıtını verdi.
Özel, bir başka soru üzerine, "Deprem zamanında geldiğimde gördüğüm manzara inanılması güç bir manzaraydı. Neredeyse şehirdeki bütün evler, binalar, camiler, kamu binaları yıkılmıştı. Bir valilik ayaktaydı o da yeni yapılmıştı. Belediye binası çökmüştü. O gün Adıyaman'ı tanıyamamıştım. Bugün de eski Adıyaman'dan eser yok maalesef ama bugün o güne göre son bir yıl önce gördüğüm Adıyaman'a göre Adıyaman'da bir derlenme, toparlanma, ayağa kalkma azmi var. Adıyaman’da uyumlu bir çalışma var. Halk Valilik ve Belediyenin çalışmalarından memnun. Adıyaman’ın eski günlerine dönmesini ümit ederiz. Abdurrahman Bey'in söylemekten bıkmadığı devlet hastanesi 10 yıldır bitmemiş. Yetişseydi depremde inanılmaz işlev görecekti. Hala inşaat halinde. Doktor eksiği var" diye konuştu.
"CHP'li belediyeler büyük bir koordinasyonla işler yaptı"
Özel, "CHP'li büyükşehir belediyeleri deprem bölgesinde taşın altına ellerini koydular mı?" sorusunun sorulması üzerine deprem bölgesine yaptıkları yardımlardan bahsederek; "Bölgeye bir bardak su ulaştıran biri varsa hangi partiden olursa olsun tebrik ediyorum. Türkiye'deki bütün belediyeler çok önemli işler yaptılar ama CHP'li belediyeler büyük koordinasyonla yaptı. Sayın Erdoğan çıkıyor bir süredir; 'CHP'li belediyeler deprem bölgesine taş üstüne taş koymadı, ne yaptınız depremde' deyip güya işte onun kanalları zaten bizden bahsetmiyordur, o da böyle söyleyince CHP'nin takdir gören belediyeciliğini 'depremde yardıma koşmadılar' gibi bir yaftalamaya girişiyor. Bu beni çıldırtıyor" yanıtını verdi.(SÜRECEK)
Yorumlar
Kalan Karakter: