(OSMANİYE) - 6 Şubat depremlerinde eşini ve kızını kaybeden Hayrettin Topalca, "Kızım vefat etmeden önce enkazın altındayken beni aradı, 'Baba biz enkazın altında kaldık kurtar bizi' dedi ama kurtaramadılar" dedi. Ailesinden 7 kişiyi kaybeden Emine Aksu ise "Osmaniye küçük bir olabilir ama depremi yaşayan bu 11 ilin içerisinde Osmaniye’de vardı. Osmaniye’yi yok saymalarını istemiyorum. Çünkü benim burada her şeyim gitti. Ailem gitti. Ben sıfırdan emeklemeyi adım atmayı öğreniyorum" diye konuştu.
Hayrettin Topalca, 6 Şubat depremlerinde eşi Semira Topalca (49) ve kızı Serap Topalca'yı (18) kaybetti. Depremin yaşandığı gün çalışmak için gittiği Bolu'da acı haberi aldığını, kızının enkaz altından kendisini aradığını belirtti.
Emine Aksu ise eşi Ergün (52), kızı Ayşe Nur (24), oğulları Hacı Mehmet (22) ve Burhan Aksu (20) ile kayınpederi Mehmet Aksu, kayınvalidesi Zeynep Aksu ve görümcesi Sebiha Çelik’ i depremde kaybetmenin acısını hala yaşadığını söyledi. Deprem olmadan önce ailesiyle görüntülü konuştuğunu söyleyen Topalca, şöyle konuştu:
''Ben Bolu'daydım. Deprem gecesi hiç uyuyamadım. Eşimle ve kızımla görüntülü konuşuyorduk. Arıyorum cevap vermiyorlar. Duydum ki deprem olmuş. Gelmek istedim ama yollar hep karlıydı. Yollar, havadan ve karadan her yerden kapalıydı. Kızım enkazın altından aradı, vefat etmeden önce. 'Baba biz enkazın altında kaldık kurtar bizi' dedi. Sağı solu aradım ama şebeke yok. Zorla bir komşuma ulaştım ama iş işten geçmiş. Ama yetişemedikleri için kurtaramadılar. Sabah saat sekize kadar yaşadı kızım. Daha sonra neler olduğunu bilmiyorum. Ben ancak depremin ikinci gününe yetiştim. Yolun şartlarından dolayı. Geldiğimde eşimle kızımı kaybetmiştim. Evim yerim yurdum hiç bir şeyim kalmamış. Sadece bir Allah'ımız kalmış. Yapacak bir şey yok. Şükür etmekten başka bir şey yok. Eşim ve enkazdan aynı gün çıkarıldı ancak saatler daha sonra çıkarıldı. Daha sonra gömeceklerdi ancak ben yokum diye ikinci güne erteledik ancak yetiştim."
"Osmaniye’yi görmüyorlar yok sayıyorlar"
Depremin yaşandığı gece çalıştığı yetiştirme yurdunda nöbetçi olduğunu söyleyen Emine Aksu, şunları söyledi:
''Deprem günü ben çocuk yuvası yetiştirme yurdunda 24 nöbetinde çalışıyordum. Pazar sabahı beni eşim yuvaya bırakmıştı pazartesi sabahı almak üzere. Sonra 04.17'de ben yetiştirme yurdunda bir kız iki oğlanla birlikteydim, mahşer alanı gibiydi. Yerden bir gümbürtü bir ses vardı. Biz o çocuklarla aşağı indik. Çocukları güvenli bir bölgeye aldıktan sonra kendi evimi aramaya çalıştım ulaşamadım. Şu anda hepsi burada. Canlarım, eşim, kızım, iki oğlum, görümcem, kayınbabam, kaynanam hepsi buradalar.
Osmaniye küçük bir olabilir ama depremi yaşayan bu 11 ilin içerisinde Osmaniye’de vardı. Ben bazen bakıyorum her yerde; Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Gaziantep diyolar. Ama burada depremi yaşayan Osmaniye’mizde var. Ben bu Osmaniye’yi yok saymalarını istemiyorum. Çünkü benim burada her şeyim gitti. Ailem gitti. Ben sıfırdan emeklemeyi adım atmayı öğreniyorum. Sıfırdan hayata başlamaya çalışıyorum. Yetkililere sesleniyorum biz de varız. Osmaniye’de bir deprem bölgesi. Osmaniye’de herkes depremde eşini çocuğunu yakınını kaybetti ya. Kimisi benim gibi tek kaldı. Kimi çocuklar annesiz babasız kaldı. Sesimizi duysunlar. 2 yıl olacak bana sanki dün gibi geliyor. Deprem daha dün yaşandı çocuklarımın sesleri daha kulağımda, kahkaha sesleri kulağımda. Ama işte insan yüreğine bir sorsun ya. Ateş düştüğü yeri yakıyor.''
Yorumlar
Kalan Karakter: