Fiziksel temasın, oksitosin salgılanmasını artırarak güven hissi sağlayabileceğini ve uykuya dalmayı kolaylaştırabileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Bazı bireyler için partnerle yakın temas halinde uyumak güven verici bir etki yaratırken, bazıları için bu durum uykunun sık sık bölünmesine neden olabilir.” dedi. Uyku düzeni uyumsuzluğu yaşayan çiftler için ayrı uyumanın ilişkinin sağlıklı şekilde devam etmesine yardımcı olabileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, ideal bir uyku ortamı oluşturmak için çiftlerin benzer uyku saatlerini benimsemesi, oda koşullarını birlikte belirlemesi ve uyku öncesi rahatlatıcı rutinler oluşturmasını önerdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, eşlerin birlikte uyumasının uyku kalitesine etkisi hakkında açıklamalarda bulundu.
Fiziksel temas huzurlu bir uyku sağlayabilir…
Uykunun, fizyolojik ve psikolojik süreçlerin etkileşim içinde olduğu, vücudun dinlenmesini ve yenilenmesini sağlayan kritik bir zaman dilimi olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Partnerler arasındaki fiziksel temas, uykuya dalma sürecini ve uykunun kalitesini çeşitli şekillerde etkileyebilir. Çiftler arasında yatakta sarılma, el ele tutuşma veya yakın temasta bulunma gibi davranışlar, uykuya geçiş sürecini olumlu veya olumsuz yönde değiştirebilir.” dedi.
Fiziksel temasın olumlu etkileri arasında, oksitosin hormonunun artışının yer aldığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Oksitosin, ‘bağlanma hormonu’ olarak bilinir ve stres seviyelerini düşürerek bireyin daha rahat bir uyku deneyimi yaşamasına katkıda bulunabilir. Özellikle kaygı bozukluğu yaşayan bireylerde, eşleriyle temas halinde olmak güven hissini artırarak uykuya dalmayı kolaylaştırabilir. Ayrıca, sarılmak veya el ele tutuşmak, parasempatik sinir sistemini aktive ederek kalp ritmini yavaşlatır ve bireyin daha huzurlu bir şekilde uyumasına yardımcı olabilir.” şeklinde konuştu.
Bazıları için uykunun bölünmesine de neden olabilir!
Her çift için fiziksel temasın etkilerinin aynı olmayabileceğine de değinen Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Bazı bireyler için partnerle yakın temas halinde uyumak güven verici bir etki yaratırken, bazıları için bu durum uykunun sık sık bölünmesine neden olabilir. Bu nedenle, çiftlerin kendi konfor seviyelerini keşfetmeleri ve birbirlerinin ihtiyaçlarına uyum sağlamaları önemlidir. Fiziksel temasın derecesi, çiftlerin iletişimi ile belirlenebilir ve uyku kalitesini artıracak çözümler üretilebilir. Örneğin, yatakta yakın temas kurup uyumakta zorlanan çiftler için büyük yatak tercih edilmesi veya uyku esnasında temasın belirli bir sürede sınırlandırılması faydalı olabilir.” açıklamasını yaptı.
Farklı uyku alışkanlıkları uyku kalitesini doğrudan etkileyebilir…
“Eşlerin uyku alışkanlıkları birbirinden farklı olduğunda, bu durum uyku kalitesi üzerinde belirgin bir etki yaratabilir.” diyen Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, bireylerin biyolojik saatlerinin, uykuya geçiş süresinin, yatakta hareket etme sıklığının, uyurgezerlik ve diş gıcırdatma gibi faktörlerin, uyku ortamının huzurlu veya kesintili olmasına sebep olabileceğini bu farklılıkların da çiftlerin dinlenme sürecini doğrudan etkileyebileceğini aktardı.
Biyolojik ritimleri farklı olan bireyler arasında uyku uyumunu sağlamanın güç olabileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Bir partnerin erken yatıp erken kalkarken, diğer partnerin geç saatlere kadar uyanık kalmayı tercih etmesi bir tarafın uykuya dalmasını geciktirebilir. Ayrıca, bir eşin horlama, uyurgezerlik veya sık sık hareket etme gibi alışkanlıkları varsa, diğerinin uykusunun bölünmesine ve dinlenme kalitesinin düşmesine yol açabilir. Özellikle derin uykuya geçiş sürecinde bu tür dışsal faktörlerin etkisi, uyku kalitesini doğrudan etkileyerek bireyde yorgunluk hissine neden olabilir.” ifadelerini kullandı.
Birlikte uyumanın ilişkinin temel taşı olduğu fikri her birey için geçerli değil!
Birlikte uyumanın pek çok çift için duygusal yakınlık ve bağlılık göstergesi olarak algılandığına vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Ancak, uyku kalitesini etkileyen faktörler nedeniyle bazı çiftler ayrı yataklarda ya da ayrı odalarda uyumayı tercih edebilir. Bu durum, ilişkinin dinamiğini değiştirebilir ve bazı bireylerde duygusal mesafe hissiyatı oluşturabilir.” dedi.
Ayrı uyumanın ilişkide yarattığı etkilerin, çiftin iletişimine ve birlikte geçirdiği zamanın niteliğine bağlı olduğunu da sözlerine ekleyen Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, şöyle devam etti:
“Araştırmalar, kötü uyku deneyimlerinin çiftler arasındaki tartışmaları artırabildiğini ve bireylerin daha huzursuz hissetmesine neden olabileceğini gösteriyor. Ancak, birlikte uyumanın ilişkinin temel taşı olduğu fikri her birey için geçerli değil. Uyku düzeni bozuk olan, farklı uyku alışkanlıklarına sahip çiftler için ayrı uyumak, ilişkilerini daha sağlıklı sürdürebilmeleri adına faydalı olabilir. Bu bağlamda, ayrı uyuma düzeni tercih eden çiftlerin, gün içerisinde birlikte kaliteli zaman geçirmeye özen göstermesi önemli. Sarılma, sohbet etme gibi bağlanmayı destekleyen davranışlar sayesinde, ayrı yatakta uyumak ilişkide duygusal mesafeye neden olmadan sürdürülebilir hale gelebilir.”
Birlikte rahat uyumak için alışkanlıklarınızı senkronize etmelisiniz…
Uykunun, yalnızca bireysel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda çiftlerin ilişkisini ve genel yaşam kalitesini etkileyen temel unsurlardan biri olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, “Yapılan araştırmalar, uyku düzeni ve uyku kalitesinin çiftler arasındaki duygusal bağ, iletişim ve stres yönetimi üzerinde doğrudan etkili olduğunu gösteriyor.” dedi.
Çiftlerin daha sağlıklı ve dinlendirici uyuyabilmeleri için önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Merve Türkkol, sözlerini şöyle tamamladı:
“Mümkünse, benzer saatlerde uyuyup uyanmaya çalışın. Odanın sıcaklığı, ses seviyesi ve yatak takımlarının rahatlığı gibi unsurları birlikte belirleyerek, ikinizin de konforlu hissedeceği bir uyku alanı oluşturabilirsiniz. Fiziksel teması rutine dahil etmeye çalışın. Uyumadan önce meditasyon, nefes egzersizleri veya hafif germe hareketleri gibi birlikte yapacağınız rahatlatıcı aktiviteler, uykuya geçiş sürecini kolaylaştırabilir. Yatak odasını huzurlu bir alan olarak görmek ve olumsuz duyguları buraya taşımamak önemlidir. Eğer tekrarlayan bir şekilde uyku öncesi tartışmalar yaşıyorsanız, bu durumu fark edip gün içinde duygularınızı daha sağlıklı bir şekilde ifade etmeye çalışabilirsiniz. Uyumadan önce telefon veya televizyon yerine birlikte kitap okumak, hafif bir müzik dinlemek ya da sohbet etmek, hem uyku kalitesini artırabilir hem de ilişkinize olumlu katkılar sunabilir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: