Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti İstanbul 8. Olağan İl Kongresi'nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu, "Neymiş, Bizim 23 yılda yapamadığımızı onlar 5 yılda yapmışlar. Böyle bir şey gördünüz mü, var mı bu tür konutlar? Ey Ekrem Efendi, sen bunları delillendir, ispat et bak bakalım Erdoğan ne yapıyor. Bizim icraatımızın ulaştığı yerlere senin hayallerin bile ulaşamaz Ekrem" sözleriyle hedef aldı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin AK Parti İstanbul 8. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Erdoğan, Basketbol Gelişim Merkezi’nde düzenlenen Kongre’de muhalefeti eleştirerek, “Yönettikleri belediyelerde fetret dönemi yerini çöküş dönemine bıraktı. Trafikten toplu ulaşıma, temel belediyecilik hizmetlerinden çevreye kadar İstanbul dahil büyükşehirlerimiz sapır sapır dökülüyor. Artık İstanbul’da yanan otobüslerden geçilmiyor. İş öyle bir yere vardı ki kendi televizyon kanallarında ekran yüzlerini dahi isyan noktasına getirdiler” dedi.
Erdoğan, "Bugün nöbeti devreden Osman Nuri Kabaktepe'ye partim ve teşkilatım adına teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı ve AK Parti İstanbul İl Başkanı tayin ettiği Abdullah Özdemir'e başarı diledi.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
"Tayyip Erdoğan olarak Genel Başkan sıfatından ziyade bu hareketin bir neferi olmanın heyecanını her zaman kalbimin derinliklerinde hissettim. Bu davanın bir mensubu, sizlerin yol mücadele arkadaşı olmaktan her zaman şeref duydum. Son nefesime kadar da AK Parti’nin millete, memlekete ve insanlığa hizmet mücadelesinde yer almanın haklı gururunu yaşayacağım.
“Ekrem efendi, sen bunları delillendir, ispat et bak bakalım Erdoğan ne yapıyor”
Bir şeyler gördüm gelirken bilboardlarda. Neymiş, Bizim 23 yılda yapamadığımızı onlar 5 yılda yapmışlar. Böyle bir şey gördünüz mü, var mı bu tür konutlar? Ey Ekrem Efendi, sen bunları delillendir, ispat et bak bakalım Erdoğan ne yapıyor. Bizim icraatımızın ulaştığı yerlere senin hayallerin bile ulaşamaz Ekrem. Şimdi aynı azim ve kararlılıkla, aynı hizmet aşkıyla çalışarak ülkemizi bölgesinde ve dünyada çok daha yüksek seviyelere getireceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edeceğiz.
“Bahçeli’ye şahsım ve partim adına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum”
Bu vesileyle Cumhur İttifakı ortağımız MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’ye şahsım ve partim adına geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, kendisine yüce Allah’tan acil şifalar diliyorum. Sağlık durumu iyi olan sayın Bahçeli’nin nekahet dönemini inşallah bir an önce tamamlayarak Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet mücadelesini eskisinden daha büyük bir kararlılıkla devam ettireceğine inanıyorum. Nitekim bugün yaptığım ikili telefon görüşmesinde de durumunun gayet iyi olduğunu kendinden dinleme fırsatını buldum.
Son 23,5 yıldır olduğu gibi yine ‘Ben’ değil, ‘Biz’ diyeceğiz. Aramıza nifak tohumları ekmeye kalkanların oyunlarına gelmeyecek, pusuda bekleyen fitne tüccarlarına ümit kırıntısı dahi vermeyeceğiz. Hep söylediğim gibi, biz çıkar birliği değil, dava arkadaşlığı, kader ortaklığı yapmış, birbirine kardeşçe kenetlenmiş bir kadroyuz. Hepimiz bulunduğumuz görevlere sadece ve sadece millete hizmet etmek için aziz milletimize layıkıyla hizmetkarlık yapmak için geldik. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Millet bizi buralarda tuttuğu müddetçe de kimin ne dediğine bakmadan hizmet üretmekten bir an olsun geri durmayacağız.
“Milli güvenliğimize tehdit oluşturan tüm yapılarla mücadelemizi sürdüreceğiz”
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak iç cephemizi sağlamlaştıracak, 85 milyonun hayallerini gerçeğe dönüştürmenin gayretinde olacağız. Sınırlarımız içinde ve ötesinde milli güvenliğimize tehdit oluşturan tüm yapılarla mücadelemizi, şehit ailelerimizin ve gazilerimizin yüzünü kara çıkartmayacak bir şekilde sürdüreceğiz. Elbette çok farklı cephelerde bu mücadeleleri verirken tüm kadrolarımızla bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.
Son 2 yılda depremin yol açtığı kayıp ve zararın telafisi ile afet risklerinin azaltılması için 2,6 trilyon liralık kaynak kullandık. Şimdiye kadar 201 bin 580 konut ve iş yerinin kurasını çektik, anahtarlarını hak sahibi vatandaşlarımıza teslim ettik. Yerinde dönüşüm projemizle 38 bin 202 adet bağımsız bölümün yapımına başlandı. Hatırlarsanız, biz yıkıntılarla uğraşırken muhalefet birileri çıkmış, ‘Hükümet bu enkazın altında kalır’ demişti. Yine o günlerde, bu yükün altında ezilmemiz için ellerini ovuşturanlar milletin yürek yangınından siyasi rant devşirmeye çalışanlar vardır. Haritada yerini dahi bilmedikleri ülkeleri Türkiye’ye örnek gösterecek kadar akıllarını ve vicdanlarını hırslarına esir edenler olmuştu. Vatandaşın umudunu kırmak, bizim de irademizi örselemek için her şeyi denediler. ‘Yapamazsınız’ dediler, ‘Siz bu inşaatları bitiremezsiniz’ dediler. Daha bir sürü akıl, insaf ve ahlak dışı iddia ile karşımıza dikildiler. Peki biz ne yaptık? Tökezlememizi bekleyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktık. ‘Yapamazsınız’ diyenlere cevabımızı sadece sözle değil aynı zamanda teslim ettiğimiz 201 bini aşkın konutla verdik. Siyasetteki kadrolu hizmetsizler korosunu 2 yılda inşa ettiğimiz yollarla, hastanelerle, okullarla, üretim tesisleriyle hayal kırıklığına uğrattık.
“Yılbaşına kadar 453 bin konut ve iş yerinin inşasını tamamlayacağız”
Konutların yüzde 45’ini teslim ettik. Kalan 252 bin konut ve iş yerimizi de hızlıca bitirmenin gayretindeyiz. Yılbaşına kadar 453 bin konut ve iş yerinin inşasını tamamlayacağız. Söz verdik, ahdettik, Allah’ın izniyle milletimize mahcup olmayacağız.
Deprem turistlerine bir çift sözüm var. Asrın felaketinde asrın vicdansızlığını sergilediniz. Sırf oy tercihlerinden dolayı depremzedelerimize hakaret ettiniz. Şimdi geriye dönüp bakınca hiç mi kendinizden utanmıyorsunuz? En zor, en acılı günlerinde bu millete yaptığınız kötülüklerinden dolayı hiç mi vicdan azabı duymuyorsunuz? İktidara muhalefet etmekle devletinize ve milletinize düşmanlık etmenin arasındaki devasa ayrımın farkına acaba ne zaman varacaksınız?
“Her tırtıldan kelebek olmaz”
Bir çift sözüm de bol bol vaat dağıtıp sırra kadem basanlaradır. Hani bedava ev yapıyordunuz? Hani her şeyi ücretsiz sağlıyordunuz? Ne oldu? Niçin sözlerinizin arkasında duramadınız? Her mikrofon uzatıldığında kolayına kaçıyor, hükümeti, devleti, AK Parti’yi acımasızca eleştiriyorsunuz. Bizi eleştireceğinize bizim yaptıklarımızı kötüleyeceğinize belediyeler eliyle yapsaydınız ya. Şu anda yönetimi sizde olan belediyelerde ne yapıyorsunuz? Bedava evleri, bedava konutları, bedava iş yerlerini unuttunuz mu? Niçin yapamıyorsunuz? Elinizi tutan mı oldu? Sizi engelleyen mi oldu? Neden yapmadığınızı çıkın millete ve depremzedelerimize lütfen açıklayın. Bu soruların hiçbirine tatmin edici cevap veremiyorlar. Bunlar siyaset yapmakla polemik yapmayı aynı şey zannediyorlar. Unutmayın, her tırtıldan kelebek olmaz. Maalesef bunların kozasından da ülkeye ve millete hizmet eden siyasetçi çıkmıyor.
“Millete hakaret edenlerle mesaisi arttıkça sayın Özel’in de söylemi değişmeye başladı”
Eli kanlı, sicili bozuk, halk düşmanı, radikal sol örgütlerin sloganlarıyla adliye önlerinde polise saldırmak neredeyse rutinleri haline geldi. Devletin yargısıyla, devletin hakim ve savcısıyla uğraştıkları kadar kendi bünyelerini saran yolsuzlukla, kayırmacılıkla, hırsızlıkla uğraşmıyorlar. Parti içi iktidar kavgası gözlerini kör etmiş durumda. Siyasi ikballeri için dün uğruna gözyaşı döktüklerinin bugün sırtına hançer saplamaktan dahi çekinmiyorlar. Yıllarca ‘Gandhi Kemal’ diyerek omuzlarında taşıdıkları şahsı bugün gık dese linç ediyorlar. Sağındaki ve solundakilerin arasında kalmaktan pestile dönmüş mevcut Genel Başkanı’nın çaresizliği ve öfkesi ise artık diline vuruyor. Millete hakaret edenlerle mesaisi arttıkça sayın Özel’in de söylemi değişmeye, Türk siyasetine yakışmayan bir üsluba evrilmeye başladı. ‘Hata ettik, partimiz içindeki Gezici vandalların tezgahına geldik’ diyerek erdemli bir tavır sergilemek yerine bağırarak, çağırarak önüne gelene hakaret ederek suç bastırmaya çalışıyor. Hizmeti, eseri, yatırımı, milletin derdine derman olacak gayreti arasan da zaten bulamıyorsun. Yönettikleri belediyelerde fetret dönemi yerini çöküş dönemine bıraktı. Trafikten toplu ulaşıma, temel belediyecilik hizmetlerinden çevreye kadar İstanbul dahil büyükşehirlerimiz sapır sapır dökülüyor. Artık İstanbul’da yanan otobüslerden geçilmiyor. İş öyle bir yere vardı ki kendi televizyon kanallarında ekran yüzlerini dahi isyan noktasına getirdiler. Kokudan, bozuk yollardan, kazalardan, yanan otobüslerden, depreme dair tedbirsizlikten artık onlar bile rahatsız olmaya başladılar. Neydi daha öncekiler? Çöp, çukur, çamur. Aynı hâle gelmedi mi İstanbul? Geldi. Bundan da daha farklısını beklemeyin.
“Bay Erkem kendine gel”
Marmaray ile bugüne kadar yaklaşık 1 milyar 271 milyon yolcu taşıdık. Bay Ekrem laf ola beri gele yok, verdiğim rakamlara dikkat et, ondan sonra da kendine gel.”
Yorumlar
Kalan Karakter: