(ELAZIĞ)- Elazığlı çiftçiler, tarım sektöründe yaşadıkları zorlukları anlattı. Çiftçiye verilen mazot gübre desteğinin yetmediğini ve artan maliyetlere karşılık açıklanan taban fiyatlarının yeterli olmadığını ifade eden Halil Çapa, "Bu sene de geçen seneki, evvelki gibi giderse biz de artık kontağı kapatacağız. Hasat zamanında mazota her gün zam geliyor. Bizim ürettiğimiz ürünlerin de her gün her gün fiyatı düşüyor" dedi.
Elazığ'da tarımsal üretim yapan çiftçiler, artan maliyetlerden dolayı kazanamaz hale geldiklerini dile getirdi. Çiftçi Halil Çapa, yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:
''Ben domates işi yapıyorum. Kurutmalık domates işi yapıyorum. Elazığ'da en üst sınıftaki bir çiftçiyim. Bin 400 dönüm mercimek ekmişim, 600 dönüm arpa ekmişim, 300 dönüm domates yetiştiriyorum, çörek otu yetiştirmişim. Ben Elazığ'a örnek olmak istiyorum. Ama yeterli destek yok bize. Benim gibi bir adam 15- 20 milyon işçi parası, gübre parası, elektrik parası, mazot parası ödüyorum. Karşılığını alamıyorum. Bu sene de geçen sene, evvelki gibi giderse biz de artık kontağı kapatacağız. Hasat zamanında mazota her gün zam geliyor. Bizim ürettiğimiz ürünlerin de her gün her gün fiyatı düşüyor. İş tüccara geçtiği zaman arpa yükseliyor, buğday yükseliyor. Mesela ben arpayı 6 bin 500'den verdim, şu anda tüccarda 10 bin lira. Çiftçi olarak 6 bin 500 liradan sattığımız zaman, elektrik parası, mazot parası, nakliyat parası, biçer parası bize bir şey kalmıyor zaten. Biz devletten bunu istiyoruz. Tarım Bakanlığı'ndan özellikle ricada bulunuyoruz çiftçi olarak. Çünkü çiftçiler gittikçe bitiyor.''
Devletin tarımsal ürünlerde yurt dışından ithalat yapmasına da karşı olduğunu belirten Çapa, ''Mazota bir çare bulsun. Mazot düşsün, elektrik düşsün, gübre düşsün. Biz bunu istiyoruz. Bunu düşürürse ithalata gerek yok. Her ilin çiftçisinin Türkiye'ye yetecek kadar tarlası arazisi vardır. Artı hazine arazileri vardır. Boşta yatıyor. Bunu çiftçilere versin, bizlere öyle bir imkan tanısın'' diye konuştu.
Çapa, devletin verdiği mazot desteğinin de çiftçiler için yetersiz olduğunun da altını çizdi.
"Çiftçi borcundan dolayı erken satmak zorunda kalıyor"
Koçharmanı Köyü Muhtarı Hasan Tahsin Yasul da hem muhtar olarak hem de üretici olarak yetkililerden çiftçilerin sıkıntılarına çözüm beklediklerini söyledi. Yasul, şöyle konuştu:
''Çiftçilerin hayatında bir istikrarsızlık var. O da acaba domates üretsem domatesi satabilir miyim? 500-600 bin lira masraf edersem, gübre atarsam, fide alırsam ya zarar edersem endişesiyle gidiyor. Zaten zarar ettiği zaman da traktörü, kamyonunu satmak zorunda kalıyor. Çiftçi diyor ki ben buğdayı ekmişim, tarlada kalacak, heder olacak. Onun için ucuz vermek zorunda kalıyor. Ya da borcu var. Borcundan dolayı erken satmak zorunda kalıyor. Diyor ki; 'satayım, gerekirse 300 bin lira da zarar edeyim."
Devletin çiftçilere verdiği desteklerin yetersiz olduğunu söyleyen ekleyen Yasul, maliyet artışlarından dolayı bir çok üreticinin köyden şehre taşındığını belirterek, "Devletin destekleri yeterli değil. Geçen yıl 6,5 liraya buğday sattığımız zaman bir litre mazot 26- 27 liraydı. Şu anda mazot 47- 48 lira. Bu bir liralık taban fiyatı artışı bunun can simidi bile olamaz. Bizim en büyük sıkıntımız, endişemiz gübre. Maliyet yüzde 100 arttı. Çiftçilerimizin en fazla şehire göç nedeni sigorta. Devlet de bu çiftçilerimize, besicilik yapanlara bir evde bir sigorta yapılırsa kesinlikle bunu vatandaş seve seve kabul eder. Biz arpa buğdayda ithalata çok karşıyız. Bizim bize yetecek kadar zaten altyapımız var. Önce çiftçimize herkes sahip çıkarsa, değer verilirse, üretimimiz artar. Üretimimiz arttığı zaman da bu pahalılık ortadan kesinlikle kalkar. Bizim çiftçimiz yapsın, çiftçimiz faydalansın" dedi.
''Biz boğazımızı geçindiremiyoruz''
Üretici Ali Osman Şimşek de küçük ölçekli bir çiftçi olarak geçinmekte zorlandığını söyleyerek şöyle konuştu:
''Sebze domates ekiyorum. 3 tane de ineğim var. Daha çoğaltmak istiyoruz. Ama gücümüz yetmiyor. Yem pahalı, saman pahalı, gübre pahalı. Tamam pahalı olduğu için bizim fazlasına gücümüz yetmiyor. Yetmediği için de üretemiyoruz. Bu nedenle biz de rezil olmuşuz. Yapacağımız bir şey yok. Ben şu an emekliyim, emekli aldığım zaten 12 bin lira. Ben bunu yeme mi vereyim? Samana mı vereyim? Kendimiz mi ekmeğe verelim? Şu anda mazot, gübre bunların desteği olmayınca yapamayız bu işi. Altından kalkamıyoruz. Biz boğazımızı geçindiremiyoruz. Yem getiriyorum borçla getiriyorum, borcu verip borcu kapatıyorum. Böyle yürütüyorum.''
Yorumlar
Kalan Karakter: