(ANKARA)- Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, "Bugün, eğitim sistemimizin içine sızdırılan gerici anlayış, Cumhuriyet'in değerleriyle taban tabana zıttır. Eğitimi tarikat ve cemaatlerin insafına terk edenler, çocuklarımızı çağ dışı bir sistemin içine hapsetmeye çalışıyorlar." dedi.
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, dün başlattıkları Cumhuriyet ve Emek Yürüyüşünün ardından Çanakkale Cumhuriyet Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Özbay amaçlarını anlatırken, "Bugün burada bağımsızlık ve antiemperyalizm ruhunu yeniden yükseltmek, Cumhuriyetimizin temelini oluşturan özgürlük, eşitlik ve emek mücadelesini bir kez daha haykırmak için toplandık" ifadesini kullandı.
Kadem Özbay şunları söyledi:
"Özgürlük, eşitlik ve emek mücadelesini bir kez daha haykırmak için toplandık"
"Bugün, 25 Şubat’ta, tarihin akışını değiştiren, Çanakkale’deyiz. Bugün burada bağımsızlık ve antiemperyalizm ruhunu yeniden yükseltmek, Cumhuriyetimizin temelini oluşturan özgürlük, eşitlik ve emek mücadelesini bir kez daha haykırmak için toplandık. Çanakkale savaşları, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olmuş, emperyalizme, onların uşaklarına karşı yazılan destan, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolun başlangıcı, Kurtuluş Savaşının, Kuvayi Milliye’nin, İnönü, Sakarya ve Dumlupınar zaferlerinin temel harcı olmuştur. Çanakkale, vatan ve ulus için bir toplumun bütün fertlerinin harekete geçtiği bir savaş ve zafer olmuştur. Bugün ülkemizde yaşanılanlara baktığımızda Çanakkale zaferi bize çok şey anlatmaya devam ediyor. Çünkü Çanakkale, Türk ulusunun bağımsız yaşama kararlılığının, vatanını koruma inancının ilk büyük başarısıdır. Çanakkale Savaşları, her türlü zorlukların üstesinden gelineceğini göstermiş, tam bağımsız, modern, çağdaş ve ulusal bir devletin bu topraklarda yeni baştan kurulabileceğinin öncüsü olmuştur. Bugün bizler, aynı ruhla, aynı kararlılıkla buradayız. Emek ve özgürlük mücadelesini büyütenler olarak, ülkemizin bağımsızlık ruhuna sahip çıkmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Cumhuriyet yalnızca bir yönetim biçimi değil, bir yaşam felsefesidir; eşitliğin, halkın egemenliğinin ve emeğindeğer bulduğu, birlikte yaşama arzusunun sürekli güçlendiği bir siyasal düzendir. Ve biliyoruz ki, Cumhuriyet özgürlükler, yurttaş haklarına güvenceyle, adaletle, bilimsel demokratik eğitimle, emekle büyür, güçlenir!Bugün burada Çanakkale ruhunu yaşatmak, bu ruhun mirasçısı olduğumuzu göstermek için bir aradayız. Emperyalizme, sömürü düzenine, bağımsızlığımızı tehdit eden her türlü baskıya karşı durduğumuzu haykırmak için buradayız!
"Eğitimi tarikat ve cemaatlerin insafına terk edenler, çocuklarımızı çağ dışı bir sistemin içine hapsetmeye çalışıyor"
Bugün, eğitim sistemimizin içine sızdırılan gerici anlayış, Cumhuriyet'in değerleriyle taban tabana zıttır. Eğitimi tarikat ve cemaatlerin insafına terk edenler, çocuklarımızı çağ dışı bir sistemin içine hapsetmeye çalışıyorlar. Bunun çarpıcı bir örneği, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli EğitimBakanlığı’nın 110 bin öğrenciyi Çanakkale’ye götürmeorganizasyonunda görüyoruz. Planlamanın “sadece kızlar” ve “sadece erkekler” olarak dönemlere ayrılarak yapılması, AKP iktidarının gençliğine bakış açısını bir kez daha gözler önünesermiştir. Çanakkale’de yan yana savaşan, omuz omuza destan yazan kadın ve erkekler, bugün ise gerici politikalarla ayrıştırılmaya, toplumsal hayattan koparılmaya çalışılıyor. Çanakkale ruhu, kadını ve erkeğiyle birlikteliğin, bağımsızlık için verilen ortak mücadelenin adıdır.Oysa şimdi, eğitim sistemimizde yaratılan bu ayrışma, gençleri birbirinden koparmaya, geleceğimizi karartmaya yönelik bir adımdır. Eğitimde bilimsellikten, laiklikten ve eşitlikten taviz veren bu anlayış, tarihimize ve değerlerimize ihanet etmektedir.
"Öğrencilerimizi bölen, toplumsal yapıyı ayrıştıran bu gerici uygulamaları kabul etmiyoruz"
Çanakkale ruhunu gerçekten anlamak isteyenler, Cumhuriyet’in temel değerlerine ve laik eğitime sahip çıkmalıdır. Eğitim-İş olarak, öğrencilerimizi bölen, toplumsal yapıyı ayrıştıran bu gerici uygulamaları kabul etmiyoruz! Çanakkale, ancak yan yana durarak, omuz omuza yürüyerek anlaşılır! Eğitimi, gericiliğe değil, bilime teslim edeceğiz! Farklı sayılar verilmekle birlikte Sevket Süreyya Aydemir’in Genel Kurmay Belgelerine dayanarak verdiği rakamlara göre 8 ay süren bu savaşta 186.869 şehit verdik. 64.440 kişi savaş anındaki salgın hastalık ve diğer nedenlerle yaşamını yitirdi. Toplam 251.359 insanımızı kaybettik. Anadolu’nun o tarihlerdeki tahmini nüfusu 12 milyondur. Sarıkamış ve diğer cephelerdeki savaşlarla birlikte 1 milyondan fazla insanımızı kaybettik. Kurtuluş Savaşına giderken eli silah tutan 1 milyondan fazla insanını kaybetmiş bir toplum olduğumuzu hatırlamalıyız, unutturmamalıyız.
"Biz bu vatanı sokakta bulmadık"
Biz bu vatanı sokakta bulmadık.Bu savaşta asker ihtiyacından dolayı üniversite öğrencileri, lise öğrencileri silah altına alındı. Milletin geleceği olan öğrenciler ve gençler, okullarını ve derslerini bir kenara bırakarak vatan müdafaasına koştular. 1887 yılında eğitim hayatına başlayan Sivas Lisesi’nin tüm son sınıf öğrencilerinin Çanakkale Savaşı’na gönüllü olarak katılmaları neticesinde okul, 1915 yılında mezun veremedi. Aynı şekilde Çanakkale, İstanbul, Galatasaray, Vefa, Bursa, Edirne, Kastamonu, Ankara, Kayseri, Konya, İzmir, Bilecik, Bolu, Kütahya, Denizli, Trabzon, Karesi Liselerinin öğrencilerinin de çoğunun gönüllü olarak savaşa katıldıkları ve bunların büyük çoğunluğunun cepheden geri dönemedikleri bilinmektedir. İstanbul Erkek lisesi ve Karesi lisesinden mezun olarak askere çağrılanların tamamı şehit olmuştur.
"Yaşasın bağımsız Türkiye! Yaşasın Cumhuriyet!"
Çanakkale’nin bir cephe savaşı olmaktan çok daha fazlası olduğunu bu öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşam öyküleri tek başına anlatır. Çünkü bu ulus Çanakkale zaferini varını yoğunu değil geleceğini de koyarak kazandı.Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Çanakkale’de destan yazan kahramanlarımızı, saygıyla anıyoruz. Onların mirasına sahip çıkarak cumhuriyetimizi yaşatacağız. Yaşasın bağımsız Türkiye! Yaşasın Cumhuriyet!”
Yorumlar
Kalan Karakter: