(ANKARA) - Çiftçiler, artan maliyetler, kuraklık, tohum fiyatlarındaki artış, belirlenen taban fiyatlarının maliyetin altında kalması ve iklim değişikliğinden olumsuz etkileniyor. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Kastamonulu çiftçi Hasan Yıldırım, "Devlet, piyasadaki fahiş artımı denetlemeli. Bundan 25 sene önce devlet, gübreye, aletli sulamalara destek veriyordu. Bunların hepsini kaldırdılar. Yani hem çiftçiye destek yok, hem de piyasaya denetim yok" dedi.
Türkiye’nin birçok bölgesinde buğday, yulaf, arpa, şeker pancarı, sarımsak, mısır ekimleri, sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde ve yağışların düşük olmasından etkilendi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Yılı Ocak Ayı Alansal Yağış Raporu’na göre, Türkiye geneli ocak ayı yağışı, normalin ve geçen yıl ocak ayı yağışının altında gerçekleşti. Yağışlarda normaline göre yüzde 62, geçen yıl ocak ayı yağışına göre yüzde 69 azalma meydana geldi. Türkiye geneli ocak ayı yağışları son 24 yılın en düşük seviyesine indi. Bölge genelinde tüm bölgeler normalleri altında yağış almış, normaline göre en fazla azalma yüzde 94 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde son 65, Akdeniz Bölgesi’nde son 33 yılın en düşük ocak ayı yağışı kaydedildi.
Türkiye’nin dört bir yanından ANKA Haber Ajansı’na konuşan çiftçiler, iklim değişikliğinin, verimin ve ekonominin etkilerini anlattı.
Şanlıurfa'da çiftçilik yapan Atilla Karahanlı: "Bu sene çok büyük kuraklık var, yağıl olmadı. Elimizden geldiğince ürünlerimizi kuyularımızdaki suyla suladık. Bu sene daha kurak geçecek. Biçim zamanı Haziran’da başlıyoruz. Ekimimiz de genelde Kasım’ın ortasına doğru kaydı iklim değişikliğinden dolayı. Nisan gibi bahar gübremizi atarız. Yağışlar sıkıntılı gidiyor. Bizim için önemli olan Nisan yağışları. Nisan’da nasıl bir yağış olur bilmem ama şu an için geçen senenin biraz daha altında olacak. Geçen sene çok güzel yağış aldık ama bu sene öyle gitmiyor."
"Kuraklık yüzünden büyük sorunlar yaşayacağız"
Kastamonu'da çiftçilik yapan Deniz Yıldırım: "Bu sene kış ayında havalar soğumadığı, yağmur ve kar yağışı olmadığı için tarlalarımızın verimi düşüyor. Kuraklık yüzünden büyük sorunlar yaşayacağız. Biz sarımsak ve şeker pancarı ekiyoruz. Sarımsağı temmuz, ağustos gibi toplayacağız. Şeker pancarını da Mart, Nisan gibi ekip, Eylül’den Aralık’a kadar hasat edebiliyoruz. Ama bu sene şeker pancarı dekarasında düşüklük var. Çünkü bu sene 2,40 liradan alacağımız parayı 1,90 kuruştan aldık. Dolayısıyla 50 kuruş zararım oluyor. Yani bin tonda 500 bin lira devletin benden 'kaçırdığı' para var. Sarımsak hasatının ise düşük olacağı belirgin."
"Böyle giderse tüm gençler köyden kaçacak"
Kastamonu'da çiftçilik yapan Hasan Yıldırım: "Sulayabildiğimiz sarımsak iyi ama pancarda komple zarar ettik. Bunun nedeni ise hem kuraklık hem de fiyatların maliyetin çok altında kalması. Devlet, çiftçi ekmesin diye uğraşıyor. Bu nedenle bu sene pancar ekiminde yüzde 60 azalma var. Kendi işçiliğimizi hiç saymıyoruz. Ona rağmen zarar ediyoruz. Şu anda pancar paralarını da alamadık. Mısırın parasını da alamadığımzı için kendi hayvanlarımıza yediriyoruz. Arpa ve buğdaydan da tamamen zarar ediyoruz. Böyle giderse tüm gençler köyden kaçacak. Devletin, her ürüne hak ettiğini vermesi lazım. Devlet, üretimi düşürtmeyecek. Piyasadaki fahiş artımı denetleyecek. Bundan 25 sene önce devlet, gübreye, aletli sulamalara destek veriyordu. Bunların hepsini kaldıdılar. Yani hem çiftçiye destek yok, hem de piyasya denetim yok. Eskiden devlet, mahsullerimize yüzde 36 destek veriyordu. Şimdi yüzde 3’e, 5’e düşürdüler. Bu yüzden millet çiftçilikten kaçıyor. Biz, Türkiye olarak çok kötü bir hale geldik. Bunun önüne geçmeleri lazım. Devlet, gübreye, yeme, mazota destek vermezse bu sorunlar çözülmez."
"Türkiye’de tarım alanları rant uğruna betonlaştırıldı"
Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş: "İklim değişikliği tüm dünyanın sorunu ama Türkiye bu durumdan daha çok etkileniyor ve etkilenmeye de devam edecek. Bunun tarıma etkisi ise şu, bizim zaten üretimde arz yetersizliğimiz vardı. Dolayısıyla üretim düşecek. Tarım alanlarında su seviyesi derinlere düştü. Yani 100 metreden su çekerken, şimdi 300 metreden su çekmeye çalışıyoruz. Bu da daha çok masrafa neden oluyor. Türkiye’de tarım alanları rant uğruna betonlaştırıldı. Siyasi iktidar bunların farkında ama önlem almıyor. Zamanında ve yeterli yağış yok. Belki de son 10 yılın en kurak zamanlarını yaşıyoruz. Bunlar olurken, bitkilerin habitatı da değişti."
Bursa'da çiftçilik yapan Maksut Özdemir: "Biz, Bursa’da kuru tarım yapıyoruz. Ekim dönemleri değişti, verimler düştü, yağışlardan dolayı kalite de düşüyor. Daha öceki senelerde hasat döneminde olan yağışlar verimi olumsuz etkiliyor. O yüzden hasat zamanı yaklaştıkça verimin nasıl olacağını anlayabiliyoruz. 5-6 sene öncesine kadar Ekim ayında arpa, buğday ekebiliyorduk ama artık yağışlar Kasım’da başladığı için ekim zamanı Kasım’a sarktı."
"Tarımdan kazancımız çok düştü"
Sivas'ta çiftçilik yapan Musa Akçadağ: "Hava olayları verimi çok etkiledi. 2-3 sene masrafları çıkaramadık. Kuraklık yüzünden ürünler yanıyor. Hayvanlarımızı satarak geçiniyoruz. Tarımdan kazancımız çok düştü. Bu sene yeteri kadar kar da yağmadı. Eğer böyle devam ederse hasat zamanı yine biçilebilir. Bu şekilde olursa çocuklarımız çiftçilik yapmak istemeyecek. Böyle giderse ekim daha da düşecek, hayvancılık düşecek, dışa bağımlılık artacak."
Bursa'da çiftçilik yapan Ahmet Kahrıman: "10 yıldır yaban mersini üretiyorum.Yaban mersini suyu seven bir bitki. Çalı formunda, üzümsü meyvelerden yaban mersininin susuzluğa karşı direnci zayıftır. Çok sıcaklarda susuz kalırsa strese girer, verim düşüklüğü gelişme geriliği ortaya çıkar. Yeterli su olmadığı zaman da kurumalar meydana geliyor. Seneye olacak verim de bu seneki verime göre değişiyor. 2024 yılının kurak geçmesi verimi yüzde 40 düşürdüğü gibi bu seneki verimi de etkilemektedir. Bu kuraklığı önelemek için soğuma göletleri, barajlar yapılabilir. Sulama suyundan çok muzdaribiz. Gerekli çalışmalar yapılırsa verim artar ve böylece iklim değişikliği çiftçileri bu kadar olumsuz etkilemez. Milli bir tarım politikası olsa daha iyi olur. Daha fazla dışa bağımlı olmamak için yaban mersini üretimini artırmamız gerekiyor."
Yorumlar
Kalan Karakter: