CHP İzmir Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, Freedom House'un 2025 yılı Özgürlükler Raporu'na ilişkin "Bu yıl da ülkemiz, özgürlüklerin en çok gerilediği ülkeler arasında yer almış ve sondan 7’nci olarak sıralanmıştır. Suriye’nin bile kazanım sağlayan ülkeler arasında yer aldığı rapora göre, özgürlüklerin gerilemesinde en büyük etken seçimle gelen liderlerin otokratlaşmasıdır" dedi. "Kuyu tipi" olarak adlandırılan yüksek güvenlikli cezaevlerindeki hak ihlallerinin arttığını kaydeden Nalbantoğlu, Hükümet, insan hakları ve özgürlükler konusunda samimiyse öncelikli olarak bu cezaevlerini kapatmalı ve keyfi tutuklamalara son vermelidir" dedi.
tığı açıklamada, Türkiye'nin özgürlükler alanında ciddi gerilemeler yaşadığını belirtti. Nalbantoğlu, özellikle "kuyu tipi" olarak adlandırılan yüksek güvenlikli cezaevlerindeki hak ihlallerinin arttığını ve bu durumun Freedom House raporlarında Türkiye'nin olumsuz bir konumda yer almasına neden olduğunu kaydetti.
CHP'li Nalbantoğlu, her yıl yayınlanan Freedom House’un 2025 yılı Özgürlükler Raporu'yla ilgili yazılı açıklama yaptı. "Suriye bile bizden daha özgür" diyen Nalbantoğlu, şunları kaydetti:
"Freedom House 2025 Özgürlükler Raporuna göre bu yıl da ülkemiz, özgürlüklerin en çok gerilediği ülkeler arasında yer almış ve sondan 7’nci olarak sıralanmıştır. Aynı rapora göre Türkiye, son 10 yılda 22 puan kaybetmiştir. Suriye’nin bile kazanım sağlayan ülkeler arasında yer aldığı rapora göre, özgürlüklerin gerilemesinde en büyük etken seçimle gelen liderlerin otokratlaşmasıdır. Ülkemizde de durum maalesef budur. Yapılan onca çalıştaya, eylem planına ve oluşturulan kurullara rağmen bunların yaşama geçirilmemesi, bu yönde irade kullanılmaması tam anlamıyla samimiyetsizliktir.
Totaliterleşmenin en önemli sonuçlarından biri de yargının siyasallaşmasıdır. Bu nedenle hakkını arayan, sesini duyurmaya çalışan herkes terörist suçlamasıyla karşı karşıya kalmakta ve tutuklanmaktadır. Bunun en son örneği, kilometrelerce yol yapan ve Meclis’e gelerek seslerini duyurmaya çalışan TAYAD’lı ailelerdir. Bu ailelerden birçoğu Meclis ziyaretinden sonra gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Bu keyfi gözaltı ve tutuklamalara her gün bir başkası eklenmektedir. Unutulmamalı ki somut delillere dayanmayan her tutuklama bir insan hakları ihlalidir. Ve bunu yapanlar insanlık suçu işlemektedir.
Gerek Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak gerekse milletvekilleri olarak bakanlık nezdinde yaptığımız tüm girişimlere rağmen kuyu tipi cezaevlerindeki ihlaller artarak devam etmektedir. Bizlere mektupla ulaşanlardan edindiğimiz bilgiler doğrultusunda yaşananları dile getirmemize karşın tecrit, kısıtlamalar ve hak ihlalleri sürmektedir. Bu nedenle başta Buca Yüksek Güvenlikli Cezaevi olmak üzere birçok kuyu tipi cezaevinde açlık grevleri devam etmektedir. Hükümet, insan hakları ve özgürlükler konusunda samimiyse öncelikli olarak bu cezaevlerini kapatmalı ve keyfi tutuklamalara son vermelidir. Aksi durumda özgür olmayan ülkeler sıralamasında sonuncu olmamız kaçınılmazdır."
Yorumlar
Kalan Karakter: