CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çayırhan Termik Santralı ve Maden Ocağı'nın özelleştirme ihalesine ilişkin olarak, "Anayasa'ya göre madenler milletindir, onları işletme görevi devletindir. Özelleştirmelerin tamamı haksızdır, hukuksuzdur. Cumhuriyet Halk Partisi gelecektir, madenler yeniden milletin olacaktır" dedi. Özel, Halk TV ve İstanbul Barosu'na yönelik açılan davaları takip ettiklerini ve yanlarında olduklarını söyledi. Özel, Siber Güvenlik Kanunu'nun çıkması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunacaklarını açıkladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Çayırhan Termik Santralı ve Maden Ocağı'nın özelleştirme ihalesine tepki gösterdi. Özel, şöyle konuştu:
"Mübarek ramazan ayında onlarca işçi kendilerini Çayırhan'daki madene kilitlediler. Oradan çıkmıyorlar, eylem yapıyorlar. Sebebi bugün yapılacak ihale. 1987 yılında maden açıldı, gayet karlı şekilde işletilirken bundan 20 yıl önce bu maden özelleştirildi. Adeta altın yumurtlayan tavuğu kestiler. Türkiye'nin en zengin kömür yatakları yanında bir termik santral bunu bir şirkete verdiler. 20 yıl boyunca bu şirket bu madenden gayet iyi para kazandı. Olmayacak şey oldu, bir mucize oldu. Kesilen altın yumurtlayan tavuk dirildi, kümese geri girdi. Artık hepimiz için yeniden yumurtlayacaktı. Özelleştirmenin günü bitti. İşçiler 4 yıldır hallerinden memnun, buranın devlete geçmesinden mutluluğunda. Geleceğe güvenle bakarken bu iktidar bir kez daha Çayırhan'ı özelleştirmeye, altın yumurtlayan tavuğu kesmeye, bunu kendisi borçlandığında dolarla, doların enflasyonuyla, faizlerle borçlanırken milletin malını birine verdiğinde bunu Türk Lirası üzerinden 6 yıl taksitlere bölmeye niyetlendi ve 18 firma koştu teklif aldı. Madenciler yürüdüler, eylem yaptılar, açlık grevi yaptılar 4 ay önce bu işi durdular. O gün hükümetten birçok yetkili gidip sözler vermişti. Bugün özelleştirmenin ilk günü. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yöneticilerimizle ve milletvekillerimizle birlikte Çayırhan işçilerine olabilecek en büyük desteği verdik. Belediye başkanlarımız hep birlikte gittiler, kol kola yürüdüler. Bundan sonra da Çayırhan madencilerini desteklemeye, mücadelelerine omuz vermeye devam edeceğiz. Deniz Baykal'ı buradan bir kez daha rahmetle analım. 1977'de anayasaya aykırı olarak peşkeş çekilen bütün madenleri özelleştirmişti. Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz. Anayasa'ya göre madenler milletindir, onları işletme görevi devletindir. Özelleştirmelerin tamamı haksızdır, hukuksuzdur. Cumhuriyet Halk Partisi gelecektir, madenler yeniden milletin olacaktır."
"Gazetecilerin ve İstanbul Barosu'nun yanındayız"
Özgür Özel, Halk TV ve İstanbul Barosu davasına ilişkin olarak, "Çok kıymetli Suat Toktaş, Silivri'de bugün özgürlüğüne kavuşmasını umuyoruz. Serhan Asker'in, Kürşad Oğuz'un, Barış Pehlivan'ın, Seda Selek'in yanındayız. Suçları Ekrem İmamoğlu'nun uğradığı haksızlığa, her seferinde 8 bin kişi içerisinden çıka çıka aynı bilirkişi çıkmasına, bu bilirkişinin bu tesadüfü bu bilirkişiye sormak için haber yapmaya çalışan arkadaşlarımızı yargılıyorlar, kuvvetli bir heyetle İstanbul'da yanlarındayız. Dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu'nu seçimle alamadılar, ikinci bir baro açılması için olmadık kanun çıkarttılar, başarılı olamadılar. Şimdi bir terör yaftası yapıştırarak kayyum atamaya çalışıyorlar. Baronun davası var, oradayız" diye konuştu.
"Siber Güvenlik Kanunu çıkarsa AYM'ye götüreceğiz"
CHP Lideri Özel, Siber Güvenlik Kanunu'na dair eleştirilerini şöyle yöneltti:
"Bir yandan da her türlü doğru bilgiyi sansürsüz oluşturmaya çalışanları baskı altına almak için şimdi de Meclis'e bir Siber Güvenlik Kanunu getirdiler. Cumhuriyet Halk Partisi bu çağda bir Siber Güvenlik Kanunu olması gerektiğini hep söyledi. Ancak bu kurumun hukuk çerçevesinde denetlenebilir, şeffaf, herkese güven veren bir kurum olmasını istedik. Ama AK Parti'nin getirdiği taslakta Siber Güvenlik kurum başkanını atama yetkisini cumhurbaşkanına, bu başkana da konutta, iş yerinde, kapalı alanlarda arama yapılmasının, kopya çıkarmanın ve el koyma işlemlerinin bir savcı kararı olmadan durum acil diyerek Erdoğan'ın atadığı birine bu yetki veriliyor. Grubumuz buna mücadele ediyor, direniyor. Biz de bu meselenin herkesi suçlu ilan etme, gazetecileri baskı altına alma, gerçekleri gizleme ve haksızca arama yapma yetkisinin cumhurbaşkanının atadığı birine verilmesini sonuna kadar eleştiriyoruz. Bunun için arkadaşlarımız mücadele ediyor. Kanun çıkarsa da Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz ve bunu denetim altına alacağız."
(SÜRECEK)
Yorumlar
Kalan Karakter: