(TBMM) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, son dönemde gazetecilere, sendikacılara, belediye başkanlarına, siyasi parti genel başkanlarına, siyasetçilere yönelik operasyonlar düzenlendiğini belirterek, "Herkes birden bu iktidarın baskısının altında ve sopasının hedefinde" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, şunları kaydetti:
"Maalesef hukukun olmaması, yargı tacizleri her gün saldırılar, her sabah bu sefer sıra kimde hissiyatıyla uyanmalar, alarmla değil kötü haber telefonlarıyla uyanmak artık muhalefetin tümünün ana gündemi, yaşantısının bir parçası oldu. En son 1 milyonu aşan nüfusuyla Van Büyükşehir Belediyesi’ne bir kayyım daha atandı. Bugün sabahleyin EMEP’in, DİSK’in, toplumsal muhalefetin birer parçaları olan pek çok yapının çok sayıda mensubu bir gerekçeyle yaratılmaya çalışılan bir algıyla, 'Beş sene önce bir konferansa davetlilermiş gitmişler, demokrasi konuşmuşlar, toplumsal muhalefeti güçlendirmeyi konuşmuşlar'. Bugün onların her birisinin kapısına polis dayandı ve yeni bir operasyon başladı. Kayyım olarak atanan valiler, halkın iradesini bir kez daha yok sayarken buna demokratik itirazlar şiddetle ve yeni gözaltılarla, tutukluluklarla cezalandırılıyor."
"Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz"
Özel, 11 ayda 11 belediyeye kayyım atandığını, CHP olarak kime atandığına bakmaksızın bu operasyonlara karşı çıktıklarını belirterek, "Dün güçlü bir heyetle kamuoyu tarafından dikkatle takip edilen bir ziyareti Van’a gerçekleştirdik. Van sokaklarındaki demokrasi dayanışmasına Cumhuriyet Halk Partisi’ne verilen önem, duyulan güven ve geleceğe dair umut şunu gösteriyor ki; adı Zafer Partisi de olsa DEM’li belediye de olsa Cumhuriyet Halk Partisi de olsa Emek Partisi de olsa taban tabana zıt siyasetler de olsa bu iktidarın karşısındaki bütün muhalefete düşen şudur ki, kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" diye konuştu.
"3 milyar lira ciro yapıp 390 bin lira vergi ödeyenler emekçinin yemeğine, yol parasına göz dikmişler"
Özel, Gaziantep'te bir AK Parti milletvekilinin fabrikasında yaşanan eylemlere değinerek, "BİRTEK-SEN Sendikası’nın Başkanı Mehmet Türkmen önce gözaltına alındı, had bildirildi, akıllı ol dendi salıverildi. Ardından dün tekrar gözaltına alındı ve hapse atıldı. Onun isyan ettiği fabrika AK Parti milletvekilinin fabrikası. 2023 yılında 3 milyar lira ciro yapmış. Ödediği vergi yalnızca 390 bin lira. 3 milyar lira ciro yapıp 390 bin lira vergi ödeyenler dönmüşler emekçinin yemeğine, yol parasına göz dikmişler. Öte yandan Türkiye’nin iki büyük fast food zincirinin 7 bin işçisi konkordato mağduru ancak Çalışma Bakanlığı yanlarında, arkalarında duracağına bu işçileri yalnız bırakıyor. Hak aramalarına engel oluyor. Çayırhanlı madencilerin attıkları her adıma eşlik ettik. Çayırhan’daki madencilerin de, kapatılan konkordato ilan edilen şirketlerin mağdurlarının da, Gaziantep emekçilerinin de, hakkını arayan kim varsa onun da yanında, yakınında dimdik ayakta durmaya devam ediyoruz" ifadesini kullandı.
"Dört gazetecinin de olduğu 52 kişi yeni bir şafak şafak operasyonuyla sindirilmeye çalışılıyor"
Özel, Halk TV'ye açılan soruşturmaya ilişkin olarak, "Hesap ediyorlar ki Halk TV’yi susturabiliriz. Özgür basını susturabiliriz. Gazetecileri sindirebiliriz. Bugün de aralarında dört gazetecinin de olduğu 52 kişi yeni bir şafak operasyonuyla sindirilmeye çalışılıyor. Bir yandan bakıyorsunuz çok farklı siyasi partilerin genel başkanları, yöneticileri bakıyorsunuz Erdoğan’ı defalarca yenmiş İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve belediye başkanları, meclis üyeleri, bir tarafta muhalif olan tüm gazeteciler bir tarafta sendikacılar, onun yanında TÜSİAD, onun yanında… Herkes birden bu iktidarın baskısının altında ve sopasının hedefinde. Şu kadarını özetleyeyim ya neler oluyor diye bakan ve bu olan bitene biraz uzaktan bakan vatandaşımıza şunu söylemek isterim. Bir Afrika atasözü var. Diyor ki 'Eğer ormandan aslan, zebra, ceylan, sırtlan hep birlikte aynı yöne kaçıyorlarsa orman yanıyor demektir'. Ormanı yakıyorlar, memleketimizi yakıyorlar, hepimizi yakıyorlar, hep birlikte sahip çıkmak zorundayız" diye konuştu.
Özel, HÜDA PAR tarafından hafta sonu Diyarbakır'da düzenlenen çalıştaya tepki göstererek, "Kürt sorununu HÜDA PAR'ın yarattığı zeminden tartışmaya kalkarsak bu parti kendini inkar etmiş olur. O HÜDA PAR ki domuz bağcıların partisidir. O HÜDA PAR ki kadına karşı şiddetin simgelendiği, vücut bulduğu bir partidir. O HÜDA PAR ki bekar kadınları sahiplendirmek lazım diyen bir partidir. O HÜDA PAR bayrağa, devlete, Atatürk’e karşıdır. Demokrasiden yararlanıp ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. O HÜDA PAR'a sesim yok ama Recep Tayyip Erdoğan’a söyleyecek bir sözüm var. Kimler kimlerle birlikte Tayyip Bey" ifadesini kullandı.
"Ülkü Ocaklarını bu hale getirmenin hesabını eminim ki gerçek ülkücüler ve Milliyetçi Harelet Partililer onlardan soracak''
Özel, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş suikastına ilişkin olarak da, "Ankara’nın orta yerinde kalkmamış, kanı yerde kalmış bir cenaze duruyor. Anneciği geçen hafta geldi Sinan Ateş’in. 'Kapı kapı geziyorum evladım, derdimi anlatıyorum. Evladım bana söyledi. Kalemimi kırdılar dedi. İstanbul civarında torbacı, uyuşturucudan hüküm giymiş sanıkları buluyorlarmış, beni onlara öldürtecekler dedi. Verdiği isimleri mahkemede haykırdım, Hakim bey duydu duymazlıktan geldi. Evladımın katillerini, azmettiricilerini biliyorum ama sesimi kimseye duyuramıyorum. Sen konuşunca televizyonlar veriyor. Rica ediyorum anlat derdimi’ dedi. Şunu söyledi, 'Benim evladımın katillerinin, katillerini azmettirenleri ve onları yönetenleri, altlarına araba çekenleri biliyorum. Bunlardan Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım kendisi şüpheli iken dosyanın sanığı avukat Serdar Öktem ile tutuklu getirildiği hastanede buluştu. Kendisine devletin infaz koruma memurları resmen brifing verdiler. Durumu anlattılar, yer gösterdiler. Deliller hastane kamerasındaydı. O kayıtları biz aldık mahkemeye biz sunduk. Savcılığın elinde bu görüntüler var. Katiller Olcay Kılavuz'un evinde yakalandı. Polisler tutanak yaptı bahçesinde arabaya binip konuşmuşlar. Araçları kullananlar belli, taşıyanlar belli. Bu 22 kişiye sırf Ülkü Ocakları ve MHP ile ilişki kurulmasın diye hepsinin dosyasını ayırdılar şimdi de takipsizlik verdiler' dedi. 'Benim evladımın katilleri şimdi bulunmuş mu oluyor' dedi. 'Onları arayıp bulanlar, yolda taşıyanlar, evinde saklayanlar, araçla götürenler duracak benim de içim yanmayacak öyle mi?' dedi. Ben de 'Söz veriyorum anneciğim anlatacağım’ dedim. Vicdanı olan herkes bu meselenin üzerine bir baksın, bir düşünsün. Burada bu yargı operasyonuyla, güya MHP’yi, Ülkü Ocakları bir bütün olarak asla suçlanamaz ama Ülkü Ocaklarını bu hale getirmenin, bir siyasi partiyi suç işleyenler içinde var diyip partiyi aklamak yerine onları aklayıp partiyi ve Ülkü Ocaklarını bu hale getirmenin hesabını eminim ki gerçek ülkücüler ve Milliyetçi Harelet Partililer onlardan soracak" diye konuştu.
(SÜRECEK)
Yorumlar
Kalan Karakter: