(BURSA)- Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, AK Parti'nin 8'inci Olağan Büyük Kongresi'ne ilişkin, "Alman milli futbolcu Mesut Özil yerli ve milli iktidar AK Parti’nin MKYK’sına girmiş. 'Biz AK Parti olarak çok güçlüyüz’ imajı vermeye çalışıyorlar. Aslında bu erimekte olan bir iktidar partisinin son çırpınışlarının ispatıdır. AK Parti’ye şunu söyleyeyim: Değil Mesut Özil’i bugün Ronaldo’yu, Messi’yi getir daha iktidarda kalamazsın" dedi.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin 9'uncu Olağan Bursa İl Kongresi'ne katıldı. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen kongrede Zeki Garaçoğlu Bursa İl Başkanı seçildi. Kongrede konuşan Hüseyin Baş, şunları söyledi:
“Alman milli futbolcu Mesut Özil yerli ve milli iktidar AK Parti’nin MKYK’sına girmiş. Kendilerince şöyle bir toplumsal mutabakat oluşturuyorlar, bize pazarlıyorlar, bu oyuna gelmeyelim. Bilboardlara reklam giriyorlar; 11 milyon üyemiz var, diğer siyasi parti vekilleri bize geçiyor. MKYK’mıza sanatçılar, sporcular, toplumun her kesiminden insanlar katılıyor. Yani ‘biz AK Parti olarak çok güçlüyüz’ imajı vermeye çalışıyorlar. Aslında bu erimekte olan bir iktidar partisinin son çırpınışlarının ispatıdır. AK Parti’ye şunu söyleyeyim: Değil Mesut Özil’i bugün Ronaldo’yu Messi’yi getir, daha iktidarda kalamazsın.
Muhalefete yüzde 50 çağrısı
Bugün iktidar muhalefete şöyle davranıyor: ‘Ben yüzde 50’yim, sen 3’sün, sen 5’sin, sen 7’sin sen 10’sun, sen 25’sin. Yani parça parça bir yapıdasın. Dolayısıyla hiçbirinizin yüzde 50 kadar geçerliliği yok’ imajı veriyorlar. O halde bize düşen, bizim de oturup, 'sen yüzde 50 isen biz de kalan yüzde 50’yiz' diyebilmeliyiz. ‘Görüşlerimiz farklı olsa da’ cümlesini kullanmayacağım. Bizim hangi görüşümüz farklı? Bunu masaya yatıralım. Hepimiz Atatürkçü müyüz? Evet. Hepimiz laik, demokratik, Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletinin savunucuları mıyız? Evet. Hepimiz bu ülkenin hortumlanmasına karşı mıyız? Evet. Hepimiz yoksulun yanında mıyız? Evet. Hepimiz Türk milletinin kardeşliğini savunuyor muyuz? Evet. O zaman neyimiz farklı olabilir? Her şeyimiz aynı değil mi? Bağımsız Türkiye Partisi’nin bütün organlarından yetkisini almış, onlar adına demokrasi ile birlikte konuşan genç kardeşiniz olarak diyorum ki: Ben bu düzenin değişmesi, demokratikleşmesi, Atatürkçüleşmesi için her şeye, her türlü zeminde uyum sağlayacağıma söz veriyorum. Ben haklı mücadelemizi tek başımıza kalsak da yapmaya kararlı bir olan siyasi oluşumun içinde olduğumu bilen biriyim.
"Elitaş’ın açıklaması ve ‘para basma enflasyon olur’ cümlesi aynı manaya geliyor"
Sayın AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, 'Emekliye 10 bin lira daha verirsek, tasarruf etmez, parayı harcar' dedi. Şimdi bütün muhalefet buna karşı çıkıyor ama yine felsefe yapalım. Bana şunun cevabını verin: Çok para verirsen enflasyon olur demekle Mustafa Elitaş’ın dediği arasında ne fark var? Aynı şeyi söylüyor. Hatta Mustafa Elitaş bunu muhalefete yaranmak için söylüyor. Çünkü söylediği şey, yıllarca ‘vatandaşa para verirsen enflasyon olur’ cümlesinin bir versiyon anlatımıydı. Biz de yıllardan beri hep şunu savunduk: Bu millete para verirsen enflasyon olmaz. Çünkü bu millet para harcadığı için enflasyon olmuyor. Bu millet para harcayamadığı için enflasyon oluyor. Kavramları iyi anlamamız gerekiyor. Sayın Elitaş’a tabi biz de diyelim: Bu milletle dalga geçmeyin. Yeter. Bu ifade dalga geçmektir. Ama AK Parti’nin yönetim biçimine muhalefet eden genel muhalefet de yıllarca bu saikle muhalefet etti, bunu da bilelim.
"Devletleşeceksin"
Bu ülkede muhalefet de ekonomiyi düzeltecek bir formüle sahip değil. Kim bu formüle sahip? Elinde ‘Milli Ekonomi Modeli’ olan Bağımsız Türkiye Partisi sahip. Çok basit tariflerle anlatıyoruz: Çiftçiyi destekle, hayvancıyı destekle, neyi sattıysan geri al, daha önce devlete olan fabrikaları devletleştir, devlet eli ile özel sektörü destekle, milletin cebi para görsün, bilimi takip et, teknolojiyi takip et, demokratik ol, hukuka dayan, ülkede ekonomik problem kalmasın. Bu kadar basit. Ama burada ince çizgiler, kodlar var. Nedir onlar? Devletleşeceksin. Bu birçok kişiyi rahatsız ediyor. Başta kimi? Örnek olarak TÜSİAD’ı. Niye? Çünkü devletle rekabet etmek durumunda kalacak, hayır. Burayı yanlış anlamayalım. Milli Ekonomi Modeli’nin anlattığı devletin yatırım politikalarında, devlet özel sektörle rekabet etmez. Bilakis özel sektörü de desteklemek ve dar gelirli vatandaşı desteklemek için bir devletçi anlayış vardır."
Yorumlar
Kalan Karakter: