(İZMİR) - İzmir’in Aliağa ilçesinde faaliyet gösteren İZDEMİR Termik Santrali için daha önce mahkeme tarafından iptal edilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporunun yenisinin hazırlanması nedeniyle, İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yazılı dilekçelerle itiraz edildi. Avukat Arif Ali Cangı, "Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin faaliyete yol açan ÇED olumlu kararlarını iptali kararı 5 Şubat 2025 tarihinde bakanlığa tebliğ edildi. Termik Santrali kapatmamak için bir kez daha yeni bir ÇED raporu hazırlandı. Bugün buna itiraz edeceğiz" dedi.
İzmir'in Aliağa ilçesi Horozgediği mevkiinde bir özel şirket tarafından yapılması planlanan İzdemir Enerji Santrali-II (endüstriyel ve tehlikeli atık düzenli depolama alanı dahil) Projesi'ne karşı çevre halkının mücadelesi sürüyor.
Projenin bölgedeki tarımsal hayatı ve özellikle zeytinciliği olumsuz etkilediğini, proje sahasına yakın mesafede zeytinlik alan bulunması nedeniyle ÇED olumlu kararının mevzuata aykırı olduğunu belirten bölge halkı, proje için verilen ilk ÇED olumlu kararının yargı kararıyla iptal edilmesine rağmen bilimsellikten uzak ve eskisinin tekrarı niteliğinde yeni ÇED raporları hazırlandığı gerekçesiyle itiraz etti.
Bölge halkının, ÇED olumlu kararının iptali istemiyle açılan davaların reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine yaptıkları bireysel başvuruda da "özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği" kararı çıkmıştı.
Tüm bu süreçlere rağmen, İZDEMİR Termik Santrali’ne ilişkin ÇED sürecinde yeni gelişme yaşandı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında, ÇED raporu için nihai karar verildi. Bölge halkı, santral için hazırlanan nihai rapora, İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne yazılı dilekçelerle itiraz etti.
Santrale karşı çıkanlar, İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde yapılan basın açıklamasının ardından itiraz dilekçelerini müdürlüğe teslim ettiler.
Anayasa Mahkemesi’nin kararını hatırlatan Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) Eş Sözcüsü Baha Okar, "Yılan hikayesine dönen bir dava süreci var. Anayasa Mahkemesi’nin lehimizdeki kararına rağmen, bunu dayanak yapan 5. İdare Mahkemesi’nin lehimize kararına rağmen İDK, yarım günde 12 bin 781 sayfalık yeni ÇED raporunu incelendi. Bu, sermayenin lehine, İzmir’in doğasını, havasını, suyunu ve insanını hiçe sayan bir karardır. Biz bu karara karşılık hem kurumlar hem de İzmir’in duyarlı vatandaşları olarak sürece karşı çıkacağız” diye konuştu.
Cangı: “Mahkeme kararının gereği de termik santralin kapatılmasıdır”
EGEÇEP avukatı Arif Ali Cangı da mahkeme kararının uygulanması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Süreç gerçekten manidar. Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararından sonra İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin faaliyete yol açan ÇED olumlu kararlarını iptali kararı 5 Şubat 2025 tarihinde bakanlığa tebliğ edildi. Anayasa Mahakemesi’nin 138. maddesine göre ‘derhal’, İdari Yargılama Usulü Kanunun 28. Maddesine göre en geç 30 gün içerisinde mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Mahkeme kararının gereği de termik santralin kapatılmasıdır. Termik Santrali kapatmamak için bir kez daha 2009/7 sayılı genelgeye dayanarak yeni bir ÇED raporu hazırlanıp İDK toplantısı yapıldı. İDK üyeleri, 12 bin küsur sayfalık ÇED raporunu nasıl ve ne zaman inceledilerse mesai bitmeden ÇED raporu nihai hale getirildi. İtiraz etme süreci bugün sana eriyor. Bugün buna itiraz edeceğiz.”
“7 Mart’tan önce yeni bir ÇED olumlu kadarı verip faaliyete devam edecekler”
Amacın mahkeme kararını uygulamadan santrale yeni ‘ÇED olumlu’ kararı ile faaliyete devam etmek olduğunu söyleyen Cangı, vatandaşlara çağrıda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
“Bundan sonra süreç nasıl işleyecek? Bakanlık yapılan itirazları dikkate alarak nihai rapor hakkında karar verecek. Biz ÇED olumsuz kararı vermesi için bu itirazları yapıyoruz. Nihai ÇED’de yapılan değişiklik, termik santralin atıklarının kül ve cüruflarının tehlikesiz atıklar olduğu, çimento fabrikası ve beton santrallerine satılacağı. Yani termik santral atıklarının tehlikesiz, ekonomik değeri olduğu anlatılmaya çalışılmış. Biz biliyoruz ki bu ÇED süreci, termik santrali kapatmadan faaliyetini sürdürmeye yönelik. Yani 30 günlük sürenin dolduğu 7 Mart’tan önce yeni bir ÇED olumlu kadarı verip faaliyete devam edecekler. Ondan sonraki süreçte dava süreci başlayacak. Eğer o aşamaya gelirsek tüm İzmirlilerin davacı olmasını bekliyoruz. Buna karşı durun, itiraz edin. Termik santral, Aliağa'nın ve bölgenin havasını kirletiyor. İzmir’i kirleten en önemli etkenlerden biridir. Termik santralin çalışmasına izin verilmemesi için herkesin itiraz etmesini bekliyoruz.”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne de ‘ruhsat’ çağrısında bulunan Cangı, "Belediye, bu termik santrale işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı veren kurumdur. Eğer böyle bir ruhsat verildiyse Anayasa ve İdare Mahkemesi kararına dayanarak bu ruhsatı derhal geri alması konusunda belediyeye çağrıda bulunuyoruz" dedi.
Karababa: “Doğaya yayılmış bir radyoaktiviteye maruz bırakılmasını gözlemleyeceğiz”
Halk Sağlığı Profesörü Aliosman Karababa ise raporda zararsız olarak nitelendirilen santral atıklarının kanserojen etkilerine dikkat çekerek, şöyle konuştu:
"Termik santral çalıştığında hava hareketleriyle İzmir’e taşınan bir kirlilik oluşturacak. Bacasından çıkan atıklar hava kirliliği yaratıyor. Bu hava kirletici öğeleri soluyan insanların kanser olma riski yükseliyor. Atıkların içinde ağır metaller ve radyoaktif izotoplar var. Bunlar yeraltı su kaynaklarına ve toprağa ulaşıyor. radyoaktif izotoplar, grup1 kanser nedenidir, genetik materyali bozan malzemelerdir. Çocuklarda doğumdan itibaren başlayan organ işlev bozukluklarına neden olabilir. Biz doğaya yayılmış bir radyoaktiviteye maruz bırakılmasını gözlemleyeceğiz santralin çalışması halinde. Çok büyük toplumsal sağlık riskleri var."
Yorumlar
Kalan Karakter: