(ANKARA)- Ankara Ticaret Odası Başkanı (ATO) Başkanı Gürsel Baran, 2. Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayı’nda; İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde yaşanacak olası bir depremin sosyal ve ekonomik açıdan ortaya çıkaracağı yıkıma dikkat çekerek, “İstanbul ve Marmara Bölgesi’ndeki sanayi kuruluşlarının peyderpey taşınabileceği arazileri tahsis etmeliyiz. Üretimi güvenli alana çekerken, bölgenin nüfus yoğunluğunu azaltabilir, deprem riski bulunmayan veya az olan bölgelerde yatırımları yoğunlaştırarak, gelişimlerine de katkı sağlayabiliriz. Bu süreçte Ankaramız’dan taşınan kamu bankalarının da dönüşünü gönülden arzu ederiz” dedi.
Ankara Ticaret Odası 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi’nin, afetlere karşı daha dirençli yapılar oluşturulması ve mühendislik hizmetlerinin hayati önemi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği ile düzenlediği “Afetler Öncesi Mühendislik Hizmetlerinin Önemi Çalıştayı”nın ikincisi ATO Meclis Salonu’nda yapıldı.
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran ile ATO’nun 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Cengiz Gökay ve Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Genel Başkanı Nazmi Şahin’in açılışında konuştuğu programa, bakanlık, belediye ve ilgili meslek kuruluşu yetkilileri ile ATO komite ve meclis üyeleri ve sektör temsilcileri katıldı.
Baran, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapan İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde yaşanacak olası bir depremin, sosyal ve ekonomik açıdan ortaya çıkaracağı yıkıma dikkat çekerek, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız İstanbul başta olmak üzere konutları depreme dayanıklı hale getirmek üzere çalışmalar yürütüyor ve vatandaşlarımızı yaşadıkları konutları depreme dayanıklı hale getirmeye davet ediyor. Vatandaşlarımız bu çağrıyı duymalı, hem kendileri, hem aileleri hem de milletimiz için riskli binaları tahliye edip, yerine sağlam, depreme dayanıklı yapılar kurulmasına katkı sağlamalı” diye konuştu.
"İstanbul ve Marmara Bölgesi’ndeki sanayi kuruluşlarının peyderpey taşınabileceği arazileri tahsis etmeliyiz"
Baran, bölgenin ekonomik açıdan önemine de değinerek, “Ülkemizin en büyük sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapan, Marmara Bölgesi, İstanbul’un da aralarında yer aldığı 11 ille, Gayri Safi Milli Hasılamızın yüzde 45’ini üretiyor. İmalat sanayimizin yüzde 50’si, inşaat sektörümüzün yüzde 40’ı, bilgi ve iletişim sektörünün yüzde 70’i, finans ve sigorta faaliyetlerinin yüzde 68’i Marmara Bölgesi’nde gerçekleşiyor. Tüm Türkiye ihracatının yüzde 62,5’i Marmara Bölgemizdeki 11 ilimizden gerçekleştiriliyor. Dahası, nüfusumuzun yaklaşık yüzde 35’i de yine burada yaşıyor. Allah korusun, İstanbul’da veya Marmara Bölgesi’nin başka bir noktasında olabilecek deprem felaketinin doğuracağı sonuçları düşünmek bile istemeyiz. İstanbul ve Marmara Bölgesi’ndeki sanayi kuruluşlarının peyderpey taşınabileceği arazileri tahsis etmeliyiz. Üretimi güvenli alana çekerken, bölgenin nüfus yoğunluğunu azaltabilir, deprem riski bulunmayan veya az olan bölgelerde yatırımları yoğunlaştırarak, gelişimlerine de katkı sağlayabiliriz. Bu süreçte Ankaramızdan taşınan kamu bankalarının da dönüşünü gönülden arzu ederiz” ifadelerini kullandı.
"Afetler öncesi önlem, beka meselesidir"
ATO Başkanı Gürsel Baran, deprem, sel, fırtına, volkanik patlama gibi doğal afetlerin yaşamı derinden etkileyerek, fiziksel, sosyal, psikolojik ve ekonomik açıdan yıkıcı sonuçlara yol açtığını belirterek, afetleri doğası gereği tamamen engelleme veya durdurmanın mümkün olmadığını, alınacak önlemlerle etkilerinin azaltılıp, zararlarının en aza indirilebileceğini söyledi. Afet öncesi önlemlerde mühendislik hizmetlerinin önemine dikkati çeken Baran, “Dayanıklı altyapılar kurmak, erken uyarı sistemleri ve afet bilinci oluşturmak depremlere hazırlık olarak yapılabilecek çalışmalar. Mühendislik hizmetleri de aynı şekilde, bölgenin veya bir ülkenin tamamının afetlere karşı daha dirençli hale gelmesi için kritik bir adımı teşkil ediliyor. Afet öncesi mühendislik hizmetleri, risk analizlerinin yapılması, binaların güçlendirilmesi, altyapıların ve şehirlerin afete dayanıklı hale getirilmesi açısından çok önemli. Deprem ve diğer doğal afetler, çağımızın en yıkıcı savaşları, karşıdaki hasmımız da tedbirsizlik. Afetler öncesi önlem, beka meselesidir” dedi.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin 11 ilde yarattığı can ve mal kayıplarına da değinen Baran, “On binlerce canımızı toprağa verdiğimiz, ailelerin darmadağın olduğu bu felaketlerde binalar yıkıldı, altyapılar zarar gördü, üretim ve ticaret sekteye uğradı, şehirler tabiri caizse yerle bir oldu. Depremler ve doğal afetler nedeniyle kaybettiğimiz tüm canlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize sabırlar diliyorum” diye konuştu.
"Afet risklerini belirleyerek bilim ve teknolojiden faydalanarak, türlü afetlere karşı önlemler alınabilir"
ATO 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Cengiz Gökay, Türkiye’nin üç kıtanın birleştiği stratejik bir bölgede, farklı iklim ve coğrafi koşullara sahip eşsiz bir ülke olduğunu belirterek, “Bu coğrafyanın sunduğu nimetler kadar bizlere yüklediği sorumluluklar da büyüktür. Afetler noktasında birçok riski bulunan ülkemiz, mühendislik hizmetlerini en yüksek standartlarda yürütmekle yükümlüdür. Tarihimizde bunun örneklerini görmek mümkün. Osmanlı’nın medeniyet dehası Mimar Sinan, mühendislik bilgisiyle eserlerini yüzyıllarca ayakta tutacak bir sağlamlıkta inşa etmiştir. Bugün de afet risklerini belirleyerek bilim ve teknolojiden faydalanarak, türlü afetlere karşı önlemler alınabilir” dedi.
Japonya’nın depremlere karşı aldığı önlemlerle can kayıplarını en aza indirdiğini dile getiren Gökay, “Mühendislik hizmetlerine yapılacak her yatırım milletimizin geleceğini de sağlamlaştıracaktır. Afetler öncesi mühendislik hizmetleri sadece teknik bir gereklilik değil, milli bir sorumluluktur” diye konuştu.
Afetler öncesi önlemlerde, toplumu bilinçlendirmenin önemine de dikkat çeken Gökay, “Teknolojik çözümler ne kadar gelişmiş olursa olsun eğer toplum bilinçlendirilmez ve bu süreçlere dâhil edilmezse, başarı sağlanamaz. Toplumsal bilinç yaygınlaştırılmalı, afet bilincini artıracak eğitimler kamunun öncelikli sorumlulukları arasında olmalıdır” ifadelerini kullandı.
"İnsan hatasından insanlar ölüyor"
Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Genel Başkanı Nazmi Şahin de yaptığı konuşmada, yapı denetimi ve mühendislik kontrolünde yapılan binaların depremlerde yıkılmadığını verilerle aktardı. Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını belirten Şahin, “Ülkemizde maalesef deprem kuşağındayız. Depremlerde binalarımız yıkılıyor. Bakın insan hatasından insanlar ölüyor. Eğer insan hatasından insanlar ölüyorsa, bilin ki siz bilimin ilmin dışına çıkmışsınız. Bir yerlerde yanlışlık yapıyorsunuz” diye konuştu.
Çalıştayın ilk oturumu, 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Kürşat Nazlı moderatörlüğünde, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Uygulama Şube Müdürü Mehmet Paltum, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ve AFAD Deprem Dairesi Başkanı Aykut Akgün’ün katılımıyla “Afetlere Hazırlık Sürecinde Kamunun Görevi ve Sorumlulukları” başlığıyla gerçekleştirildi.
“Proje ve Yapı Denetim Hizmetlerinde Saha Uygulamaları” başlıklı ikinci oturumu ise ATO’nun 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Düzgün Esina moderatörlüğünde, Jeoloji Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hüseyin Alan, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Derya Başyılmaz, İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı Ahmet Onur Özergene ve Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Coşkun’un katılımıyla yapıldı.
“Tüm Tarafları İle Yapı Denetim Hizmetleri” başlıklı Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Ankara Şube Başkanı Murat Fidan’ın modere ettiği üçüncü oturumda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı Denetim Komisyon Başkanı Doğan Yorulmaz, Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin, Altındağ Belediye Başkan Yardımcısı Abdurrahman Keleş ve ODTÜ Mühendislik Bilimleri Bölümü’nden Murat Dicleli konuşmacı olarak yer aldı.
Çalıştayın “Mimarlık, Mühendislik ve Yapı Denetim Hizmetlerinde İdari Soruşturma Süreçleri ve Hukuki Yaptırımlar” başlıklı son oturumu ise Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumda Ankara Barosu Kent ve Çevre Merkezi avukatı Gökhan Candoğan, avukat Fennur Güçlü Karaefe ve avukat Gökçe Bolat birer sunum yaptı.
Programda Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berkay Gökçınar, ATO’nun 63 No’lu Proje Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri Abdullah Gürgür, Sinan Çiğdem, Komite Üyeleri Sabahat Altınışık, Adem Karakaya, Kazım Berber, Mustafa Çarkçı, Gökhan Bulut, İbrahim Gündüz, Buğrahan Kurt, Mücahit Kırdağ, Melisa Saut ile çok sayıda davetli yer aldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: