Yeni Yol Partili Doğan'dan iktidara İliç tepkisi: "Bu facia Türkiye'de madenciliğin rant düzenine nasıl teslim edildiğinin en acı örneği "
Yeni Yol Partisi'nin İliç'teki maden faciasının araştırılmasına ilişkin verdiği grup önerisi TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi. Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan önergenin gerekçesini açıklarken, "Bu kaza basit bir iş kazası değil, göz göre göre gelen büyük bir felakettir. Bu felakete rantı önceleyen politikalar, ihmallerle dolu uygulamalar, ciddiyetsizce yapılan denetimler ve tüm bunlara mahal veren eksik yasal düzenlemeler kapı aralamıştır. Siyasi sorumluluğu olanlar, bırakın hesap vermeyi, Türkiye'yi depreme hazırlayacaklarını iddia etmektedirler" dedi. CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin de Komisyonun 7 ay geçmesine rağmen hâlâ raporunu hazırlamamasına tepki gösterdi.
(TBMM) - Yeni Yol Partisi'nin İliç'teki maden faciasının araştırılmasına ilişkin verdiği grup önerisi TBMM Genel Kurulu'nda reddedildi. Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan önergenin gerekçesini açıklarken, "Bu kaza basit bir iş kazası değil, göz göre göre gelen büyük bir felakettir. Bu felakete rantı önceleyen politikalar, ihmallerle dolu uygulamalar, ciddiyetsizce yapılan denetimler ve tüm bunlara mahal veren eksik yasal düzenlemeler kapı aralamıştır. Siyasi sorumluluğu olanlar, bırakın hesap vermeyi, Türkiye'yi depreme hazırlayacaklarını iddia etmektedirler" dedi. CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin de Komisyonun 7 ay geçmesine rağmen hâlâ raporunu hazırlamamasına tepki gösterdi. Yeni Yol Partisi'nin bugün TBMM Genel Kurulu'nda İliç maden kazasının ve madencilik faaliyetlerindeki eksikliklerin tüm boyutlarıyla ele alınması, komisyon raporunun neden geciktiğinin açıklığa kavuşturulması ve böyle felaketlerin bir daha yaşanmaması için gerekli politikaların oluşturulması amacıyla verdiği grup önergesi AK Parti ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan Yeni Yol Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, şunları söyledi: "Bu kaza basit bir iş kazası değil, göz göre göre gelen büyük bir felakettir. Bu felakete rantı önceleyen politikalar, ihmallerle dolu uygulamalar, ciddiyetsizce yapılan denetimler ve tüm bunlara mahal veren eksik yasal düzenlemeler kapı aralamıştır maalesef. Bilim insanları, mühendisler, sendikalar defalarca uyarmalarına rağmen ne yazık ki iktidar ve yetkili kurumlar tarafından bütün riskler görmezden gelinmiştir. İktidar, denetim mekanizmalarını çalıştırmak yerine, madeni işleten şirkete kapasite artırım izinleri vermiş, ÇED raporları göstermelik hâle getirilmiş, bilimsel veriler siyasi kararlarla yok sayılmıştır. Siyasi sorumluluğu olanlar, bırakın hesap vermeyi, Türkiye'yi depreme hazırlayacaklarını iddia etmektedirler. Bu facia Türkiye'de madenciliğin rant düzenine nasıl teslim edildiğinin en acı örneği olmuştur. Denetim raporları kâğıt üzerinde kalmış, iş güvenliği önlemleri maliyet unsuru olarak görülmüş, işçilerin hayatı hiçe sayılmıştır. İliç, bu düzenin ilk felaketi olmadı; daha önce Soma'da, Ermenek'te, Amasra'da aynı acıları yaşamıştık. Değişen, sadece yerler, şirketler ve hayatını kaybeden emekçilerin isimleri olmuştur. Bu ülkede işçi için kader olan, sermaye için kârlı bir düzen olmuştur. İliç, bu düzenin ilk mağduru olmadı ama istiyoruz ki sonuncusu olsun. Bu düzenin değişmesi için gerçek sorumluların yargılanması, kamu otoritesinin madencilikte rantı değil bilimi ve kamunun çıkarlarını gözetmesi, çevreyi ve insanı öncelemesi gerekmektedir. Kazanın ardından kurulan İliç Araştırma Komisyonu hâlâ nihai raporunu açıklamadı. Komisyon çalışmalarından çıkardığımız tek somut sonuç var; madencilik mevzuatının köklü ve radikal bir biçimde revize edilmesi gerekiyor." "Türkiye'de hak güçlüden yana, adalet güçlüden yana" İliç'teki maden faciasına ilişkin kurulan komisyonun kamuoyuyla sunması gereken raporu 8 aydır paylaşmamasına tepki gösteren İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, şöyle konuştu: "Olay 13 Şubatta cereyan ediyor, hemen Meclisimizin tüm partileri bir araya gelerek Mart ayında, 4 Martta da ilk komisyon toplantısını gerçekleştirmek suretiyle de bu işe el atıyor ve 4 Haziran itibarıyla da bitiriyor. Yani dört aylık bir süreyi kapsayan süreçte komisyon görevini tamamlamış oluyor ama raporumuz üzerinden tam 8 ay 10 gün geçmiş olmasına rağmen ortada henüz yok. Tabii, bu doğru bir durum değil çünkü buradaki ana amacımız bizim bu komisyonu toplarken dedik ki: 'Öyle bir çalışalım ki bir daha Türkiye'de bu gibi durumlara vesile olacak bütün eksiklikleri gidermek adına adım atalım ve bundan sonra bu şekilde gerekirse kanun çıkarmaya vesile olsun. Türkiye'de bir daha bu gibi olumsuzluklar ve kazalarla karşılaşmayalım.' Bundan sonra da birçok maden müracaat etmiş faaliyet yapmak adına. Peki, biz bunlara nasıl yol göstereceğiz? Gösteremiyoruz çünkü raporumuz tamam değil ve raporun önemli bir kısmı da 14 Nisan itibarıyla bilirkişi heyeti rapor hazırlıyor 'Birinci sorumlu asıl kusurlu' diyor Sayın Çalışma Bakanı, 'Murat Kurum ve Çevre Bakanlığı' diyor. Apar topar 15 gün sonra bilirkişi heyeti iptal ediliyor, yeni bir bilirkişi heyeti tahsis ediliyor. Yani Türkiye'de hak güçlüden yana, adalet güçlüden yana." "Komisyonda sorumlulara ilişkin araştırma yapılmamış, her fırsatta iktidar aklanmaya çalışılmıştır" DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü de komisyon çalışmalarının verimsizliğine ve sonuç raporunun yayımlanmamasını eleştirerek yu açıklamayı yaptı: "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin arşivi araştırma komisyonu raporlarıyla dolu. İliç Araştırma Komisyonunda üç ay boyunca maden faaliyeti güzellemesi yaparak geçirilmiştir. Hiçbir şekilde denetime, sorumlulara ilişkin araştırma yapılmamış, her fırsatta iktidar aklanmaya çalışılmıştır. Bir araştırma komisyonunun üyelerinin salt çoğunluğu iktidar lehine ise o araştırmanın sonucunda iktidar aklanacaktır. 130 bin kişinin depremde, on binlerce kişinin sel, çığ, heyelan gibi afetlerden dolayı hayatını kaybettiği bu ülkede Çevre Bakanı koltuğuna yapışmış bir şekilde duruyor. Bebeklerin, çocukların hastanelerde planlı bir şekilde öldürüldüğü bu ülkede Sağlık Bakanı hâlen koltuğunda oturuyor. 78 kişinin yanarak can verdiği Bolu Kartalkaya'da sorumlu olan Turizm Bakanı koltuğuna yapışmış bir durumda hâlen oturuyor. Tarikat ve cemaatlerin yurtlarında çocuklara yönelik istismar ve taciz vakalarında Aile Bakanı burada, halkın gözünün önünde aklanmış ve tebrik edilmişken, bu çatı altında iktidarın yok ettiği denetim ve soruşturma teamülünden bahsetmemiz mümkün değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulacak araştırma komisyonlarının oluşturulmasına karar alma, çalışma yönetimini değiştirmek zorundadır. Aksi takdirde, İliç Komisyonu gibi, Darbe Komisyonu gibi, Deprem Komisyonu gibi araştırma raporları Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin arşivlerinde tozlanmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır." "Kurum, istifa etmesi gereken bir ortamda bulunurken âdeta ona ödül gibi yeniden Bakanlığını ihdas ettiniz" Türkiye'nin bir ulusal madencilik politikası olmadığına dikkat çeken CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, İliç'te yaşanan maden faciasına ilişkin şunları söyledi: "İliç maden faciası maalesef denetimsizliğin, ihmalin, aşırı üretimin bir tezahürüdür. Orada gerçeğe aykırı, ısmarlama ÇED raporları, saha denetiminin yeterince yapılmaması, sahadaki risklerin bütünlüklü bir şekilde ele alınmaması, 2021 yılında kapasite artış onayının verilmesi, 100-150 metre yüksekliğinde olması gereken liç yığınının aşırı üretim nedeniyle 275 metrelere kadar dayandırılması, aşırı yükleme, patlatmalardaki denetimsizlik, düzenli ve etkili bir şekilde denetimin yapılmaması ve altını zenginleştirmek amacıyla orada kullanılan siyanürlü yoğunluğun maalesef sıvı hâlde olması gibi pek çok etmen bu facianın meydana gelmesine neden oldu. İki buçuk ay sonra kurulan komisyon ne yazık ki üzerinden 7 ay geçmesine rağmen hâlâ raporunu hazırlamadı. Tam 128 gün geçti raporu hazırlamanın son tarihinden hâlâ ortaya bir rapor çıkmadı. Neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Gerçekten neyi engellemeye çalışıyorsunuz, çok merak ediyoruz. Murat Kurum'un asli kusurlu olarak bulunduğu bir bilirkişi raporu vardı, ardından hemen bir bilirkişi raporu daha oluşturdunuz ve sonuç olarak Murat Kurum normalde aslında istifa etmesi gereken bir ortamda bulunurken âdeta ona ödül gibi yeniden Bakanlığını ihdas ettiniz ve asli kusurlu olması yok edildi bilirkişi raporundan, herhâlde bundan sonra artık bize raporu gönderirsiniz. İnsanlar, sizin sorumsuz ve sadece gidip her afetten sonra başsağlığı dilemeniz, orada fotoğraf çekmenizden bıktılar, gerçek anlamda önlem almamız gerekiyor. Sadece İliç'in bizim ülkemize vergiden kaçırdığı 430 milyon dolar zarar var. Milli olan bu madenlerimiz, milyonlarca yılda oluşmuş bu madenlerimiz neden ulusal çıkarlarımız için kullanılmıyor? Neden ulusal bir madencilik politikamız yok? Neden böyle bir kanun çıkarmıyoruz ve uluslararası sermayeye milyonlarca yılda oluşmuş madenlerimizi peşkeş çekiyoruz? Hiçbir kazanın yaşanmadığı, çevre felaketlerine meydan vermeyen ve bütün bu İliç'te gerçekten çevre felaketi yaratmış alan olguya artık bir son verilsin diyorum. Bu ölümler son bulsun diyorum."