Vatandaşlardan "enflasyon düşüşte, en zor dönem geride kaldı" söylemlerine tepki: "Hikaye, bizi uyutuyorlar"
İstanbul’da vatandaşlar, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, "enflasyonun düşüşte olduğu ve en zor dönemin geride kaldığı" açıklamasını eleştirdi. Bir vatandaş, Mehmet Şimşek’in sokağı görmediğini belirterek, "Acaba sokağa inmiş mi? Kent Lokantalarındaki, Halk Ekmek'teki sırayı görmüş mü, pazara inmiş mi? Neye dayanarak söylüyor” dedi. Bir diğer vatandaş, "Bence hikaye, uyutuyorlar bizi" derken, AK Parti'ye oy verdiğini belirten bir vatandaş ise "Bugün CHP'li birisi konuştuğu zaman karşısında susuyoruz. Niye? Haklı. Konuştuğu cümlelerin hepsi haklı, mücadelesi haklı. İnsanlar gerçekten dolu " ifadesini kullandı.
Haber: Beril KALELİ-Kamera: Hakan KAYA (İSTANBUL) - İstanbul’da vatandaşlar, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, "enflasyonun düşüşte olduğu ve en zor dönemin geride kaldığı" açıklamasını eleştirdi. Bir vatandaş, Mehmet Şimşek’in sokağı görmediğini belirterek, "Acaba sokağa inmiş mi? Kent Lokantalarındaki, Halk Ekmek'teki sırayı görmüş mü, pazara inmiş mi? Neye dayanarak söylüyor” dedi. Bir diğer vatandaş, "Bence hikaye, uyutuyorlar bizi" derken, AK Parti'ye oy verdiğini belirten bir vatandaş ise "Bugün CHP'li birisi konuştuğu zaman karşısında susuyoruz. Niye? Haklı. Konuştuğu cümlelerin hepsi haklı, mücadelesi haklı. İnsanlar gerçekten dolu " ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, "uygulanan ekonomi programı sonucu zorlu sürecin geride kaldığı" yönündeki açıklamaları ile en son Bakan Şimşek’in, "Enflasyon düşüyor, bütçe açığı azalıyor. Nispeten işin zor kısmını geride bıraktık" yönündeki açıklamalarına vatandaşlardan tepki geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hayata geçirilen ve 40 liraya 4 çeşit yemek sunan 16 Kent Lokantası'ndan İzzetpaşa ve Çapa şubelerine gelen vatandaşlar, bu açıklamaları ANKA'ya değerlendirdi. Bir vatandaş, "Acaba sokağa inmiş mi? Kent Lokantalarındaki, Halk Ekmek'teki sırayı görmüş mü, pazara inmiş mi? Neye dayanarak söylüyor?" diye sorarken, bir diğer vatandaş, "Bence hikaye, uyutuyorlar bizi. Kim ne derse desin, ben yaşadığıma, gördüğüme bakıyorum. Keyfimizden gelip burada yemek yemiyoruz. Biz de isterdik, bir lokantaya gidelim. O soğuklarda kuyruklarda bekliyoruz 3 kuruş kar edeceğiz diye. Bizim ülkemizin insanı bu halde mi olacaktı?" şeklinde konuştu. "Siyasetçinin tuzu kuru, rahat onlar" diyen bir vatandaş ise "Oy zamanı gelince halk tanınıyor, ondan sonra unutuluyor. Durum vahim, gidişat hiç hoş değil yani. Ne olacak belli değil" ifadelerini kullandı. “Sağcıydım, bu saatten sonra sağa oy vermem” Vatandaşların ANKA'ya değerlendirmeleri şu şekilde: Bir vatandaş: "Bende 2 tane çocuk var, eşim var, ben var, 4 nüfus. Ben 23 (bin) lirayla nasıl geçineceğim. Asgari ücretin bir kademe üstü olsa ne olacak? 30 bin say, şu şartlarda 30 bin lirayla geçinen adam gelsin, ayağının altını öpeceğim. Sağcıydım, bu saatten sonra sağa oy vermem. Niye vermediğimi de söyleyeceğim. Karşı tarafı suçluyorsun, ‘yanlış’ diyorsun, yanlışı kendin yapıyorsun. Yeteri kadar dini kullandın, yeteri kadar insanları kullandın. ‘Darbe’ dedin, sokağa çıktık, canımızı verdik, sen bizi kullanıyorsun ya. Bize hiç yardım etmiyor. Ben 5 aydır boştayım, 5 aydır. Gittiğim yerde mülteci çalışıyor. Niye ben ülkemde bu çileyi çekeyim? Bu ırkçılık değildir, tabii ki onlar da çalışacak, rızkı veren Allah ama, sen Allah'ın verdiği rızkı benim elimden alıyorsun başkasına veriyorsun. Faizi yükseltmişsin, zengine diyorsun ki gel paranı at bankaya. Bu adam iş yapar mı? Niye yapsın ki hazır para geliyor. Hani faiz haramdı? Çok güçlü bir devletiz bunu da söylüyorum, hala daha ayakta duruyorsa büyük devlet olduğumuzu gösteriyor ama kimsenin de hakkı yok bu ülkeyi böyle batırmaya. 'Karşı taraf' diyoruz ya işte 'CHP'liler böyle, CHP'liler şöyle'… AKP'ye oy vermiş bir insan olarak söylüyorum, samimi söylüyorum, Allah da şahit yıllardır oy verdim, ama bakıyorum şu an karşı tarafı susturamıyoruz. Bugün CHP'li birisi konuştuğu zaman karşısında susuyoruz. Niye? Haklı. Konuştuğu cümlelerin hepsi haklı, mücadelesi haklı. Geçimi konuşuyorsun, adama bir şey diyemiyorsun, çünkü adam da 12 liraya ekmek alıyor, ben de 12 liraya. O kira veriyor 20 lira, ben de. Susturamıyorum onu. Birisi konuştuğu zaman FETÖ'cü diyorsun atıyorsun içeri, PKK'lı diyorsun atıyorsun içeri, DAEŞ'li diyorsun, şöyleydi böyleydi. Bırak abi ya. İnsanlar şu gerçekten dolu. Kendi halkına bu kadar zulüm edilmez. Ona din kardeşimiz, buna bayrağımızın gölgesi büyük, öbürüne merhametimiz geniş, peki biz neyiz? Allah herkesin rızkını veriyor. Allah, hiçbir kuluna da zulüm yapmıyor. Sen bana bunu reva görüp de Allah'ı suçlayamazsın. Şükür, şükür, tabii ki şükür, Allah'ın verdiklerine her zaman şükretmeliyiz. Ama sen şu şartları getir, hepsini bir araya sıkıştır, insanlar patlamış duruma geliyor, ondan sonra 'şükrünüzü bilin'. Hadi oturduğun yerde şükret, Allah sana veriyor mu?" "Bizim ülkemizin insanı bu halde mi olacaktı?" Yıldız Yılmaz: "Bence hikaye, uyutuyorlar bizi. Kim ne derse desin, ben yaşadığıma, gördüğüme bakıyorum. Kiralar almış başını gitmiş, çarşı pazar zaten el yakıyor. Keyfimizden gelip burada yemek yemiyoruz. Biz de isterdik, bir lokantaya gidelim. O soğuklarda kuyruklarda bekliyoruz 3 kuruş kar edeceğiz diye. Ben emekli değilim ama emeklinin haline üzülüyorum. Çok şükür, bizim elimiz ayağımız tutuyor, çalışıyoruz, ama çalışamayanlar, çöpten ekmek toplayanlar var. İçim parçalanıyor onları öyle görünce. Bizim ülkemizin insanı bu halde mi olacaktı? (Vatandaş) Asla düşünülmüyor. Kendi ceplerini düşünüyorlar. Milletvekilleri bir dolaşsalar ya çarşıyı pazarı." "Oy zamanı gelince halk tanınıyor, ondan sonra unutuluyor" Bir vatandaş: "Durum vahim, gidişat hiç hoş değil yani. Her şeyin farkındalar ülkeyi yönetenler. Kiralar, hayat pahalılığı, halk da siyasetçi de bilincinde. Ne olacak belli değil. Oy zamanı gelince halk tanınıyor, ondan sonra unutuluyor. Siyasetçinin tuzu kuru, rahat onlar. Hlak gördüğün gibi" Bir başka vatandaş: "(Bakan Şimşek) Acaba sokağa inmiş mi? Kent Lokantalarındaki, Halk Ekmek'teki sırayı görmüş mü, pazara inmiş mi? Neye dayanarak söylüyor?"