Validebağ Korusu'nda Reşit Kibar fidan dikilerek anıldı
Doğa savunucuları, Artvin Cankurtaran ormanlarını savunurken öldürülen Reşit Kibar anısına Üsküdar'daki Validebağ Korusu'na dikilen fidanların sökülmesi üzerine bugün yeniden alanda bir araya gelerek fidan dikti. Validebağ Gönüllüleri’nden Arif Belgin, "Bütün bu insanlar doğalarını, yaşam alanlarını, ormanları, ağaçları korumak için hayatlarını ortaya koydular. Biz de gerekirse hayatımızı ortaya koyacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın" dedi. Etkinliğe Katılan İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu da doğa katliamı yapan uluslararası şirketler ve holdinglere karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu.
(İSTANBUL)- Doğa savunucuları, Artvin Cankurtaran ormanlarını savunurken öldürülen Reşit Kibar anısına Üsküdar'daki Validebağ Korusu'na dikilen fidanların sökülmesi üzerine bugün yeniden alanda bir araya gelerek fidan dikti. Validebağ Gönüllüleri’nden Arif Belgin, "Bütün bu insanlar doğalarını, yaşam alanlarını, ormanları, ağaçları korumak için hayatlarını ortaya koydular. Biz de gerekirse hayatımızı ortaya koyacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın" dedi. Etkinliğe Katılan İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu da doğa katliamı yapan uluslararası şirketler ve holdinglere karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu. Üsküdar'daki Validebağ Adile Kasrı önünde bir araya gelen İstanbul Doğa Savunmaları, Kuzey Ormanları Savunması ve Validebağ Gönüllüleri, Artvin Cankurtaran ormanlarını savunurken öldürülen Reşit Kibar anısına Validebağ Korusu'na dikilen fidanların sökülmesi üzerine yeniden alana giderek fidan dikimi gerçekleştirdi. "Doğamızı katledenlerin karşısında mücadeleyi büyüteceğiz hepimiz Reşit Kibarız" pankartı açan doğaseverler, doğa katliamına ve Reşit Kibar’ın öldürülmesine tepki gösterdi. Etkinliğe İstanbul Barosu İbrahim Kaboğlu da destek verdi. "Mücadeleyi büyütelim" Mücadelelerinin eylem olarak yerel ama fikir olarak evrensel olduğunu belirten Kaboğlu, doğa katliamı yapan uluslararası şirketler ve holdinglere karşı mücadeleyi büyütme çağrısında bulundu. Kaboğlu, şunları söyledi: "Tıpkı Cerattepe davasında olduğu gibi, tıpkı İliç'te olduğu gibi çok büyük şirketler, büyük uluslararası şirketler dev holdingler ve öbür taraftan köylüler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve tabii ki mahkeme önünde çevresel adaletin sağlanması amaçlanıyor. Oysa taraflar tamamen eşitsiz bir konumda bulunuyor. Birileri çok güçlü, öbürleri yalnızca haklı. İşte o nedenle dayanışma halkalarımızı daha da büyütmemiz gerekiyor, daha da genişletmemiz gerekiyor ki yerli ve yabancı işbirlikçisi olan o holdingler talan etmeden önce onlara müdahale edebilelim ve ormanlarımızı, bitkileri, hayvanları ve haliyle insanlarımızı yok edemesinler. İşte bizim savunduğumuz flora, fauna, homosapiens üçlüsü ne yazık ki Cankurtaran Dağı'nda neden bu kadar yaşamsal olduğunu, bu üçlünün birlikte savunulmasını Reşit Kibar'ın katledilmesi anında bir kez daha acı bir biçimde teyit edilmiş oldu. Eğer biz bitkileri korursak, hayvanları korursak ancak kendimizi koruyabiliriz. Onlara dokunmadığımız sürece, gerekirse onları koruyabildiğimiz sürece kendimizin de yaşamın bileşeni olduğunun farkına varırız. İşte bu bakımdan bu anma çok önemli. Ağaç dikme kuşkusuz sembolik de olsa, ağaç kesmeye karşı eylemlerimizi de haliyle bunun bir parçası olarak yaygınlaştırmamız gerekir. Bu birliktelik daha da büyüsün ve ülkemizi korumak için, ilerletmek için bu birliktelikleri fikir, dayanışma ve eylem üçlüsü altında daha çok büyütelim." "Gerekirse hayatlarımızı ortaya koyacağız" Validebağ Gönüllüleri’nden Arif Belgin ise ANKA'ya yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "6 ay önce Artvin'de katledilen arkadaşımız, dostumuz Reşit Kibar'ı anmak için buradayız. Daha önce onun adına diktiğimiz fidanı birileri söktü. Biz onun yerine iki tane dikiyoruz. Şu anda da bunu ilan etmek istiyorum; Eğer bunlar da sökülürse daha fazlasını tekrar dikeceğiz. Onun için bu bizim için önemli. Bu sembolik bir şey aslında. Artık toplumumuzda bu sembole bile tahammül edemeyen garip bir anlayış var. Yani ağacı sökmenin mantığını anlayabilmiş değiliz. Bu bir anmaydı sadece. Öldürülen bir insanı anma ve ondan sonra haksız yere tutuklanan insanlara karşı bir saygı görevi. Çünkü daha önce de Antalya Finike'de Aysin ve Ali Ulvi Büyüknohutçu çifti öldürülmüştü. Daha önce Artvin'de. Yani bütün bu insanlar doğalarını, yaşam alanlarını, ormanları, ağaçları korumak için hayatlarını ortaya koydular. Biz de gerekirse hayatımızı ortaya koyacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın."