TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Musa Eskiocak: "Yeni yapılacak binalar, deprem ivmesine göre hazırlanmalı"

Yayınlanma: 05.02.2025 11:20 Güncelleme: 05.02.2025 11:20

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Musa Eskiocak, Hatay’ın yeniden inşa edilmesinde daha önce 0.5-0.6 olarak alınan ancak 6 Şubat depremlerinde 1.6’ya çıkan deprem ivmesine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek "Deprem yönetmeliğimizin gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu yapılacak yeni binalar bu ivmelere göre hazırlanması gerekiyor” dedi.

(HATAY) - Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Musa Eskiocak, Hatay’ın yeniden inşa edilmesinde daha önce 0.5-0.6 olarak alınan ancak 6 Şubat depremlerinde 1.6’ya çıkan deprem ivmesine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek "Deprem yönetmeliğimizin gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu yapılacak yeni binalar bu ivmelere göre hazırlanması gerekiyor” dedi. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerde 11 il büyük bir yıkıma uğradı. Depremde en az 53 bin 725 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. 11 il arasında olan Hatay ise en büyük yıkımın meydana geldiği şehir olarak kayıtlara geçti. Hatay’da depremden bugüne kadar geçen sürede resmi rakamlara göre il genelinde bugüne kadar teslim edilen 32 bin 160 konutla birlikte hak sahipleri belirlenen konut sayısı 46 bin 140 olarak belirlendi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilcisi Musa Eskiocak, iki yılın ardından kentteki yeni inşa sürecini ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. "6 Şubat ve 20 Şubat 2023 yılında yaşanan depremlerde şehrimiz yıkıldı" diyerek sözlerine başlayan Eskiocak, Hatay’da 25 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini belirtti. Eskiocak, şunları söyledi: "Hatay belki de tarihin en büyük karasal depremini yaşadı. 90 bine yakın binamız yıkıldı. Bunların bir kısmı anında yıkıldı, bir kısmı ağır hasarlıydı ve acil yıkılacaklar arasındaydı. Bunlar yaklaşık 300 bin bağımsız bölüme denk geliyor. Yani yaklaşık 250 bin konut, yaklaşık 50 bin de iş yeri yıkıldı. Bu 2 yılın sonunda yaklaşık 250 bin insan halen konteyner kentte yaşamakta. Bir kısmı da çadırlarda. Onlar konteyner kentlere gelmeyen, köylerde yaşayan; evini, bağını, bahçesini, hayvanını bırakmak istemeyip orada kendi kurdukları çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Bu süreçte inşaatlar yükselmeye başladı. Yaklaşık 130 bin konut ihalesi yapıldı. Bunların yaklaşık 30 bini bitirildi ve 15-20 bini teslim edildi. Geri kalan insanlar hala bekliyor, konteynerlerde ve çadırlarda yaşamlarını sürdürüyor. İnanılmaz tozlu bir hava var. Hem çocuklar, hem yaşlılar herkes bu tozlu havaya maruz kalmak zorunda. Şu an Hatay büyük bir şantiye ve bu süreç belki bir yıl belki de daha fazla devam edecek gibi gözüküyor." "Süreç bizim Odamızın denetiminde değil Bakanlığın kontrolünde yürümekte" Yeniden inşa edilen binaların depreme dayanıklılıkları ve zemin etüdü çalışmalarına ilişkin konuşan Eskiocak, şunları söyledi: "Bu büyük depremden sonra sadece zemin etüdü değil tüm büyük projelerin depreme dayanıklı şekilde yapılması gerekiyor. Bu süreç bizim Odamızın denetiminde değil Bakanlığın kontrolünde yürümekte. Açıkçası bizim şu anda biz müdahil olamıyoruz. Bize çalışmaların yönetmeliğe uygun yapıldığı söyleniyor. Maalesef burası bir deprem bölgesi. Biz benzer depremleri yaşayabiliriz. Dolayısıyla yapılacak her bina, her yol, altyapı, üstyapı, her yol olabilecek en büyük depreme dayanıklı şekilde, yönetmeliğe göre yapılması gerekiyor. Deprem yönetmeliğimizin gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu depremden sonra hiç öngörmediğimiz deprem ivmeleri ile karşılaştık kentte. Daha önce 0.5-0.6 aldığımız deprem ivmelerinin 1.3 ve 1.4’e çıktığını gördük. (6 Şubat’ta meydana gelen depremin ivmesi 1.6) Bu yapılacak yeni binalar bu ivmelere göre hazırlanması gerekiyor." "Kiraya çıkmak isteyenlerin karşılaştıkları rakamlar çok fahiş 15-20 bin liranın üstünde rakamlardan bahsediyorum" Kentteki kira sorununa da değinen Eskiocak, şu bilgileri verdi: "Daha önce kiracılar kira desteği alıyordu. Şu an o bitti sadece ev sahipleri destek alıyor. Şu an kiracı hem aldığı desteği kaybetti hem de mevcut olan evlere çıkmak isteyenlerin karşılaştıkları rakamlar çok fahiş. 15-20 bin liranın üstünde rakamlardan bahsediyorum. Bu hem kira desteği almayan hem de işini kaybetmiş insan için çok büyük bir sıkıntı. İnsanlar ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Konteynerlerden çıkmak istiyorlar çünkü yaşanacak gibi değil. Eve çıkmak için de maddi imkanları yok. Bu ikilem içerisinde maalesef insanlar zor durumdalar. Birçoğu yerde de kiraya çıkacak ev yok. Dolayısıyla insanlar şu anda biten evlerde kiraya çıkmak istese ya da yıkılmamış az hasarlı evlere kiraya çıkmak istese kiralar inanılmaz yüksek. Devletten alınan kira yardımı bunları karşılayacak bir miktar değil. İnsanların birçoğu işini gücünü kaybetti, iş yeri yıkıldı. Dolayısıyla insanlar konteynerde yaşamaya devam ediyor maalesef. Biz daha önce meslek odası olarak Valilik, Bakanlık ve kurumlarla yaptığımız toplantılarda birçok öneri yaptık, raporlarımızı sunduk. Bu raporlarda zemin etütlerinin daha kapsamlı olmasını söyledik. Planlamanın yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söyledik. Yapılan bütün çalışmaların deprem sonrası yeniden revize edilmesini söyledik. Ama bu süreç yavaş ilerliyor maalesef. İnsanlar hala konut bekliyor bu da konteynerde zor şartlarda yaşamaları demek." "Taş ocaklarının, kamyonların şehir merkezi dışında toparlanması lazım" Şantiyelerin hepsinin şu an şehir merkezinde kurulu olduğunu kaydeden Eskiocak, "Birçok beton makinesi, kamyonet şehir merkezinden geçmek zorunda. Birçok taş ocağı şehir merkezine yakın. Biz yaklaşık bir buçuk yıldır bu tozlu havada yaşıyoruz. İleride bunun nasıl bir sağlık sorununa gebe olacağını bilmiyoruz. Bir an önce bu şehrin, özellikle taş ocaklarının, kamyonların şehir merkezi dışında toparlanması lazım. Bu da gerekli şu an ama süreç ne kadar hızlı olursa biran önce kurtulma durumumuz olur. Maalesef biz bir deprem şehriyiz ve bu depremlerle yaşamaya devam edeceğiz. Bunu öngörerek hayatımızı, şehrimizi daha dirençli, depreme dayanıklı yapmak zorundayız. Olası bir depremde can değil de sadece minimal kayıplarla atlatmamız için hem hükümetimizin hem yerel yönetimlerin ve STK’ların el ele verip bu süreci atlatması gerekiyor" dedi.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız