THTM'den Milli Eğitim Bakanlığı önünde laiklik eylemi: "Meydan boş değil, çünkü biz buradayız"

Yayınlanma: 03.03.2025 17:56 Güncelleme: 03.03.2025 17:56

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM), 3 Mart Devrim Yasaları'nın 101'inci yılında, Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı önünde laik ve bilimsel eğitim talebiyle eylem yaptı. Prof. Dr. Oğuz Oyan, gericiliğin eğitim üzerindeki baskılarını ve ideolojik zemin yaratma çabalarını eleştirerek, "Meydan boş değil, çünkü biz buradayız" dedi. THTM YK üyesi Burçak Özoğlu ise halkın laiklik ve Cumhuriyet için mücadele ettiğini vurgulayarak, "Gericiliğe izin vermeyeceğiz, çocukların bu korkunç zihinsel suiistimalini ve sömürüsünü önleyeceğiz" diye konuştu.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM), 3 Mart Devrim Yasaları'nın 101'inci yılında, Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı önünde laik ve bilimsel eğitim talebiyle eylem yaptı. Prof. Dr. Oğuz Oyan, gericiliğin eğitim üzerindeki baskılarını ve ideolojik zemin yaratma çabalarını eleştirerek, "Meydan boş değil, çünkü biz buradayız" dedi. THTM YK üyesi Burçak Özoğlu ise halkın laiklik ve Cumhuriyet için mücadele ettiğini vurgulayarak, "Gericiliğe izin vermeyeceğiz, çocukların bu korkunç zihinsel suiistimalini ve sömürüsünü önleyeceğiz" diye konuştu. THTM, Devrim Yasalarının 101'inci yıl dönümünde, Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptı. Ankara Dayanışma Derneği, 29 Ekim Kadınları Derneği ve Eğit-Der'in destek verdiği protestoda, "Ne tarikat, ne şeriat; laik eğitim, laik cumhuriyet", "Laik bilimsel eğitim istiyorum", "Yaşasın laik cumhuriyet, "Okulda imamın işi ne?", "Yobazın karanlığına boyun eğmeyiz", "Dinsel değil, bilimsel eğitim", "Medrese değil, aydın ve çağdaş üniversite" gibi sloganlar içeren pankartlar taşındı. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi Yönetim Kurulu Burçak Özoğlu, 3 Mart Devrim Yasaları'nın ve laik eğitimin önemine değinerek, şunları kaydetti: "101 yıl sonra bugün sürece baktığımızda laik Cumhuriyet ve eğitimin kemirilerek yok edildiğini dolayısıyla ancak birlikte var olabilecek Cumhuriyet’in bitirildiğini büyük üzüntü ile görüyoruz. Tarikatlar yasak olmasına rağmen devletin içinde onun bir parçası olarak etkinlik gösteriyorlar. Mili Eğitim Bakanlığı (MEB) tarikatlarla çok sayıda protokol yaparak tarikatları eğitimin başlıca paydaşı yapıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı tekrar bakanlık seviyesine ulaşıyor ve okulları adeta yönetiyor, kreşlere kadar dini eğitimi yaymakla övünüyor. ÇEDES Projesi ile Diyanet görevlileri okullarda öğretmenmiş gibi ders veriyor, dini uygulamalar yapıyor. Okul müfredatları çocukların düşünmesi için gerekli tüm bilimsel yöntem ve referanslardan arındırılıyor, bilimle alakası olmayan dogmalarla dolduruluyor. Günümüzde eğitim emekçi sınıfları şekillendiren başlıca süreçtir. Bu şekilde laik olmayan, dini kurumlara teslim edilmiş bir eğitim süreci ile sorgulayamayan, neyin ileri neyin geri olduğunu ayırt etmeyen, vicdan gelişimi zedelenmiş biat eden bir emekçi sınıf oluşturulması amaçlanıyor. Onları yetiştiren öğretmenler üzerinde de büyük bir baskı oluşturuluyor. Sınavı kazanan öğretmenlerin öğretmenlik yapabilmesi için ayrıca bir akademiye alınması gericilik tezgahından geçmeyen ve biat etmeyen öğretmenlerin mesleklerini yapamayacaklarını ilan etmek anlamına geliyor. Bu süreç tesadüfen arka arkaya çapsız ve gerici eğitim bakanlarının göreve gelmesi ile açıklanamaz. Cumhuriyet’in budanması ancak giderek daha çok gerici hale gelen sermaye sınıfının çıkarları gereği yönlendirmesi ile oluşmuştur. Sömürü ve yağma o kadar büyüktür ki, toplumsal adaletsizlik o kadar saklanamaz hale gelmiştir ki, sorgulayan, düşünen bir emekçi halk dolayısıyla Cumhuriyet ve laiklik çok gelmektedir sermaye sınıfına. Çok uzağa gitmeden sermaye sınıfının parmak izlerini eğitim süreci içinde buluyoruz. Eğitimin piyasalaştırılması ve özelleştirilmesi, bu şekilde toplumsal eşitliğin zedelenmesi başlıca bir parmak izidir. Ancak daha korkunç olanı sermayenin sadece çocuklarımızı düşünemez hale getirmeye çalışması değil aynı zamanda onları ağır bir sömürüye tabi tutulacak çocuk işçi ordusu olarak görmesidir. MESEM projesi ile sayıları milyonu geçen çocuk öğrenimden koparılarak fabrikalara sürülüyor. Bu süreci hızlandırmak için hem sermaye kuruluşlarının hem tarikatların lise eğitimini zorunlu eğitimden çıkarma gayreti büyük bir kaygı nedeni oluyor." THTM YK üyesi Burçak Özoğlu, halkın laiklik ve Cumhuriyet için mücadele ettiğini vurgulayarak, "Gericiliğe izin vermeyeceğiz, çocukların bu korkunç zihinsel suiistimalini ve sömürüsünü önleyeceğiz. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın laiklik" dedi. "Meydan boş değil, çünkü biz buradayız" Prof. Dr. Oğuz Oyan, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesine karşı, iktidarın "Egemenlik kayıtsız şartsız Sarayındır" biçiminde anlayış geliştirdiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Çocuklarımızı o ÇEDES'lerde onun bunun elini bırakmamak için bütün velileri eyleme çağırmak zorundayız. Kendi çocuklarını okul dışı faaliyetlere, din faaliyetine katılmaması için dilekçe vermeye onları ikna etmeliyiz. Bu iktidar ortalığı ne kadar boş olursa o kadar gaza basıyor ve en büyük tahribatı eğitimde ve yargıda yapıyor. Gericiliğin bütün baskısı eğitim üzerinde çünkü yeni bir rejimi inşa etmek istiyorlar bunun insan malzemesini şimdiden yetiştirmeye uğraşıyorlar. Kendi ideolojik zeminlerini kurgulamaya çalışıyorlar ama bütün bunlar boş, meydan boş değil, çünkü biz buradayız." "NATO'dan, TÜSİAD'dan ve tarikatlardan uzak laik, eşitlikçi ve tam bağımsız bir Türkiye istiyoruz"  THTM Ankara Öğrenci İnisiyatifi sözcüsü İsmail Elen, "Bugün liselerimizde ve kampüslerimiz piyasacı ve tarikatçı bir uzlaşmaya mahkum edilmeye çalışılıyor. Eğitime, bilime ve aydınlanmaya harcanması gereken kamu kaynakları tarikat şeylerinin kasalarını dolduruyor. Bunun karşısında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarikatları STK diyerek güzellemeye çalışıyor. Ama gençlerin buna itirazı var. Eşit, bilimsel ve ücretsiz bir eğitim hakkı için liseliler ve üniversiteliler sadece bugün değil, her gün memleketin her yerinde emekçilere ve kendilerine olan sorumlulukları yerine getirmek için seslerini yükseltmeye devam edecekler. NATO'dan, TÜSİAD'dan ve tarikatlardan uzak laik, eşitlikçi ve tam bağımsız bir Türkiye istiyoruz" dedi.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız