Özgür Özel'den Erdoğan'a: Bertolt Brecht'in ''Halkın ekmeği'' şiirini grup toplantısında okursa ben diyeceğim ki ''cahil değil''

Yayınlanma: 08.02.2025 12:24 Güncelleme: 08.02.2025 12:24

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bertolt Brecht şiirini bilmiyor, düzeltmiyor ve yanlışta ısrar ediyorsa, buna 'cahillik' denir. Buna mı alınmış? Ayrıca cahil değilse, bildiğini göstersin. Sayın Erdoğan zaman zaman şiir falan okuyor. Bertolt Brecht'in yedi cilt şiirlerinden Türkiye'de 'Halkın Ekmeği' diye bir seçki yayınlandı. O seçkinin içindedir zaten 'Ya hep beraber ya hiçbirimiz' şiiri. Ama orada 'Halkın ekmeği adalet' diye bir şiir var. O şiiri okusun hep birlikte dinleyelim ben de kendisine 'cahil' dediğim için sözümü geri alayım. Bertolt Brecht'in 'Halkın ekmeği' şiirini okursa grup toplantısında prompterdan ben diyeceğim ki 'cahil değil'" dedi.

(ANKARA)  - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bertolt Brecht şiirini bilmiyor, düzeltmiyor ve yanlışta ısrar ediyorsa, buna 'cahillik' denir. Buna mı alınmış? Ayrıca cahil değilse, bildiğini göstersin. Sayın Erdoğan zaman zaman şiir falan okuyor. Bertolt Brecht'in yedi cilt şiirlerinden Türkiye'de 'Halkın Ekmeği' diye bir seçki yayınlandı. O seçkinin içindedir zaten 'Ya hep beraber ya hiçbirimiz' şiiri. Ama orada 'Halkın ekmeği adalet' diye bir şiir var. O şiiri okusun hep birlikte dinleyelim ben de kendisine 'cahil' dediğim için sözümü geri alayım. Bertolt Brecht'in 'Halkın ekmeği' şiirini okursa grup toplantısında prompterdan ben diyeceğim ki 'cahil değil'"dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel,Türkiye Kent Konseyleri Platformu 32'nci Genel Kurulu'nun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu yönelik açıklamalarının sorulması üzerine şöyle konuştu: "Sayın Erdoğan, salon seviyor. Ben kendisini sokağa ve meydana çağırıyorum. Ben üç gün boyunca deprem bölgesinde gezdim. Sayın Erdoğan da depremin yıldönümünde Adıyaman’a bir geldi, gitti. Sayın Erdoğan, salonları kendi atadıklarıyla dolduruyor. Malum Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bir ilçe iki tane aday çıkarırsa, çağırıp bire indirirler. Erdoğan’a rağmen aday olanların başına gelmedik şey kalmaz. O yüzden il kongrelerinin demokratik zeminler olmaktan çok, atanmışların toplandığı ve Sayın Erdoğan’ı alkışladığı, Sayın Erdoğan’ın da o alkışı milletin teveccühüne saydığı toplantılar bunlar. O toplantılarda aylardır çok sert şeyler söylüyor zaten kendisi. Ben seçildiğim günden itibaren milletin bizden kavga, küfür, hakaret istemediğini söyledim. "CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı yüzde 58 çıktı. Sayın Erdoğan da buna inanmamış, kendi ölçtürmüş, yüzde 61 bulmuş" Millet kendi sorunlarının dile getirildiği ve esas gündemin konuşulduğu yani açlığın, yoksulluğun, işsizliğin konuşulduğu, bir emekli maaşının Erdoğan geldiğinde 8 çeyrek altın alırken, şimdi ancak 3 çeyrek altın alabildiği emekli maaşının konuşulduğu, asgari ücretin altın hesabına vurulduğunda her asgari ücretlinin Erdoğan’dan 3,5 çeyrek altın alacaklı olduğunun konuşulduğu bir zemin, CHP’ye teveccüh, Erdoğan’a da güç kaybı olarak yansımış. Kendisine verilen akıl, kutuplaşmaya devam. O da bizim nasırımıza basmak için her şeyi deniyor. Teğmenler meselesi de böyle bir meseledir. ‘İsrail bize saldıracak’ yalanı da böyle bir meseledir. Darbe tartışmalarını kışkırtmak da böyle bir meseledir. 12 yıl önce yapılmış barışçıl protestolardan darbe çıkarmak da sanatçıları RTÜK’ten videolarını isteyip, 12 yıl önceki görüntülerden onlara korku salmaya çalışmak da böyle bir meseledir. Ayrıca belediyeleri silkeleyin ki çorba dağıtamasınlar, kreş açamasınlar, hizmet edemesinler, maaş ödeyemesinler, tartışma olsun, grev olsun... Ben de diyeyim ki; CHP’liler belediyeleri kötü yönetiyor. O bu hesaplar içindeyken, CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı yüzde 58 çıktı. Sayın Erdoğan da buna inanmamış, kendi ölçtürmüş. O da yüzde 61 bulmuş. Bunun üzerine geçmişte adaleti mahkeme, mahkeme gezdirip katlettiği seyyar giyotini siyasete çekip, bakan yardımcısı yapmışken, yasal bir boşluktan yararlanarak, kendisi sadece milletvekili adayı olsa, gidip İstanbul’a başsavcı olamaz artık. ''İstanbul’da yapılan yargı terörüdür ve bunun üzerinden gerilim yaratıyor'' Bakan yardımcısı yaptığı kişiyi, o zamanlar kanunda bakan yardımcılığı falan yazmıyor diye gayrimeşru bir şekilde, Anayasa’nın ve kanunların ruhuna aykırı bir şekilde tuttu, İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcısı yaptı. Gittiği dünden beri saldırmadık kimse kalmadı. Takip ediyorsunuz. Hafta 7, o 8. hafta birilerine muhalif olanlara saldırıyor. Bunun adı bazen baro başkanı, bazen belediye başkanı, bazen sanatçı, bazen CHP gençlik kolları başkanı. Ama şöyle bir şey var. Gitgide de kendince çemberi daraltarak, en son Ekrem İmamoğlu‘nu da ifadeye çağırarak, kendince yargı terörü estiriyor orada. Yargı taciziydi, yargı terörüne döndü. İstanbul’da yapılan yargı terörüdür ve bunun üzerinden gerilim yaratıyor. Onun üzerinden de geçen gün yine böyle bize olmadık sözler söylemiş. ''Ben seçmenlerine hürmeten ne Sayın Bahçeli’ye ne de Erdoğan’a hakaret etmem, küfür etmem'' Biz de artık yine ben seçmenlerine hürmeten ne Sayın Bahçeli’ye ne de Erdoğan’a hakaret etmem, küfür etmem. Bunu benden beklemesinler. Bunu bekliyorlar. Yapmam ben bunu. Çünkü Erdoğan fazlasıyla hak ediyor olabilir yaptıklarıyla. Sayın Bahçeli’nin söyledikleri sözün hak eden cevabı bizim söylediğimiz sözlerden daha ağır olabilir ama bir gerçeklik var arkadaşlar. Anadolu’nun bir yerinde bir sabah kalkmış oyunu atmış seçmen, eğer Sayın Erdoğan’a oy verdiyse, o seçmene hürmeten seçtiğine küfür edemezsiniz yani ayıp bir şeydir. O yüzden Sayın Erdoğan, küfrederek küfür duymaya çalışıyor. Hak edileni söylesek, insan içinde dolaşamayız. Ama yanlış. Bunu açıklıkla bir daha söylüyorum ama o bizim seçmene hürmeten doğru zeminde bir siyasi tartışmalarımızı, hep gayri ahlaki bir zemine çekmeye çalışıyor. 16 milyon İstanbullunun seçtiği kişiye yargı tacizi... Bütün İstanbul’da yargı terörü... İstanbul gibi bir kentin hak ettiği muamele mi? O yüzden benim Erdoğan’a vereceğim cevap bu sınırlar içinde olur. Bertolt Brecht şiirini bilmiyor, düzeltmiyor ve yanlışta ısrar ediyorsa, buna cahillik denir. Buna mı alınmış? Ayrıca cahil değilse, bildiğini göstersin. Sayın Erdoğan zaman zaman şiir falan okuyor. Bertolt Brecht'in yedi cilt şiirlerinden Türkiye'de Halkın Ekmeği diye bir seçki yayınlandı. O seçkinin içindedir zaten 'Ya hep beraber ya hiçbirimiz' şiiri. Ama orada 'Halkın ekmeği adalet' diye bir şiir var. O şiiri okusun hep birlikte dinleyelim ben de kendisine cahil dediğim için sözümü geri alayım. Bertolt Brecht'in 'Halkın ekmeği' şiirini okursa grup toplantısında prompterdan ben diyeceğim ki 'cahil değil.'''

Devamını Okumak İçin Tıklayınız