Maden işçileri Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde... Akçul: "Mücadelemizi, en üst noktaya taşımakta kararlıyız. Talebimiz belli tavrımız net. Ya iptal, ya iptal"
Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın satışına karşı çıkan maden işçilerinin Beypazarı’ndan başlattıkları yürüyüş, dördüncü gününde Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde sona erdi. Burada yapılan eylemde konuşan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, "Gelin bu büyük yanlıştan dönün, ileride vicdanlarınızı yaralayacak ve hiç rahat bırakmayacak bu karardan vazgeçin. Siz vazgeçmiyorsunuz ama biz de vazgeçmeyeceğiz. Sonu nereye varırsa varsın, meşru zeminde mücadelemizi, en üst noktaya taşımakta kararlıyız. Talebimiz belli, tavrımız net. Ya iptal, ya iptal" dedi.
(ANKARA) - Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın satışına karşı çıkan maden işçilerinin Beypazarı’ndan başlattıkları yürüyüş, dördüncü gününde Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde sona erdi. Burada yapılan eylemde konuşan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, "Gelin bu büyük yanlıştan dönün, ileride vicdanlarınızı yaralayacak ve hiç rahat bırakmayacak bu karardan vazgeçin. Siz vazgeçmiyorsunuz ama biz de vazgeçmeyeceğiz. Sonu nereye varırsa varsın, meşru zeminde mücadelemizi, en üst noktaya taşımakta kararlıyız. Talebimiz belli, tavrımız net. Ya iptal, ya iptal" dedi. Ankara'nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı'nın varlık satışına karşı çıkan maden işçilerinin 10 Şubat’ta Beypazarı’ndan yeniden başlattıkları yürüyüş dördüncü gününde Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde sona erdi. 80 kilometre yol yürüyen yüzlerce işçinin ve ailelerinin yanı sıra Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, TES-İş Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu, ABB Başkanı Mansur Yavaş, CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP Milletvekilleri Umut Akdoğan, Aylin Yaman, ve Müzeyyen Şevkin, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu yürüyüşte yer aldı. Yürüyüşün dördüncü gününe bugün Anıtpark’tan başlayan işçiler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüdü. Yol boyu polisin yoğun güvenlik önlemi altında yürüyen madenciler Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde baretlerini yere vurarak seslerini duyurmaya çalıştı. İşçilerin eylemi sonrası, varlık satışının son durumuna ilişkin konuşan Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, değiştirilen şartnamenin işçiye garanti vermeyen ve suistimale hazır bir metin olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: "Derdimizi Ankara’ya anlatmak için yollara düştük. Erteleme kararı çıkınca da bunun olumlu bir adım olduğunu düşünerek, yine devletimizi ve iş yerimizi düşünerek, üretim aksamasın diye yürüyüşümüzü durdurduk. Müzakere süreci başlar, bu yanlıştan da dönülür ümidiyle iş yerlerimize geri döndük. 4 gün öncesine kadar da beklemedeydik fakat öğrendik ki; değişiklik yapıldığı söylenen şartnamede sadece bir iki maddenin üstünden geçilmiş. Müjde gibi sundukları bu maddelerde çalışacak işçi sayısı en az 2 bin 50 olacak şekilde belirtilmiş. 'Alıcı firma, ihale konusu varlıklarda çalışanlara öncelik vermeye gayret gösterecekler' denilerek ucu açık, suistimale hazır, işçiye hiçbir garanti vermeyen aldatmaca bir ifade kullanılmış. Lojmanları boşaltma süresi olarak da belirledikleri 4 ayı, işten çıkanlara 12 ay süre vererek işten çıkmaya da teşvik etmişler. Gördük ki işçinin sesini duymamışlar, bizi hiç anlamamışlar . Bizler 4 gündür yollardayız. Bu süreçte siyasi parti temsilcilerinden, halktan, kamuoyundan büyük destek gördük. Herkes derdimizi anladı, bir tek yetkililer anlamadı. "Kamu varlıklarını yok pahasına devretmeye çalışan politikalara karşı direnmeye devam edeceğiz" Termik santral ve maden sahalarının 1970’lerin sonunda "milli yatırım" olarak duyurulduğunu, bölgedeki vatandaşların topraklarını yok pahasına devlete verdiğini vurgulayan Akçul, zor zamanlarda kahraman ilan edilen madencilerin yok sayıldığını söyledi. Akçul, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir de tutturmuşlar, ‘bu işletmeler kar etmiyor’ diye! Buranın ne kadar kar ettiğini onlar da biliyor, biz de biliyoruz. Gelin gerçek bilgileri, kamuoyuyla paylaşın. Kamuya ait böylesine kar yapan, stratejik tesislerin özel şirketlere devredilmesi, sadece işçileri değil, yöre insanını da ülkemizi de yoksullaştıran bir politikadır. Çayırhan Termik Santrali ve maden sahaları, devletin koruması altında olması gereken, kamuya ait stratejik bir varlıktır ve halka aittir. Özel şirketlerin kar kapısı değildir. Bizler alın terimizin, emeğimizin, yaşam alanlarımızın yok pahasına satılmasına asla izin vermeyeceğiz. İşçilerin alın terini yok sayan, kamu varlıklarını yok pahasına devretmeye çalışan politikalara karşı, aylardır olduğu gibi sonuna kadar hep birlikte omuz omuza direnmeye devam edeceğiz.” "Artık Çayırhan’ın çığlığını duymazdan gelmeyin" Özelleştirmenin iptalini isteyen Akçul, şöyle devam etti: “Maliye Bakanı’na buradan sesleniyoruz. Bizi bugüne kadar duymadınız ama artık sesimizi duyun ve taleplerimize cevap verin. Bizi artık ciddiye alın. Ama yok, ille de özelleştireceğiz diyorsanız da, biz buralara talibiz. Bu işte bir art niyet yoksa, tamamen iyi niyetli ve devlet yararına bir uygulamaysa, gelin buraları işçilere, halka, yöre dinamiklerine devredin. Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası olarak böyle bir devre öncülük etmeye hazırız. Siz de destek verin hep birlikte ekmek teknemizi yürütmeye devam edelim. Buranın karı da yine devletimize, işçimize, halkımıza, yani kimsenin tekeline girmeden, gerçek sahiplerinde kalsın. Buradan bütün yetkili mercilere tekrar sesleniyoruz. Artık Çayırhan’ın çığlığını duymazdan gelmeyin. Madenciyi ve enerji işçisini görmezden gelmeyin. 4 Mart’a sayılı günler kaldı. Hala iş işten geçmiş değil. Gelin bu büyük yanlıştan dönün, ileride vicdanlarınızı yaralayacak ve hiç rahat bırakmayacak bu karardan vazgeçin. Siz vazgeçmiyorsunuz ama biz de vazgeçmeyeceğiz. Sonu nereye varırsa varsın, meşru zeminde mücadelemizi, en üst noktaya taşımakta kararlıyız. Talebimiz belli, tavrımız net. Ya iptal, ya iptal. Yaşasın maden işçileri, yaşasın enerji işçileri, yaşasın emeğin örgütlü mücadelesi."