Kronik Hastalığı Olanlara Özel Sağlıklı Ramazan Rehberi!
Her Ramazan’da olduğu gibi kronik hastalığı olan birçok kişi oruç tutarken nelere dikkat etmeleri gerektiğini merak ediyor.
Her Ramazan’da olduğu gibi kronik hastalığı olan birçok kişi oruç tutarken nelere dikkat etmeleri gerektiğini merak ediyor. Kronik hastalıklar kişiden kişiye farklılık gösterdiği için, hastalığın türüne ve boyutuna göre bilinçli hareket etmek büyük önem taşıyor. Oruç tutan kişiler için öğün sayısının ikiye düşmesi, sahur ve iftar arasındaki sürede düzenli aralıklarla mutlaka yaklaşık 2 litre su içilmesini gerektirirken, dikkat edilmesi gereken başlıca noktalardan birini de ilaç saatlerinin ayarlanması oluşturuyor. İşte, 11 ayın sultanı Ramazan’da özellikle kalp, diyabet, hipertansiyon, böbrek ve mide rahatsızlığı olanlar için Acıbadem Sağlık Grubu’ndan 5 Uzman ile kronik hastalıkları olanlara özel ‘Sağlıklı Ramazan’ rehberi hazırladık. Kronik hastalığı olanların sağlıklı bir Ramazan geçirmeleri için nelere dikkat etmeleri gerekiyor? İşte uzmanlardan yanıtlar… KALP HASTALARI Kalp hastalıkları çok geniş bir yelpazede karşımıza çıktığından, Ramazan’da kalp hastalarının oruç tutmasının, kişinin durumuna ve hastalığının seyrine göre değerlendirilmesi gerektiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Turfan kalp hastalarına şu önerilerde bulunuyor: Günlük işlerini yapamayacak derecede ileri kalp yetmezliği, ciddi ritim problemi ya da tekrarlayan göğüs ağrıları olanlar, son 1,5 ay içinde kalp krizi ya da kalp cerrahisi geçirmiş hastalar, aort kapakta ileri derecede darlığı bulunanlar, sık idrar söktürücü ilaç kullananlar, kontrolsüz hipertansiyon hastaları ve sık aralıklarla ilaç kullanması gereken hastaların oruç tutması hayati riske yol açabilir. Ancak bu grupların dışında kalan kalp hastaları doktorlarına danışarak oruç tutabilirler. Doktorun, sağlık açısından risk görmediği hastaların tedavilerinin gözden geçirilmesi ve gerekirse değiştirilmesi önemlidir. Doktor günde tek sefer kullanılabilen uzun etkili ilaçlar başlayabilir ya da ilaç saatlerini iftar ve sahura göre ayarlayabilir. Sahurda ve iftarda; iyi dengelenmiş bir besin çeşitliliği oluşturulmalı, kafeinli içecekler, yağlı yiyecekler, ağır işlenmiş yiyecekler ve yüksek glisemik karbonhidratlardan (rafine un veya şeker, beyaz ekmek, beyaz pirinç) kaçınılmalıdır. Daha yavaş enerji salınımı yapan karmaşık karbonhidratlar (arpa, buğday, irmik, darı, fasulye, mercimek vb) ve lif bakımından zengin besinler tercih edilmelidir. Yemek pişirirken zeytinyağı vb tekli doymamış yağlar kullanılmalıdır. MİDE HASTALARI Oruç tutmanın sağlık açısından çok faydalı olduğunu ancak bazı hastalıklarda ciddi sorunlara yol açabileceğinden öncelikle mutlaka doktora görünmek gerektiğini belirten Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Atakan Yeşil, mide hastalığı olanlara şu önerilerde bulunuyor: Reflü ve gastrit olanlar doktorlarına danışarak oruç tutabilir. Düzenli ilaç kullanmak zorunda olanlar ise yine doktorlarına danışarak ve doz ayarlaması yapılarak oruç tutabilir. Ancak ülser hastalığı olanlar oruç tutamaz. Mide rahatsızlıkları olan kişiler doktoruna danışarak sahurda antiasit kullanımını artırmalıdır. Özellikle reflü ve gastriti olanlar yemek yedikten en az iki saat sonra yatmalıdır. İftar ve sahurda tüketilen besinlere çok dikkat edilmelidir. Ağır ve yağlı yiyeceklerden, aşırı karbonhidrat tüketiminden kaçınılmalı, mümkün olduğunca protein ağırlıklı beslenilmelidir. Salata ve sebze tüketimi artırılmalı, tatlı tüketimi sınırlandırılmalı, aşırıya kaçmadan mevsim meyveleri tüketilmelidir. İftar ve sahur arasında düzenli ve dengeli şekilde mutlaka bol su içilmeli, vücudun kaybettiği sıvı mutlaka yerine konulmalıdır. BÖBREK HASTALARI Ramazan’da özellikle sıvı alımına çok dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Üroloji Uzmanı Dr. Bülent Özbilek böbrek hastalarına şu önerilerde bulunuyor; Böbrek fonksiyonlarınızda sıkıntı yoksa ve komplikasyonlarınız kontrol altındaysa doktorunuzla yapacağınız değerlendirme sonrası uygun önlemleri alarak oruç tutmanız mümkündür. Ancak ileri evre kronik böbrek hastalığı, tekrarlayan üriner sistem taş hastalığı/enfeksiyonları olanların oruç tutmaları önerilmemektedir. İlaç kullananların ilaç dozlarını ve kullanım şeklini mutlaka doktoru ile planlayarak tedavilerine devam etmeleri gerekir. Yeterli ve dengeli beslenmeye, sahura mutlaka kalkmaya ve iftardan sahura dek dengeli şekilde 2 litre su içmeye çok özen gösterilmelidir. Yeterli sıvı tüketimi böbrek fonksiyonlarını korur, böbrek taşı oluşumunu engeller. Ayrıca üriner sistem enfeksiyonlarına ve kabızlığa karşı da sıvı alımının yeterli olması gerekmektedir. Özellikle fazla aktivite ve sıcak ortam sıvı kaybına neden olarak böbrek hasarına yol açabileceğinden dolayı gün içerisinde, oruçlu iken sıvı kaybını engellemek için günlük aktivite ve ortam sıcaklığı konusunda dikkatli olunmalıdır. HİPERTANSİYON HASTALARI İftarda ve sahurda tüketilen tuzlu ve yoğun tatlı yiyeceklerin hipertansiyon ataklarına yol açabileceğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ömer Hersek, hipertansiyon hastalarının Ramazan’da oruç tutarken dikkat etmeleri gerekenleri şöyle özetliyor; Oruç tutacak hipertansiyon hastalarının öncelikle doktoruna danışması gerekir. Çünkü ‘hastalık yoktur, hasta vardır’ yani her hastayı kendi sağlık durumuna göre değerlendirmek gerekir. Hipertansiyon ilacı kullanımında da Ramazan’a özel bir düzenleme gerekebileceğinden, mevcut ilaçlarının zamanlaması mutlaka doktor kontrolünde ayarlanmalıdır. Sahura mutlaka kalkılmalı, yüksek protein ve kompleks karbonhidrat içeren, az tuzlu ve düşük yağlı besinler tüketilmelidir. İftarda da sindirimi kolay ve hafif besinler tercih edilmeli, aşırı tuzdan kaçınılmalıdır. Çay ve kahve tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Düzenli kan basıncı takibi yapılmalı, hareketsizlikten ve aşırı soğuk/aşırı sıcak ortamlardan uzak durulmalıdır. DİYABET HASTALARI Oruç tutmaya karar veren her diyabet hastasının mutlaka doktora muayene olması gerektiğini belirten Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Karataş, diyabet hastalarına şu önerilerde bulunuyor; İlerlememiş, komplikasyonsuz tip 2 diyabeti olanlar, sadece ilaç tedavisi alıp (sülfonilüre ve SGLT-2 inhibitörü kullananlar hariç) kan şekeri düzenli seyredenler doktorları uygun görürse oruç tutabilirler. Sülfonilüre ya da SGLT-2 inhibitörü kullananlarsa doktor önerisiyle ilaç kesilmesi ya da daha düşük dozda iftarda verilmesi söz konusu olmak koşuluyla oruç tutabilirler. Ancak Tip 1 diyabet hastaları, birden fazla insülin kullananlar, aşırı kan şekeri düşüklüğü yapabilecek ilaç kullananlar, diyabet komplikasyonları belirgin ya da diyabetik sinir tutulumu ağır olanlar, evre 3 ve üzerinde kronik böbrek yetmezliği hastaları ile son 3 ayda kan şekeri düşme öyküsü olanların oruç tutmaları hayati riske neden olabilir. Oruç tutan diyabet hastalarının günde en az 2 litre sıvı tüketmesi, şekerli içecek ya da meyve suyundan kaçınması gerekir. Sahur atlanmamalı ve olası en geç saatte yapılmalı, yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınılmalı, yüksek lif içerikli, düşük glisemik indeksli gıdalar tüketilmelidir. İftarda yağlı ve şekerli yiyeceklerden sakınılmalı, ızgara ya da haşlanmış yiyecekler ya da zeytinyağlılar tercih edilmelidir. Gün içerisinde şeker düşüklüğü ya da yüksekliği açısından tüm belirtilerin ne olduğu bilinmeli, ilaç saatlerinin hekim önerisiyle düzenlenmesine özen gösterilmelidir. Ani şeker düşmesine karşı bireylerin yanlarında glukoz tableti ve şeker ölçüm cihazı bulundurması gerekir.