HÜDA-PAR “Son Kale Aile” paneli düzenledi: "Aile hakemliği" mekanizması hayata geçirilmeli
HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Aynur Sülün, HÜDA-PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından “Son Kale Aile” temasıyla düzenlenen panelde, "Aileyi korumanın yolu, toplumsal cinsiyet odaklı Batılı feminist paradigmayı terk edip inanç ve ahlak temelli bir paradigmayı inşa etmekle mümkündür. Bu inançla, sorun yaşayan eşlerin sorunlarını çözebilecek bir aile hakemliği mekanizmasının hayata geçmesinin gerekliliğine inanmaktayız" dedi.
(ANKARA) - HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Aynur Sülün, HÜDA-PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından "Son Kale Aile" temasıyla düzenlenen panelde, "Aileyi korumanın yolu, toplumsal cinsiyet odaklı Batılı feminist paradigmayı terk edip inanç ve ahlak temelli bir paradigmayı inşa etmekle mümkündür. Bu inançla, sorun yaşayan eşlerin sorunlarını çözebilecek bir aile hakemliği mekanizmasının hayata geçmesinin gerekliliğine inanmaktayız" dedi. HÜDA-PAR Kadın ve Aile Başkanlığı tarafından Ankara’da düzenlenen "Son Kale Aile" temalı panelde, ailenin, toplumsal cinsiyet odaklı Batılı feminist paradigmadan kurtulması gerektiği belirtilerek, sorun yaşayan, boşanma eşiğinde olan, boşanma amacıyla mahkemeye müracaat eden ailelerin başvurabileceği veya yönlendirilebileceği bir "aile hakemliği" sistemine geçilmesine yönelik önerilerde bulunuldu. Panelde konuşan HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Aynur Sülün, gün geçtikçe aile kurumunun zayıfladığını, evliliklerin azaldığını, boşanmaların arttığını, evlilik yaşının yükseldiğini, gayrı meşru ilişkilerin arttığını söyledi. Doğum hızının, ülkenin kendini yenileme eşiği olan yüzde 2,5’in altına düştüğünü belirten Sülün, aile olmanın fonksiyonlarının yitirildiğini savundu. Aynur Sülün, şöyle konuştu: "Kadını merkeze alan Batılı feminist anlayışa dayalı politikalar, kadını pozitif ayrımcılık nosyonuyla, aileden ayrıştırıyor ve kadına özgürlük mottosuyla kapitalist sistemin çarkını çevirme yükünü yüklüyor. Erkeği şiddet uygulayıcısı, kadını şiddet mağduru, evi şiddetin üretildiği yer olarak peşinen kabul eden bu anlayış, içinde bulunduğumuz acı tablonun bizzat baş müsebbibi olma yerini koruyor. Yanlışın neresinden dönülürse o kadar kardır. Aileyi korumanın yolu, toplumsal cinsiyet odaklı Batılı feminist paradigmayı terk edip inanç ve ahlak temelli bir paradigmayı inşa etmekle mümkündür. Bu inançla, sorun yaşayan eşlerin sorunlarını çözebilecek bir 'aile hakemliği' mekanizmasının hayata geçmesinin gerekliliğine inanmaktayız. Yüce Allah’ın kulları için öngördüğü bu yöntemin hukuki bir zemin kazanması, geçmişte uygulandığı dönemlerde olduğu gibi bugün de birçok ailenin kurtuluşuna vesile olacağına inanıyoruz. Evlatlarımıza daha yaşanılır bir dünya bırakmak adına, mutlu bir şekilde kurulan yuvaları yaşatacak çalışmalar yapma sorumluluğumuz var."