Ege Üniversitesi Hastanesi çalışanları iş bıraktı: Üç kuruşluk teşvik ödemesiyle emeğimizle oynayamazsınız

Yayınlanma: 25.02.2025 15:40 Güncelleme: 25.02.2025 15:40

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan sağlık emekçileri, hastanenin teşvik ödemelerinin düşüklüğü nedeniyle üç günlük iş bırakma eylemine başladı.  HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek, “Üç kuruşluk teşvik ödemeleriyle emeğimizle oynayamazsınız. Hastaları müşteri, hastaneleri işletme yapamazsınız. Buna müsaade etmeyeceğiz ve tek geri adım atmayacağız” dedi.

(İZMİR) – Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan sağlık emekçileri, hastanenin teşvik ödemelerinin düşüklüğü nedeniyle üç günlük iş bırakma eylemine başladı.  HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek, “Üç kuruşluk teşvik ödemeleriyle emeğimizle oynayamazsınız. Hastaları müşteri, hastaneleri işletme yapamazsınız. Buna müsaade etmeyeceğiz ve tek geri adım atmayacağız” dedi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan ve SES, HEP-SEN, Birlik Sağlık-Sen, Genç Sağlık Sen, Hekim Birliği sendikalarında örgütlü sağlık çalışanları, hastanenin düşük olan teşvik ödemelerinin iyileştirilmesi talebiyle iş bıraktı. 25-27 Şuat günlerinde 3 gün sürecek iş bırakma eylemi için Ege Üniversitesi Poliklinikler önünde bir araya gelen sağlık emekçileri, burada açıklama yaptı. Akgöl: “Teşvik ödemesini en düşük veren hastane olarak emekçileri mağdur ediyor” Sağlık çalışanları adına ortak basın açıklamasını okuyan SES İşyeri Temsilcisi Selin Akgöl, Ege Üniversitesi Hastanesi’nin teşvik ödemelerinin üniversite hastaneleri arasındaki en düşük ödeme olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ege Üniversitesi Hastanesi sağlık emekçileri; ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması ve yoksulluk sınırının altında kalan ücretlerimizin her geçen gün açlık sınırına yaklaşmasıyla mücadele etmekteyiz. Bizler geçinemediğimiz gibi dalga geçercesine teşvik ücretlerimize yapılan bu -mış gibi zammı kabul etmiyoruz. Kamuda çalışan diğer meslektaşlarımızın teşvik ödemesiyle bizlerin teşvik ödemesi arasında uçurum farklar var ve bunun dengelenip adil bir dağılım yapılmasını istiyoruz. YÖK’e bağlı üniversite hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı’yla birlikte sağlık hizmetlerini yürüten üniversite hastaneleri arasında Ege Üniversitesi Hastanesi, geçmişinden bugüne teşvik ödemesini en düşük veren hastane olarak emekçileri mağdur etmeye devam etmektedir. Bu da yetmez gibi Ege Bölgesi’nin en büyük, en fazla hasta kabul eden ve en komplike vakaları alan hastane olarak eksik istihdam yüzünden her bir emekçi 3 kişilik çalışırken ‘teşvik ödemelerimiz artacak mı’ diye sorduğumuzda ticarethaneymişçesine ‘daha fazla çalışın, kazandırın, biz de sizin teşviklerinizi arttıralım’ şeklinde cevap almaktayız.” “Teşvik ek ödemelerimiz 2 katına çıkmadığı sürece üretmemeye devam edeceğiz” Hastane bütçesinin sağlıkçılara harcanmadığını kaydeden Akgöl, teşvik ödemelerinin iki katına çıkması gerektiğini belirterek, “Bizlere hastane bütçesinin nereye harcandığını şeffaflıkla söylemek zorundasınız. Çünkü bizler eski, yıpranmış bir binada çalışmaktayız. Malzeme yok. Bir peçete almaya yoksun hale gelmiş durumda olan idare, bütçe tercihini kaldırımdaki dijital ekranlara, siyah kaldırım taşlarına harcayana kadar hakkımız olan ve bizim ürettiğimiz emeğimizden yana kullanabilirdi. Aynı idare ağır çalışma koşulları yüzünden istifa edip giden sağlık emekçilerini görmeyip buradan bir sonuç çıkarmamaktaki ısrarcı tavrına devam etmektedir. Bir pazar paramızı dahi karşılamayan bu zammı kabul etmiyoruz. Bizler olmazsak bu hastanenin dört duvardan başka bir anlamı yok. Ege Üniversitesi sağlık emekçileri olarak diyoruz ki; tüm engellemelerinize ve baskılarınıza rağmen teşvik ek ödemelerimiz 2 katına çıkmadığı sürece bizleri bu alanda görmeye devam edecek ve üretimden gelen gücümüzü kullanıp hizmet üretmemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Şimşek: “Hastalar müşteri, sağlık çalışanları üretici oldu” İş bırakma eylemine katılan Hep-Sen Genel Başkanı Yunus Şimşek, uygulanan sağlık modelinin çalışanı ‘üretici’ olarak gören bir sistem yarattığını ifade ederek şöyle konuştu: “Bu isyan, emekçinin isyanıdır. 1990’lı yıllarda Oxford ve Harvard Üniversitesi tarafından geliştirilen, önümüze ithal olarak konulan, bizleri her geçen gün hasta eden sağlık programı için buradayız. Koruyucu sağlık hizmetini tasfiye edip alternatif olarak önümüze konulan bu program, amaç değil hedefler ortaya koyan, performansı bel kemiği yapan siyasi bir projedir. Bu ithal programın devreye girmesi için önce sağlık çalışanlarını birbirine düşürdüler. Sağlık çalışanlarının abartılı ücretler aldıklarını bilinçli bir şekilde medyaya servis ettiler. Hastaları, sağlık çalışanlarına düşman etmeye çalıştılar. Kamu-özel ortaklığı adı altında devasa hastaneler kurup şatafatı ön plana çıkardılar. Sözleşmeli çalışma modelini ortaya koydular. Üniversite hastanelerini felç edip özel sektörün payını artırdılar. Bu, organize olan uluslararası bir projedir. Bunların sonuçlarında hastalar müşteri, sağlık çalışanları üretici oldu. Ortaya kar payı diye bir kavram çıktı. Ek ödeme, performans, teşvik denildi. İsimler değiştir ama niyet hep aynı. Zarar eden hastane kavramı ortaya çıktı. Yani hastanelerin kar etmesi için beklenti oluşturdular.” “Üç kuruşluk teşvik ödemeleriyle emeğimizle oynayamazsınız” Talepleri karşılanan kadar mücadeleye devam edeceklerini belirten Şimşek, “Bizden daha çok tetkik daha çok ameliyat yapmamızı istiyorlar. Bu sisteme bir pazar olarak bakıyorlar. Pazar büyüdü, millet hasta oldu, sağlık çalışanları ise yoksulluğa hapsedildi. Üç kuruşluk teşvik ödemeleriyle emeğimizle oynayamazsınız. Çağ dışı uygulamalarınızla vatandaşın sağlığıyla oynayamazsınız. Hastaları müşteri, hastaneleri işletme yapamazsınız. Buna müsaade etmeyeceğiz ve tek geri adım atmayacağız. Sağlık da bizim emek de bizim bu kurumlar da bizim” diye konuştu. Doğruyol: “Verdiğiniz zammın yarısını ocak ayında götürdünüz, şubat ayında da sıfırlıyorsunuz” Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, sağlık çalışanına yapılan zammın şubat ayında yok olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Yönetici arkadaşlar oturdukları masadan hastane yönetmeye çalışıyorlar, ellerindeki imkanları yollardaki taşların döşemeye harcıyorlar, çalışanların ek ödemesini vermekten acizler. Çünkü liyakatsiz ve başarısız yöneticilerden Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak bıktık! Bu hastane Ege Bölgesi’ne hizmet veren, tüm çalışanların mutlu olduğu bir hastaneydi. Bugün geldiğimiz noktada, can çeken bir hastane. Bugün Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ek ödeme bile veremiyor. Verdiği ek ödeme Sağlık Bakanlığı’ndakinin neredeyse 10’da 1’i. Siz bu arkadaşlara döner sermaye vermeyip nöbet parasına ve maaşa muhtaç ederseniz bugün geldiğimiz nokta bu olur. Verdiğiniz zammın yarısını ocak ayında götürdünüz, şubat ayında da sıfırlıyorsunuz. Biz başarıya ulaşacağız ama o koltukta oturanlar yarın bu insanların arasına giremeyecekler.” Gürkan: “En az personel çalıştıran, Ege Üniversitesi. En fazla iş yükü olan, Ege Üniversitesi” SES Sendikası Şube Başkanı Başak Edge Gürkan ise şöyle konuştu: “Ege Üniversitesi için 24 dalda en iyi hastane dediler. Hastanenin ‘en’lerini sıralayalım. En fazla hastası olan, Ege Üniversitesi. En az personel çalıştıran, Ege Üniversitesi. En fazla iş yükü olan, Ege Üniversitesi. En az teşvik ödeyen, Ege Üniversitesi. Kreş ücreti en pahalı olan, Ege Üniversite. Siz 24 alanda en iyiyiz derken, sağlık emekçileri açısından durumunuz budur. Yönetime sesleniyoruz. Ege Üniversitesi, Ege Bölgesi’nin en büyük, en fazla hasta kabul eden hastanesi bir sağlık kurumunda bütçe, sağlık emekçileri ve hastaları için kullanılmayacaksa bu bütçe nereye kullanılıyor? Sağlık emekçileri iş ve ev arasında mekik dokuyor. İkinci bir hayatları yok. Bunun karşılığında karnını doyuramayacak bir ücret alıyor. Bunun adı kölelik düzenidir. Buna itirazımız var. İnsanca çalışmak ve insanca yaşamak istiyoruz. Bizler birleşe birleşe kazanacağız. Günlerdir sendikal haklarımızı engellemek için yönetim elinden geleni yapıyor. Çünkü birleşmemizden korkuyorlar. Korkacaksınız. Yönetime sesleniyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz. Bunları alana kadar bu alanları terk etmeyeceğiz.”

Devamını Okumak İçin Tıklayınız