EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar’dan ‘döviz kuru’ uyarısı: Sanayiciler aradaki makası karşılayacak kar marjına sahip değil
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ihracatçıların zor durumda olduğunu belirterek “Döviz kurlarının bu seviyede kalması, ihracatçıyı çok zor durumda bırakıyor. Geçen sene dövizin artışı 15-16 civarındayken devletin açıkladığı enflasyonun 45 olduğu bir ortamda sanayiciler, maalesef aradaki makası karşılayacak kar marjına sahip değil” dedi.
(İZMİR) – Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, ihracatçıların zor durumda olduğunu belirterek “Döviz kurlarının bu seviyede kalması, ihracatçıyı çok zor durumda bırakıyor. Geçen sene dövizin artışı 15-16 civarındayken devletin açıkladığı enflasyonun 45 olduğu bir ortamda sanayiciler, maalesef aradaki makası karşılayacak kar marjına sahip değil” dedi. Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Meclisi, şubat ayı olağan toplantısı, Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu idaresinde gerçekleştirildi. Gökçüoğlu, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’a yönelik soruşturmaya tepki gösterdi. Gökçüoğlu, şunları söyledi: “Yatırımı düşünen kuruluşlarda oluşabilecek geleceğe güvensizlik acilen giderilmeli" “TBMM’de kürsüden, sosyal medyada bir milletvekilinin kayıp aranıyor söylemleri ve paylaşımlarından dolayı son derece üzüntülü günlerin birlikte yaşıyoruz maalesef. Anayasa'nın 26. Maddesine göre ‘Herkes düşünce ve kararlarının söz, yazı, resim veya başka yollardan tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkı sahiptir. Bu hürriyet, resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar’ ifadesine istinaden yöneticilerimizle ülkemizde anayasa ve hukuk kuralları ile ‘bağımsız yargı görevini yapıyor’ ifadelerine inancımla EBSO’ya bağlı yaklaşık 6 bin sanayicinin meclis başkanı olarak yapılan eleştiri veya tespitler; kişileri, kurumları ve ülke idarecilerini, kendilerini samimi öz eleştirilerini yaptıkları zaman, gelişme ve başarılarını arttırdığı yadsınamaz gerçektir. Üretim, istihdam, ihracat ile döviz getiren, vergi tahsilatının çok büyük miktarını sağlayarak ülkemizin gelişmesinin lokomotifi olan ve dünyada sıralamasında olmamızı sağlayan iş aleminin en üst yöneticilerinin ülkemizde son yıllarda herkesin bildiği, yaşadığı ve tüm medyada açıkça yayınlanan konuları içeren konuşmaları gerekçesiyle bugüne kadar hiç yaşanmamış şekilde olmayan görüntüler, yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartı uygulamalarına tanık olunca yurtdışı ve yurt içi bir rahat çevreleri, yatırımı düşünen kuruluşlarda oluşabilecek geleceğe güvensizlik ile motivasyon kaybı ve bunun gibi olumsuz etkilerin çok uzun yıllar silinemeyeceği bir ortama doğru gitme endişesinin, ivedi uygulamalar alınacak önlemler ve çalışmalar ile acilen giderilmesi gerekli olduğu inancını taşıyorum. Örneğin yabancı sermaye gelişine bağlı, kırılgan ekonomimizin ihtiyacı olan paranın uygun koşullarda gelebilmesi için hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, ekonomik istikrar ve şeffaflığın sağlandığının göstergeleri, yatırımcıların ikna edilmesi şarttır. Her daim fikri hür, vicdanı hür, toplum, ülkemizin her ferdinin geleceğe umutla bakabileceği, yoksulluğun kalmadığı, mutlu insanların yaşadığı ortamın sağlanacağı inancımızı kaybetmeden üretmeye devam etmemiz lazım.” Yorgancılar: “İzmir’imizde maalesef böyle bir şey yapılmadı” Deprem gerçekliğine dikkat çeken EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar ise “Ben Deprem ve Afet Bakanlığı’nın kurulması gerektiğinin doğru olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü her bir depremde 2020‘den 2023’e kadar yaklaşık 54 bin vatandaşımız kaybettik. İzmir’de birçok vatandaş öldü. Bütün ülke destek oldu. 11 ilde 50 binin üzerinde vatandaş öldü bütün ülke seferber oldu. Ama deprem bittikten sonra İzmir’de kentsel dönüşüm için hiçbir adım dahi atılmadı. Diğer deprem bölgelerinde TOKİ tarafından yapılan evlerle evlerin tahsis edilmesine dair çalışmalar yapıldı. Ama İzmir’imizde maalesef böyle bir şey yapılmadı. İzmir, oldukça fazla deprem fayının üzerinde olan bir il. Uzun yıllar hareket görmemiş faylar da şehrin sanayisinin olduğu yerlerin altından geçiyor. Kentsel dönüşümde gecikilmesi, denetim ve ihmaller… Yaşanan her bir acının yarattığı öncelikle manevi ardından bunların telafi edilmesi için maddi kaynaklarımızın seferber edilmesi söz konusu. Deprem bölgesinde yıkılan evlerin büyük bir kısmı sigortasızdı. Sigortalanma bilincinin de sadece zorunlu değil, herkesin kendi evindeki eşyasını bile sigortalaması gerekiyor. Ama bunlar, zorla olacak işler değil. Ege Denizi’nde 6 Ocak’tan bu yana kadar yaklaşık 12 bin deprem olmuş. Bu olağanüstü bir durum. En büyük temennimiz korkulanın olmaması. Ama kaçabileceğimiz bir durum yok. Ama yapabileceğimiz bir şey var. Sağlam bina, kentsel dönüşüm ve sigortalanmamız” ifadelerini kullandı. “Bugün yüzde 45 olan politika faizleri 35’in altına inmez” Merkez Bankası’nın yıllık enflasyon hedefini değiştirmesinin politika faizinde de olumsuz etki yaratacağını kaydeden Yorgancılar, “Enflasyon konumuz gündemde. 2025 Ocak 2025 verisi ile G20 ülkeleri içinde Arjantin’den sonra 2. büyük enflasyona sahip 5.ülkeyiz. Bu hiç iç açıcı bir durum değil. Merkez Bankası 2025 enflasyonu yüzde 21 olarak hedef olarak açıklamıştı. Ancak daha sonra revize edildi ve yüzde 24 olması planlanıyor. Üst sınır da yüzde 29. Bu ne demektir? ‘Ben yüzde 21 hesapladım, şu an 24 yaptım, maksimum 29’a kadar çıkabilirim.’ Demek ki bizim 2025 yılında yüzde 25-29’luk enflasyon bu yıl sonu itibarıyla bir daha revize olursa o zaman bugün yüzde 45 olan politika faizleri 35’in altına inmez. Eğer yüzde 24’lük bir enflasyonu yakalayabilirsek o zaman yıl sonunda yüzde 30’luk bir politika faizine düşünebilme imkanımız olur” diye konuştu. “Fiyat tutturamamakla karşı karşıya kalabiliyoruz” Döviz kurları konusunda da rekabet güçlerinin her geçen gün azaldığını belirten Yorgancılar, şu ifadeleri kullandı: “Döviz kurlarının bu seviyede kalması, ihracatçıyı çok zor durumda bırakıyor. Geçen sene dövizin artışı 15-16 civarındayken devletin açıkladığı enflasyonun 45 olduğu bir ortamda aradaki farkı sanayiciler, maalesef aradaki makası karşılayacak kar marjına sahip değil. Bunun sıkıntısını da bugün fiyat tutturamamakla karşı karşıya kalabiliyoruz. Merkez Bankası’nın uygulamış olduğu para politikasının mutlaka devam etmesi, bundan taviz verilmemesi, verildiği takdirde bu rakamların ok daha farklı boyutlarıyla karşı karşıya kalabileceğimiz, ona kaldığımız takdirde de faiz oranlarının çok daha üstelere çıkacağı gerçeğini de unutmamak lazım. Bu politikalar devam etmeli ve sonuca ulaşmalıyız. Enflasyonu aşağıya indirmeliyiz.”