Doğu Perinçek, Öcalan’ın çağrısını değerlendirdi: “Bu süreç sonuçta gene Türk ordusunun silahıyla kazanılacak”
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısını değerlendirdi. Perinçek, “Bu süreç burada bitmedi. Burada iki tane önemli husus var. Bir, silahın belirleyici olduğunu göreceğiz. Bu mevzi silahla kazanıldı, Abdullah Öcalan'ın beyanatlarıyla değil. Sonuçta gene Türk ordusunun silahıyla kazanılacak. İki, şu Tayyip Erdoğan düşmanlığına kafayı hapsetmeyeceğiz” dedi.
(ANKARA) - Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısını değerlendirdi. Perinçek, “Bu süreç burada bitmedi. Burada iki tane önemli husus var. Bir, silahın belirleyici olduğunu göreceğiz. Bu mevzi silahla kazanıldı, Abdullah Öcalan'ın beyanatlarıyla değil. Sonuçta gene Türk ordusunun silahıyla kazanılacak. İki, şu Tayyip Erdoğan düşmanlığına kafayı hapsetmeyeceğiz” dedi. Vatan Partisi lideri Perinçek, katıldığı bir programda, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın “örgüte silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısını ve süreci değerlendirdi. Perinçek’e, Binali Yıldırım’ın vatandaşlık tanımının değişmesine yönelik yaptığı açıklamaya ilişkin sorular da yönetildi. Perinçek, “Biliyorsunuz 26 Şubat'ta Binali Yıldırım bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dahaki seçimde aday olabilmesi için önündeki bütün engellerin kaldırılması gerektiğini hatta gerekirse vatandaşlık tanımının da değiştirilebileceğini söyledi. Anayasada böyle bir değişiklik bekliyor musunuz” sorusuna, şu yanıtı verdi: “Vatandaşlık tanımını değiştirmeye kalkanlar silahla gelsinler” “Özellikle Öcalan'ın bu çağrısından sonra hiç böyle bir şey olmayacak. Bunu yaz. Bugün tarih ne? 28 Şubat. 28 Şubat 2025 yılında ramazanın birinci günü arifesinde Doğu Perinçek dedi ki, 'Türkiye anayasasındaki vatandaşlık tarifi kesinlikle değişmeyecek.' Neye dayanarak söylüyorum? Vatandaşlık tanımını kağıtla, kalemle, oyla değiştiremezsiniz. Yani mecliste birtakım adamlar el kaldıracak vatandaşlık tanımı değişecek. Vatandaşlık tanımını değiştirmeye kalkanlar silahla gelsinler. Ben size bir başlık veriyorum. Vatandaşlık tanımı gibi tanımlar böyle meclis kararlarıyla, yok Özgür Özel'in dediği bu mecliste çözülür… Türk Silahlı Kuvvetleri süngüyle çözdü. O meclis ne kadar zamandır var? Niye PKK'yı bitiremiyor o meclis? Çünkü bazı sorunlar vardır ki ancak silahla çözülür. Örneğin diyelim İstiklal Savaşı Türkiye'nin veyahut İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'e karşı mücadele. Yani tarihsel süreçlerde bir şey düğümlendiği zaman silahlı çözümler gündeme gelir. O çözümler gündeme geldiği zaman, efendim Sayın Binali Yıldırım Bey, ki benim hemşehrimdir. Mecliste parmaklar kalkarak vatandaşlık tanımı falan, imkansız bu... Vatandaşlık tanımı basit bir anayasa maddesi değil. Anayasa'nın bir sürü teferruat maddeleri var. Onlar değişir. Ama vatandaşlık tanımı yani 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar Türk'tür' diye özetlenen tanımı silah dışında hiçbir güç değiştiremez. Amerika, İsrail gelir, Ankara'yı alır o zaman o tanımı değiştirirler. Ona da kimse izin vermez. Bu milletin ordusu var, gücü var. Efendim Türk tanımını Anayasa'dan çıkartacak olan güç yok. Güç varsa ben onlara meydan okuyorum. Gelsin bakalım. Silahları herkes tokuştursun. Sonunda onlar bu toprağa gömülür. Vatandaşlık konumu değişmiyor. Evet, değiştiremezler, güçleri yetmez. Evet, vatandaşlık tanımından Türkü çıkartmaya, güçleri yetmez. Silahla başarırlarsa olur ama onu da başarma şansları yok. Onu ifade edeyim.'' Perinçek, “Emperyalizm PKK'ya ‘kara gücüm’ diyor. Son gelişmelerden sonra ABD emperyalizmine rağmen PKK silahları bırakacak mı? Kendisini feshedecek mi” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Şimdi bakın bu sorunun cevapları da çıktı. Amerika'dan iki tür açıklama var. Şimdi Amerika büyük bir devlet. Rusya da büyük devlet, Çin de büyük devlet. Yani birtakım önemli güçler, büyük devletler, büyük siyasal partiler belli bir süreç ortaya çıktığı zaman ya buna böyle cepheden karşı alırlar veya içine girip içinden onu kendi amaçları yönünde yönlendirmeye çalışırlar. Şimdi Amerika'da da benim izlediğim yapılan açıklamalar bir tane açıklama şu ha işte bu iyi olur barış ve istikrar getirir. Tabii PKK gibi bir terör örgütü var. Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiş. Dolayısıyla PKK terör örgütünün silah bırakması ve feshedilmesi yönündeki çağrıya ‘Ben buna karşıyım’ demek devletler açısından kolay değil. Ama ne olur tamam bu bir barış sürecidir, iyidir falan deyip ondan sonra onu bozacak politikalar geliştirir. Amerika'da bir bu eğilim var. ''Ona 'Silah bırakma' diyen bir Amerika olacak'' İkincisi gelirken okuduğum Rubin'in yani bu CIA’nın önemli şeflerinden Rubin'in bir açıklaması var. O ise cepheden tavır alıyor. Suriye'nin kuzeyindeki diyor PKK falan filan... 'Kimse onları silahsızlandıramaz' diyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'e odaklanan bir Amerika söyledik. Doğu Akdeniz'de ve Türkiye'yi özellikle tehdit eden bir Amerika'nın kara gücünden kara kuvvetinden vazgeçmesini beklemek hayal olur. Çünkü ne demek PKK'nın silahlı gücü? Sonuç itibarıyla Amerikan ordusunun bir parçası. Amerika'nın kara kuvveti ne demek? Ona güç değil de kara kuvveti diye Türkçeye çevirmek lazım. Neden? Biz Kara Kuvvetleri Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri diyoruz ya. Orada Amerika diyor ki benim hava kuvvetim var. Batı Asya'da. Kuvvetim de var Akdeniz'de. Kara Kuvvetim ise evet Amerikan birlikleri falan var ama esas olarak PKK diyor.Öcalan'da diyor ki ‘PKK silahları bıraksın.’ Öcalan Amerika'nın herhangi bir taburunun alayının, tugayının veya tümeninin silah bırakmasını sağlayabiliyor mu? Ha onun için bu olay burada başladı, bitmedi. Yani şöyle bir hayale kapılmayalım. Öcalan çağrıda bulundu, PKK'yı feshedecek ve silahları bırakacak. Ona ‘Silah bırakma’ diyen bir Amerika olacak. Ona ‘Silah bırakma’ diyen bir İsrail olacak. Ve o Amerika ve İsrail aynı zamanda Türkiye'yi de idare etmeye çalışacak. Bizleri de kandıran ondan sonra politikalar falan çevirmeye çalışacak. Onun için önümüzde zor bir süreç var. ''Türk için bir yeni fırsat doğmuştur'' Onun için ben konuşmamda belki arada kaynamıştır, bir kez daha söyleyeyim. Türk için bir yeni fırsat doğmuştur. Önümüzdeki süreçte PKK'nın içindeki maneviyat çözülmesine dayanarak, bölünmelere dayanarak tekrar Suriye'nin kuzeyindeki PKK'yı silahla tasfiye etme fırsatı Türk ordusu için doğmuştur ve bu fırsatın kullanılması gerekirdi. Ve buralara doğru bu süreç gider. Bu süreç bu sürecin faydası şu: PKK'nın maneviyatını çökerten kararlı direncini çökerten kendi liderleri tarafından bir açıklama oldu. PKK’yı bölen bir açıklama oldu. Yani PKK içinde şimdi silahları bırakalım diyenlerle bırakmayalım diyenler arasında. Aynı zamanda bir çelişmeler ve çatışmalar sürecine giriyoruz. Ve ikisinin de elinde silah var. Bırakanın da var. Bırakmak istemeyenin de. Arasında bazı çatışmalara tanık olacağız. Ama bütün bunlar sonuç itibarıyla bu mücadelede Türkiye'nin lehine olan PKK'ya darbe indiren, PKK'nın maneviyatını bozan, PKK'yı bölünmeleri sürükleyen, dolayısıyla Amerika'nın ve İsrail'in de güvendiği karlara daha dağlara kar yağmış oluyor. Bu süreç burada bitmedi. Onun için süreçte de Vatan Partisi'nin izlediği doğru politikalara yürütmemiz lazım. Burada iki tane önemli husus var. Bir silahın belirleyici olduğunu göreceğiz. Bu süreçlerde silah belirleyicidir. Bu mevzi silahla kazanıldı. Yoksa Abdullah Öcalan'ın beyanatlarıyla değil, silahla kazanan Türk ordusunun silahıyla. Ve kesin sonuçta gene Türk ordusunun silahıyla kazanılacak. İki, şu Tayyip Erdoğan düşmanlığına kafayı hapsetmeyeceğiz. O ahmakça bir şey. Yani somut durum tahlilinden vazgeçen gerçekleri, şey mevzileri düşmanı, dostu ondan sonra bunları tahlil etmeyen, ona kafayı bir Tayyip Erdoğan düşmanlığına takmış, değil mi? Bu aptalca tutumu da bizim kamuoyundan ve kendi partimizi içinden de Vatan Partisi için söylüyorum, temizleyeceğiz.''