Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 8. Olağan Büyük Kongresinde konuştu: "Kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD’ın açıklamalarına tepki göstererek, "İşinizi düzgün yaptığınız sürece hep yanınızda olduk, olmayı da sürdürürüz. Ancak eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız işte er meydanı ama kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 8'inci Olağan Büyük Kongresi'nde, TÜSİAD’ın açıklamalarına tepki göstererek, "İşinizi düzgün yaptığınız sürece hep yanınızda olduk, olmayı da sürdürürüz. Ancak eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız işte er meydanı ama kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır" dedi. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ankara Kapalı Spor Salonunda düzenlenen 8'inci Olağan Büyük Kongresi'ne eşi Emine Erdoğan ile beraber katıldı. AK Parti’nin yeni Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nun (MKYK) belli olacağı Kongre’nin açılışında İstiklal Marşı okunduktan sonra AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından hazırlanan sunum gösterildi. Kongre’nin açılışında konuşan Erdoğan, "Bizim içinde yaşamaktan şeref duyacağımız tek devlet Türkiye’mizdir. Bizim okuyacağımız tek marş İstiklal Marşı’dır. Bizim uğruna varlığımızı feda etmekten bir an bile tereddüt etmeyeceğimiz tek değerimiz itikadımızdır, imanımızdır, inancımızdır" diye konuştu. Dünyanın her bir köşesine taşımak için koşturacakları tek ülkülerinin adalet, hakkaniyet ve insanlık olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Dün rahattık, bugün sıkıntı çekeriz, yarın yeniden rahata kavuşuruz. İman, irade ve azim varsa Allah’ın izniyle imkan da hep vardır. Önemli olan istikametini kaybetmemektir. Yüreği karartmamaktır. Halishane niyetleri bozmamaktır. Tabi bu duaya amin demek yerine sırf kendi ihtirasları için Türkiye düşmanlarının senaryolarında figüranlık yapmayı tercih edenler de vardır. Siz onları çok iyi biliyorsunuz. Hırsın, gafletin, kibrin esiri olan o kifayetsiz muhterisleri ise aziz milletimin basiretine ve ferasetine havale ediyoruz. Gönül verdiğimiz bu güzel sevda yolunda kararlılıkla yürümeyi sürdüreceğiz. Türkiye Yüzyılının bu ilk büyük Kongresi’ni de işte bu uzun yolculuğun yeni bir nefeslenmesi, tazelenmesi yeni bir kilometre taşı olarak görüyor, Kongre’mizin hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum. AK Parti kurulduğu günden bu yana 24 yıldır kendini geliştirmeyi başaran bir siyasi teşekküldür. Kongre sürecimizde il başkanlarımızın 4'te üçünün değiştiğini görüyoruz ilçe başkanlarımızın 3'te ikisinin değiştiğini görüyoruz. Esas sorumluluk ana kademe kadrolarımıza düşüyor. Kadın kollarımızdan daha fazla gayret göstermelerini bekliyorum. Ülkemizi önce 2053 sonra 2071 vizyonu ile buluşturacak olan gençlerden talebim gençliğin dinamizmini partimize taşımlarıdır. AK Parti bayrağını ilk açtığımız günden beri köklerimize ve kurucu değerlerimize bağlı bir şekilde yükseltmeye devam ediyoruz. Yönümüz hep geleceğe, başımız hep yukarıya dönük şekilde yürüyoruz." "Bu başarıya kaynağı belirsiz balya balya paralardan kuleler yaparak ulaşmadık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin üye sayısıyla, "dünyanın en büyük partileri sıralamasında ilk 5'te yer aldığına" dikkat çekti. Erdoğan, dört ay önce, iktidardaki 22 yılını geride bıraktığını kaydederken, "Siyaset literatürüne geçen başarıya imzayı attık" dedi. Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Bu eşsiz başarıya çilingir sofralarında kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz balya balya paralardan kuleler yaparak ulaşmadık. Kadınlarımızın ve gençlerimizin bu duruşluyla durmak yok, yola devam. Gençler, biz sadece seçimleri kazanarak değil; asıl gönülleri kazanarak 22 yıldır iktidardayız. Bir gönül kazandıysak bu milletin gönül sarayında kendimize bir yer bulabildiysek bu, bize şeref olarak yeter diyoruz. Sözüne, ahdine ve kavline sadık bir olan kadro olarak nereden geldiğimizi asla unutmayacağız. Bize dua eden ak yüzlü, saçlı ve sakallı büyüklerimizi hiçbir zaman unutmayacağız. Milletimizle omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Biz gökten zembil ile inmedik, pazarlık masalarında kurulmadık. Siyaset ve toplum mühendisliğinin bir ürünü olarak sahneye çıkmadık. Milletin partisi olarak doğduk ve bugünlere öyle geldik. Kendi başarısızlıklarının faturasını seçmene kesen kibirli siyaseti, hiçbir zaman kapımıza yaklaştırmadık. Eksiklerimizi, kusurlarımızı, hatalarımızı örtmek yerine bunları giderecek daha iyisiyle telafi edecek güçlü bir iradeyle milletimizin karşısına çıktık. AK Parti'ye düşmanlık edenler hep bu hareketin dağılmasını, zorluklar karşısında yılmamızı, tehditler karşısında sinmemizi beklediler. Vesayetçilere boyun eğmemizi, para babalarına teslim olmamızı, zulüm karşısında sessiz kalmamızı beklediler. Bütün umutlarını AK Parti'nin zayıflamasına, AK kadroların yorulmasına bağlayanlar 14 Ağustos 2001'den beri bekliyorlar, daha çok bekleyecekler. Onları bekletmeye devam edeceğiz. Şeytanla nöbetleşe sürdürdükleri bu bekleyiş karşılığını bulamayacaktır." Erdoğan, bu ülkede sivil siyasetin, yıllarca vesayetin gölgesi altında olduğunu, demokrasinin tepesinde on yıllar boyunca hep kara bulutlar dolaştığını belirterek, TBMM’nin iradesinin özellikle belli dönemlerde gasp edildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Milletin egemenliği' ilkesi sadece lafta kaldı. Seçimle gelen hükümetler kimi zaman baskıyla, kimi zaman darbeyle kimi zaman gazete manşetleriyle görevden uzaklaştırıldı. Siyasi iktidarsızlığın beslediği ekonomik krizlerle milletimiz fakirleştirildi, ülkemiz zayıflatıldı. Böylece Türkiye küresel rekabetin dışında tutuldu. 10 yılda bir darbe mekaniği ile milli irade çalınırken altın yıllarımızı kaybettik. Bizi üçüncü sınıf demokrasiye mahkum ettiler. Bu sömürü düzenine biz son verdik. Türkiye'ye politik ve ekonomik bağımsızlığı biz kazandırdık" diye konuştu. "Hakikatle ilişkisi her geçen gün daha da kopan bir muhalefet sorunumuz var" Muhalefete yönelik sert eleştirilerde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti: "Türk demokrasisinin çevresindeki kirli ve yoğun kuşatma çok partili hayata geçtiğimiz günden beri tam manasıyla kırılmadı. Bunun nedeni iktidara gelmek için her yolu mübah gören çarpık muhalefet anlayışıdır. Ülkemizde muhalefet maalesef sürekli demokrasi krizi çıkartarak, sandıkta alamadığı yetkiyi iç ve dış güçlerden, devşirme hevesinden hiç vazgeçmemiştir. Öyle ki bu tavır, demokrasiyle taban tabana zıt bir şekilde muhalefetin asli ve tam zamanlı mesaisine dönüşmüştür. Muhalefetin seçim kazanmak için terör örgütleriyle anti demokratik güç merkezleriyle iş birliği yapacak kadar gözünü karartması ülkemizi toksik demokrasi sorunuyla karşı karşıya getirmiştir. Bu sorunla özelikle son iki seçimde ciddi bir biçimde muhattap olduk. Sözde ittifak ve uzlaşı süreçleri şeffaf olarak değil kapalı kapılar ardında kurulan pazarlık masalarında yürütüldü. Devletin stratejik kurumları, bakanlıkları, belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri pazar tezgahındaki bir ürün gibi alınıp satıldı. Daha 2 sene öncesinde ülkeyi beraber yönetmeye talip olanların gırtlak gırtlağa kavgaya tutuştuğunu hep beraber takip ettik. Demokrasi, üzerine terör ve hırsızlık gölgesi düşürerek zehirleyen, iftirayı ve çarpıtmayı siyasal iletişimin merkezine yerleştiren hakikatle ilişkisi her geçen gün daha da kopan bir muhalefet sorunumuz var. Ülkemizin her meselesinin bu toksik demokrasinin panzehiri de AK Parti ve Cumhur İttifakı'dır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, hem vesayetin hem siyasi istikrarsızlığın hem de toksik demokrasin önündeki en büyük engeldir. Türkiye Yüzyılını inşa ederken muhalefeti dönüştürme görevimizi de adım adım yerine getirmekten kaçınmayacağız. Bunu da siyasetin er meydanında yapacağız. ‘Terörsüz Türkiye’ idealini unutmayın. Hiçbir demokratik ülke, terörün silahına da siyasi örgütlenmesine de sivil toplum görünümlü uzantılarına da tolerans gösteremez. Terörle siyaset, terörle demokrasi aynı anda bulunamaz. Bunun için ya terör ya demokrasi diyoruz." "Terör belası başta olmak üzere Türkiye'nin safralarından kurtulması gerekiyor" "Türk'e de Kürt'e de Sunni’ye de Alevi’ye de hiçbir faydası olmayan dış kaynaklı fitne ürünü bir literatür yığını ile boğuşmaya vaktimiz yok" diyen Erdoğan, "Terörsüz Türkiye" idealine ilişkin şu ifadelere yer verdi: "Terör belası başta olmak üzere Türkiye'nin safralarından kurtulması gerekiyor. Terörün, şiddetin, silahın karanlık gölgesinin ülkemizin üzerinden çekileceği günler çok yakındır. Hep beraber kenetlenecek, evlatlarımızın kanı üzerinde yükselen terörü yıkıp atacağız. Türkler, Kürtler, Araplar olarak hep beraber kenetlenecek, tam 40 yıldır evlatlarımızın kanı üzerinde yükselen terör duvarını yıkıp atacağız. Önümüzdeki fırsatları değerlendirerek, en iyisini ümit edip en kötüsüne hazır olarak terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştireceğiz. Bundan en çok terör örgütünün ideolojik bahçesinde otlanıp devletimize ve milletimize düşmanlık edenler rahatsız olacak. Ne yaparlarsa yapsınlar bunun önüne geçemeyecekler, Türkiye'yi girdiği aydınlık yoldan geri çeviremeyecekler. Pensilvenya'daki hain başının ölümü sonrası bu örgüt yurtdışında da çöküş ve dağılma dönemine girmiştir. Çökertene kadar bu hain yapı ile mücadelemiz içeride ve dışarıda kararlılıkla sürecektir. 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsünü AK Parti’yi yıpratma aracı haline dönüştürmek isteyenler, tarih önünde hesap vereceklerdir. Bu vesileyle 15 Temmuz gecesi milletimizin sokaklardaki şanlı direnişiyle kurduğu Cumhur İttifakı ortağımız MHP’ye ve onun kıymetli Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Cumhur İttifakı sapasağlam olduğu sürece Türkiye güvendedir, ülkemizin bekası, milletimizin kardeşliği güvence altındadır." "Siyasi meşruiyete sahip olmayan bu kirli muhalefete de aynı şekilde eyvallah etmedik" Türkiye’de muhalefet partilerinin yanı sıra görünmeyen muhalefet odaklarının da bulunduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Bunların kimi zaman bildiriler yayınlayarak veya yayınlatarak, kimi zaman darbecileri teşvik ve tahrik ederek, kimi zaman siyasetçileri tehditle veya vaatle yoldan çıkartarak, kimi zaman uluslararası güç merkezlerini harekete geçirerek hatta eli kanlı taşeron terör örgütleriyle iş tutarak, hep kendi ajandalarını devlete topluma ve siyaset kurumuna dayatma peşinde koşmuşlardır. Biz geçmişte, devletimizin içindeki kirli oluşumlarla nasıl tavizsiz bir mücadele yürüttüysek, parti kimliği taşımayan, siyasi meşruiyete sahip olmayan bu kirli muhalefete de aynı şekilde eyvallah etmedik. 85 milyonun devletin nazarında eşitlendiği, eşit görüldüğü, haklarının ve yükümlülüklerinin eşit olduğu bir sistemi inşa ettik. Türkiye’yi ötekisiz hale getirmeyen tek parti AK Parti’dir. Kendini öteki olarak gören cveya hisseden kim varsa ülkenin asli unsur haline getirdik. Muhafazakarından Alevi’sine, Kürt’ünden Roman’ına, dünün Türkiye’sinde ne kadar ötelenen ve ötekileştiren varsa bugün Türkiye'nin ayrılmaz parçasıdır. Alevi vatandaşlarımızın taleplerinin önemli bölümünü karşıladık. Başörtülü kadınlarımızın kamu kurumlarında özgürce çalışmasını sağladık. Fatih'in emaneti olan Ayasofya'yı açarak tekbirlerle, dualarla buluşturduk. Hiç kimsenin dinine, diline, mezhebine bakmadık." "Kaos baronlarına diyoruz ki; bu devlet ve bu millet sizin rüyalarınızı kabusa çevirme gücüne sahiptir" "İş dünyasında da önemli adımlar attık. Esnafın, sanayicinin yanında olduk" diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD tarafından son dönemde yapılan açıklamalara ilişkin sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan, şunları söyledi: "Sermayeyi Anadolu’ya yayarak, daha önce bir avuç İstanbul seçkinin avucunda olan yatırımı istihdamı genişlettik, büyüttük. Son tartışmalar gösteriyor ki bazı hastalıklar devam ediyor. İmtiyazlarını kaybetmek istemeyenler, eski vesayetçi söylemlerle siyasete ve hükümete ayar vermeye çalışıyorlar. Batılı güçlerle kurdukları asimetrik ilişkilere güvenenler, Türkiye'nin değiştiğini kabullenemiyorlar. AK Parti döneminde sermayesine sermaye katan bir grup, kirli muhalefet anlayışını yeniden devreye alma çabasındadır. Geçmişte manşetler ve ellerindeki finans kapital üzerinden siyasetçileri tehdit eden bu ekibin tek derdi kayıplarını devlet hazinesinden yeniden tazmin etmektir. Aslında biz bunlara ülkemizi büyüterek, geliştirerek küresel düzeyde eşit şartlarda rekabet etme şansı verdik. Ama demek ki zihinler temizlenmeden sadece zincirlerden kurtulmak, insanları ve kurumları özgür kılmaya yetmiyor. "Bu sözlerim sadece sermaye temsilcilerine değil, komprador burjuvazinin sözcülüğüne soyunan muhalefet partilerine" Kaos baronlarına diyoruz ki; bu devlet ve bu millet sizin rüyalarınızı kabusa çevirme gücüne sahiptir. İşinizi düzgün yaptığınız sürece ülkemize katma değer kattığınız, milletimize istihdam sağladığınız sürece hep yanınızda olduk, olmayı da sürdürürüz. Ancak eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız işte er meydanı. Siyasi partilere bir tane daha eklenirse, demokrasi zenginleşir ama kayıt dışı siyaset yapma dönemi artık kapanmıştır. Yeni Türkiye'de kayıt dışı ekonomiye de siyasete yer yoktur. Bu sözlerim sadece siyaset yapma heveslisi sermaye temsilcilerine değil, aynı zamanda komprador burjuvazinin sözcülüğüne soyunan muhalefet partilerinedir. Türkiye değişmiştir, bu yeni Türkiye'ye alışmak, politikalarınızı buna göre hazırlamak zorundasınız." (SÜRECEK)