CHP'li Sarıbal: "8,5 milyon çocuk sağlıklı beslenemiyor, 6 milyon çocuk açlıkla boğuşuyor"
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Bu ülkede her gece 1 milyon insan aç yatağa giriyor. 8,5 milyon çocuk sağlıklı beslenemiyor, 6 milyon çocuk açlıkla boğuşuyor. Çocuklar süt içemiyor, yumurta yiyemiyor, etin tadını bayramdan bayrama ancak hatırlıyor" dedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Bu ülkede her gece 1 milyon insan aç yatağa giriyor. 8,5 milyon çocuk sağlıklı beslenemiyor, 6 milyon çocuk açlıkla boğuşuyor. Çocuklar süt içemiyor, yumurta yiyemiyor, etin tadını bayramdan bayrama ancak hatırlıyor" dedi. CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, ocak ayı enflasyon rakamlarını ve zeytinyağı alım fiyatlarını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Aile Yılı" ilan ettiği 2025’in, aile boyu fakirleşme ve aile boyu kriz yılı olduğunu söyledi. Milletvekili Sarıbal, IMF tarafından 2024 yılı için derlenen küresel enflasyon verilerine göre, Türkiye’nin enflasyon açısından dünyada en kötü durumda olan 6. ülke konumunda yer aldığını, dünyada 140 ülkenin yıllık enflasyonunun Türkiye’nin Ocak 2025'teki aylık enflasyon oranından daha düşük seviyede bulunduğunu belirtti. TÜİK'e göre 2003 yılından bu yana ortalama fiyatların 24 kat, gıda fiyatlarının ise 35 kat arttığını ifade eden Sarıbal, ocak ayında gıda enflasyonunun bir önceki aya göre yüzde 3,90 artarak son 10 ayın en yüksek gıda enflasyonu olarak kayıtlara geçtiğini kaydetti. Sarıbal, açlık sınırının 22 bin 131 liraya çıkarak yeni asgari ücreti ilk aydan geçtiğini söyleyerek, "Bu ülkede her gece 1 milyon insan aç yatağa giriyor. 8,5 milyon çocuk sağlıklı beslenemiyor, 6 milyon çocuk açlıkla boğuşuyor. Çocuklar süt içemiyor, yumurta yiyemiyor, etin tadını bayramdan bayrama ancak hatırlıyor. Bir kilo et 800 lira, 200 liraya dolan market torbası bugün bin lira. Asgari ücreti değil, hayat pahalılığını artırdılar, faturaları bin 50’den 2 bine yuvarladılar, hiç geçmediği yollara, köprülere halkı kaynak yaptılar, vergileri, zamları katladılar. İnsanları sefalet içinde çalıştırıp, sonra 'bakın, işiniz var' diye lütuf gibi sundular" ifadelerini kullandı. "Öngörülemez maliyetler tarımı tehdit ediyor" Tarımsal girdi maliyetlerindeki yükselişin hızla sürdüğünü belirten Sarıbal, "Gübre fiyatları bir ayda yüzde 10 artarken, sulama ücretlerindeki yıllık artış yüzde 100'e ulaştı. Girdi fiyatlarına gelen her zam doğrudan gıda fiyatlarını, yani tüketicileri de etkiliyor. Piyasada yaşanan fiyat hareketlerinin denetimi yeterince yapılmıyor. Öngörülemez maliyetler tarımı tehdit ediyor. Artış gıda fiyatlarına doğrudan yansıyor. Alım fiyatları belirlenirken artan maliyetler dikkate alınmalı ve üreticilerimizin mağduriyeti önlenmelidir. Tarım sektörünün bankacılık sistemine olan borçları da 2024 yılında 278,2 milyar lira artarak 868,6 milyar liraya yükseldi. Sektöre bu tutarın 685,2 milyar liralık kısmı kamu bankaları, 183,4 milyar liralık kısmı da özel bankalar tarafından kullandırılan kredilerden oluşuyor. 2024 yılında sektörün bankalara olan toplam borcu yüzde 47,1 oranında artarken, sektörün zamanında ödeyemediği için takibe alınan kredileri ise yüzde 72 oranında artarak 3,6 milyar liraya yükseldi. İktidar üretimi desteklemek yerine, dışarıdan buğdayı, arpayı, nohudu, fasulyeyi getirip çiftçiye 'Üretme, ben ithal ederim' diyor. Peki, bu düzen böyle devam edebilir mi" diye konuştu.