Çayırhan’da özelleştirmeye karşı başlatılan madenci eylemi devam ediyor…”Çayırhan Termik Santrali’ni zarar ediyormuş gibi gösterenler, yalan söylüyorlar”

Yayınlanma: 04.03.2025 15:44 Güncelleme: 04.03.2025 15:44

Ankara’nın Nallıhan İlçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın özelleştirilmesine karşı çıkan madenciler eylemlerini sürdürüyor. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Çayırhan Termik Santrali İşçisi Orhan Karakoç, işletmenin kar etmemesi nedeniyle satışa çıkartılmasına tepki göstererek, “Çayırhan Termik Santrali’ni zarar ediyormuş gibi gösterenler, yalan söylüyorlar” ifadelerini kullandı.

Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın özelleştirilmesine karşı çıkan madenciler eylemlerini sürdürüyor. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Çayırhan Termik Santrali İşçisi Orhan Karakoç, işletmenin kar etmemesi nedeniyle satışa çıkartılmasına tepki göstererek, “Çayırhan Termik Santrali’ni zarar ediyormuş gibi gösterenler, yalan söylüyorlar” ifadelerini kullandı. Ankara’nın Nallıhan İlçesindeki Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağı’nın özelleştirilmesine karşı çıkan madenciler eylemlerinin 100'üncü gününde, Çayırhan Termik Santralı'na ait arsa, bina ve maden sahalarının bugün düzenlenecek ihaleyle özelleştirilmesine 2 gün kala  kendilerini madene kapatma kararı almış, 10’u termik santral işçisi olmak üzere toplam 50 işçi, 2 Mart akşamı kendilerini madene kapatmıştı. Çayırhan Termik Santrali ve Çayırhan Maden Ocağı’nın özelleştirileceği ihalenin son teklif verme süresi bugün 17.00’a sona eriyor. Yerin 800 metre altında eylemlerini sürdüren maden işçilerine, yerin üstünde Çayırhan Termik Santral işçileri desteklerine devam ediyor. İşçiler madenin önünde “Enerji vatandır vatan satılmaz”, “Maden enerji omuz omuza”, “İşçiyiz haklıyız kazanacağız” ve “İş ekmek yoksa barışta yok” sloganları attı. “Çayırhan Termik Santrali’ni zarar ediyormuş gibi gösterenler, yalan söylüyorlar” Santral işçisi Orhan Karakoç, Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocakları’nın kar ettiğini belirterek ANKA Haber Ajansı’na şunları söyledi: “Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum. Kar eden Çayırhan Maden Ocağı ve Çayırhan Termik Santrali işçileri burada. Çayırhan Termik Santrali’ni zarar ediyormuş gibi gösterenler, yalan söylüyorlar. 27 senelik işçiyim ben burada. Buradan kömür çıkıyor. Zarar etmeyen bir kuruluş olmasına rağmen neden özelleştirilmek isteniyor? Çoluk, çocuğun rızkını yiyorlar. Devlet yetkililerinden biran önce maden sektöründen ve Çayırhan’dan ellerini çekmelerini istiyoruz. Mübarek Ramazan ayında gece gündüz demeden çocuklarımızın yanında bulunamıyoruz, herkes özelleştirmeye karşı çıkmak için burada. Varlık satışını kesinlikle istemiyoruz. Beypazarı, Çayırhan ve Nallıhan halkı istemiyor. “Devletin gölgesinde devam etmek istiyoruz” İşçi Erhan Saygın, devletin gölgesinde üretim yapmak istediklerinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı: “Biz buranın zarar ettiğini düşünmüyoruz. Bugün şu anda 4 ünite, saatte 650 megavat üretiyoruz. Biz özelleştirmeye karşıyız. Devletimize sesleniyoruz, bu yanlıştan bu akşam saat 18.00’a kadar dönülmesini bekliyoruz. Yakacağımız, yıkacağımız tek şey kömür. Onu da elektrik üretmek için. Devlete karşı değiliz, ekmeğimizin peşindeyiz. Ben 11 yıl Ciner grubunda çalıştım. İhbar tazminatımı mahkeme yoluyla aldım. Lojmanlara maaşımın 4’te 1’ini verdim. Boğaz tokluğuna çalıştırıldık burada yıllarca. Şu anda şartlar güzel. Biz devletin gölgesinde devam etmek istiyoruz.” “Toprağımızı, santralimizi sattırmayacağız” İşçi Fatih Örsdemir de “Ben 18 ay vatanım için mücadele ettim. Dün vatanım ve bayrağım için mücadele ediyordum. Bugün de ekmeğim için canı pahasına olursa olsun mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Toprağımızı, santralimizi sattırmayacağız. Sonuna kadar sahip çıkacağız” dedi. “Fuat Oktay işçiyi ve halkı dinlemedi” İşçi Şenol Özen, AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay’a tepki göstererek özelleştirmeye ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Bu eylem sadece Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı halkını ilgilendirmiyor. 85 milyonun, tüyü bitmemiş, daha doğmamış çoluğun çocuğun herkesin hakkı var burada. 50 maden işçisi arkadaşımız mecburen yerin altına indi. Biz burada varlık satışının olmaması taraftarıyız. 2000 yılında burası Turgay Ciner Holding'e geçtiğinde, 2020 yılına kadar tek sektör olarak maden sektörüne başladı. Biz Turgay Ciner’i dünya devi yaptıysak... Özelleştirmeler olmasın, işletmeler tamamen devlet bünyesinde çalıştırılsın biz İsviçre’yi geçeriz. Kendi paramız, kendi devletimizin kasasına girer ve bizd e rahat, hür şekilde yaşarız. Atalarımız süpürge tohumu yiyerek Çanakkale’de tek bir toprak parçası vermemiş. Eğer çok kötü durumdaysa maden bizim verdiğimiz vergiler nereye gidiyor? Enerji Bakanlığı’na bu sene ayrılan bütçenin biz ne kadar olduğunu biliyoruz ama nereye harcanacağını kimse bilmiyor. Buraya eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Beyler teşrif ettiler. Nizamiyeden içeri girdi ve iki saat sonra çekip gitti. Meclis konuşmasında diyor ki Fuat Oktay, ‘Biz oradaki işçinin dertlerini dinledik’ diyerek bir konuşma yapıyor. Fuat Oktay işçiyi ve halkı dinlemedi.” “Satmasınlar, biz üretelim” Maden işçisi Volkan Katırcı da devletin zor durumda olması halinde bir maaşlarını devlete verebileceklerini ama varlık satışının yapılmamasını talep ederek şunları kaydetti: “Bir direnişe başladık 100 günü geçti. Bizim sesimizi hiç duyan olmadı. Yer altına kapandık olmadı. Oturma eylemi başlattık olmadı. Çadırlarda bekledik olmadı. Beypazarı’ndan, Ankara’ya kadar yürüdük. Özelleştirme İdaresi’nde açıklama yaptık olmadı. Sosyal haklarımızdan bahseden yok. Ücretlerden bahseden yok. Varlık satışı demek mülkiyeti ile satış demek. Alacak olan isterse burada kömür çıkartmaz. Diyorlar ki, ‘Burası az kar ediyor’. Biz inanmıyoruz. Çünkü burada çıkanı da biz biliyoruz, yakılanı da biz biliyoruz. Devletimiz zor durumda olabilir. Gerekirse biz bir maaş alalım, bir maaşımızı devlete verelim. Gerekirse eşlerimiz tarlada çalışsın. Herkes razı olur buna. Biz varlık satışı, özelleştirme istemiyoruz. Özelleşen yerlerin durumu belli. Biz Ankara’ya yürüdük hiçbir arkadaşım kamunun malına zarar vermedi. Yollarda yürürken insanlar hep bizi alkışladı, halk bize destek verdi. Yoksa tezgah açanlar bizlere su ve ekmek verdi. Hiçbirimiz kamu malına zarar vermedik. Bugün burada kömür çıkıyor. İstersek şu anda durdurabiliriz. Biz ocakların, toprakların hep bizim olduğunu biliyoruz. Bize dediler ki, ‘5 milyon ton kömür üretin’. Ciner’de 18 milyon kömür üretiliyordu. Onu da biz ürettik. Kazma, kürek bizde. Üretelim biz yapalım. Satmasınlar, biz üretelim.”

Devamını Okumak İçin Tıklayınız