Bakan Fidan: Avrupa’da sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisi ancak Türkiye’nin katılımı ile mümkün

Yayınlanma: 06.03.2025 19:44 Güncelleme: 06.03.2025 19:44

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman ile Ankara'da düzenlenen ortak basın toplantısında, “Avrupa’nın güvenliği meselesi sadece Ukrayna’daki savaşa indirgenemez. Avrupa’nın güvenlik mimarisi konusu uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Bu çerçevede sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisi ancak Türkiye’nin katılımı ile mümkündür” dedi. Hırvatistan Dışişleri Bakanı Radman ise, “Türkiye Cumhuriyeti bizim için anahtar konumdadır ve Avrupa Birliği (AB) aday ülkesi olarak bizim için hem jeopolitik hem de jeostratejik olarak çok önemli bir konumdadır” ifadelerini kullandı.

(ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman ile düzenlenen ortak basın toplantısında, “Avrupa’nın güvenliği meselesi sadece Ukrayna’daki savaşa indirgenemez. Avrupa’nın güvenlik mimarisi konusu uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Bu çerçevede sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisi ancak Türkiye’nin katılımı ile mümkündür” dedi. Hırvatistan Dışişleri Bakanı Radman ise, “Türkiye Cumhuriyeti bizim için anahtar konumdadır ve Avrupa Birliği (AB) aday ülkesi olarak bizim için hem jeopolitik hem de jeostratejik olarak çok önemli bir konumdadır” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hırvatistan Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Radman ile Bakanlık’ta bir araya geldi. İki Bakan görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan şöyle konuştu: “Hırvatistan ile ikili ticaret hacmimiz 1 milyar dolara yaklaşmış durumda. Bu rakamı liderlerimizin belirlediği hedef doğrultusunda ilk aşamada 2, daha sonraki aşamada 5 milyar dolara nasıl ulaştırabiliriz, onun arayışı içerisindeyiz. Karşılıklı yatırımlarımızı artırmak için bazı çalışmalar da yürütüyoruz. Hırvatistan ile sanayi alanındaki iş birliğimiz de giderek gelişmekte. İki hafta önce iki ülke Savunma Bakanları Ankara’da bir araya geldiler ve gündeme alabileceğimiz yeni projeleri değerlendirdiler. Bu stratejik alandaki iş birliğimizi daha da derinleştirmek istiyoruz. Türkiye olarak bilhassa yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren firmalarımızın yatırımları aracılığıyla Hırvatistan’ın Avrupa’nın enerji arz güvenliğine daha fazla katkı yapmasını görmek istiyoruz. Balkanlar’da istikrarın korunması için yakın diyaloğumuzu Hırvatistan ile sürdürüyoruz. Türkiye ve Hırvatistan, bölgesel barış ve istikrar açısından önemli ortaklarıdır. Bölgesel sahiplenme anlayışıyla Hırvatistan ve Bosna Hersek ile üçlü istişare mekanizmasını tesis etmiştik. Aynı anlayışla Güneydoğu Avrupa İşbirliği süreci kapsamında da Hırvatistan ile iş birliğimiz sürmekte. “Herkesi itidalli davranmaya davet ediyoruz” Maalesef Bosna Hersek’teki kurucu hatlar arasındaki ahengi ve dengeyi riske atan beyan ve kararların arttığını görüyoruz. Bazı ülkelerin tansiyonu yükselten hamleler yaptığına tanıklık ediyoruz. Tek taraflı söylemlerden kaçınılması ve sorunların diyalog yoluyla çözülmesi büyük önem taşımakta. Daha önce de vurguladığımız gibi Türkiye’nin Bosna Hersek’in egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik desteği tamdır. Herkesi itidalli davranmaya davet ediyoruz. Provokasyonlara değil, iş birliği, uzlaşı ve diyaloga ihtiyacımız var . “Rusya-Ukrayna savaşının müzakereler yoluyla çözüme kavuşturulması gerektiğini vurguladık” En başından bu yana (Rusya-Ukrayna) savaşın müzakereler yoluyla çözüme kavuşturulması gerektiğini hep vurgulaya geldik. Türkiye olarak diyalog ve diplomasiyi temel alan girişimlere katkı sunmaya hazır olduğumuzu her fırsatta dile getirdik, dile getirmekle kalmadık, pratik adımlar attık. Geçtiğimiz hafta sonu Londra’da katıldığım toplantıda da bu tutumumuzu Avrupalı müttefiklerimizle paylaştım. Öte yandan, Avrupa’nın güvenliği meselesi sadece Ukrayna’daki savaşa indirgenemez. Avrupa’nın güvenlik mimarisi konusu uzun vadeli ve stratejik bir bakış açısıyla ele alınmalıdır. Bu çerçevede sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisi ancak Türkiye’nin katılımı ile mümkündür. Görüşmelerimizde Filistin meselesini de ele aldık. Ateşkesin tüm aşamalarının hayata geçirilmesi gerekmekte. Bununla birlikte İsrail hükümeti Gazze’de ve Batı Şeria’da uluslararası hukuku hiçe saymaya devam etmekte. İsrail hükümeti aldığı son kararla insani yardımların Gazze’ye girişini yasakladı. Bu karardan bir an önce geri dönülmesi gerekiyor. Bu vesileyle Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi’nde Gazze’nin yeniden imarı ile ilgili kabul edilen planı memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Yarın Cidde’ye giderek İslam İşbirliği Teşkiları 20’nci Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na katılacağım. Bu toplantıda Filistinlilerin Gazze’den zorla göç ettirilmesine yönelik girişimlere tepkimizi bir kez daha toplu bir şekilde İslam dünyası olarak ortaya koyacağız. “Türkiye olarak Suriye halkını desteklemeye devam edeceğiz” Suriye’de düzenlenen Ulusal Diyalog Konferansı sonrasında ulusal uzlaşının tesisi yönünde atılan adımlar önemlidir. Uluslararası toplum da bu sürece destek vermelidir. Bu desteği göstermenin en somut yolu ise yaptırımları koşulsuz ve azami oranda kaldırmaktır. Öte yandan son dönemde bazı çevrelerin tahrik ve kışkırtmalara hız verdiğini görmekteyiz. Suriye halkının ülkenin toprak bütünlüğü ve birliği paydasında kenetlenmesi önem taşımakta. Türkiye olarak Suriye halkını desteklemeye devam edeceğiz.” Radman: Türk şirketlerinin Hırvatistan’daki potansiyeli keşfetmesi beni çok mutlu ediyor Hırvatistan Dışişleri Bakanı Radman ise şunları kaydetti: “Hakan Fidan Beyfendiyle çok yapıcı bir görüşme gerçekleştirme imkanını buldum. Bu görüşme iki taraflı olarak iyi ve dostane ilişkileri ve her alandaki ikili ilişkileri geliştirmeye ne kadar arzulu olduğumuzu göstermiş oldu. Karşılıklı olarak paylaştığımız konuların hepsi çok büyük önem arz etmektedir. Son üç senede 1 milyar dolardan fazla hacme sahip olan karşılıklı ticaretimizin gelecekte de çok pozitif alanda ilerleyeceğini düşünüyorum. Özellikle çok sayıda Türk şirketinin Hırvatistan’daki potansiyeli keşfetmesi beni çok mutlu ediyor. Şirketler buraya yöneliyor ve önemli yatırımlar yapıyorlar. Birkaç sektörde turizm, enerji, inşaat ve bankacılık gibi alanlarda çok önemli gelişmeler sağlanmıştır. Rusya-Ukrayna konusunda sayın Bakanımızın da zikrettiği gibi önemli paylaşımlarda bulunduk. Biz de barış ve istikrarın sağlanması için elimizden geleni yapmak istiyoruz ve bunu arzu ediyoruz. Özellikle Güneydoğu Avrupa’daki olaylarda Hırvatistan’ı çok yakından komşu ülkeler olarak ilgilendirdiği için bizim için de çok büyük önem arz etmektedir. “Türkiye bizim için anahtar konumdadır” Türkiye Cumhuriyeti ile AB arasındaki ilişkiler konusunda paylaşımlarda bulunduk. Türkiye Cumhuriyeti bizim için anahtar konumdadır ve AB aday ülkesi olarak bizim için hem jeopolitik hem de jeostratejik olarak çok önemli bir konumdadır. Çok büyük bir role sahiptir. Özellikle gelecekteki dünyadaki barışın ve istikrarın sağlanması için oynadığı rolü çok yakın bir şekilde görmekteyiz. Hakan beyefendiyi bu konuda tebrik etmek istiyorum. Özellikle Londra’da liderler zirvesinde gösterdiği tutum için ve Türkiye Cumhuriyeti adına yaptığı konuşmadan ötürü tebrik etmek istiyorum. Bizim için Türkiye anahtar konumdadır, anahtar partnerdir ve AB’ye aday ülke olarak ve NATO müttefiki olarak görüyoruz. Bu ilişkileri en zirveye çıkarmak istiyoruz. Suriye’den göçmen olarak gelen insanların ve göçün yönetimi konusundaki iş birliğinin de ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu konuda iş birliğinde bulunmaya devam edeceğiz. “Bosna Hersek’teki tüm halkların barış ve istikrar içerisinde yaşamasını arzu ediyoruz” Bosna Hersek’teki barış ve istikrar hem Hırvatistan hem Türkiye Cumhuriyeti açısından çok önemlidir ve Türkiye’nin buradaki rolünün gerçekten ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Özellikle Yugoslavya parçalandıktan sonra savaşın durdurulması için ve Bosna Hersek’te barışın tesis edilmesi için, o zaman görevde olan sayın Demirel’in gösterdiği çabaları da anımsıyoruz. O zamanki Cumhurbaşkanımız ile iş birliği ve konuşmaları hepimizin hafızasındadır. Savaşın durdurulması için yapılanları hatırlıyoruz. Bosna Hersek’teki tüm halkların barış ve istikrar içerisinde yaşamasını arzu ediyoruz.”

Devamını Okumak İçin Tıklayınız