Ali Öztunç'tan termik santrale iki yeni ünite için verilen 'ÇED Olumlu' kararına tepki: "Elbistan’ı 'Külbistan'a çeviren bu anlayış, doğaya, halka ve geleceğimize ihanettir”
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Afşin-Elbistan A Termik Santrali’ne eklenmek istenen iki yeni ünite için verilen “ÇED Olumlu” kararına tepki gösterdi. Öztunç, “AKP, bir yandan Meclis’e iklim kanunu sunarak sera gazı emisyonlarını azaltacağını iddia ediyor, diğer yandan yeni termik santrallere ÇED olumlu kararı vererek iklim krizini derinleştiriyor. Bu çelişki, iktidarın iklim politikalarındaki samimiyetsizliğini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle mücadele lafla değil, gerçek adımlarla olur, kirli projelere onay vererek değil. Elbistan’ı ‘Külbistan’a çeviren bu anlayış, doğaya, halka ve geleceğimize ihanettir” dedi.
(ANKARA)- CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Afşin-Elbistan A Termik Santrali’ne eklenmek istenen iki yeni ünite için verilen “ÇED Olumlu” kararına tepki gösterdi. Öztunç, “AKP, bir yandan Meclis’e iklim kanunu sunarak sera gazı emisyonlarını azaltacağını iddia ediyor, diğer yandan yeni termik santrallere ÇED olumlu kararı vererek iklim krizini derinleştiriyor. Bu çelişki, iktidarın iklim politikalarındaki samimiyetsizliğini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle mücadele lafla değil, gerçek adımlarla olur, kirli projelere onay vererek değil. Elbistan’ı ‘Külbistan’a çeviren bu anlayış, doğaya, halka ve geleceğimize ihanettir” dedi. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Afşin-Elbistan A Termik Santrali’ne eklenmek istenen iki yeni ünite için verilen “ÇED Olumlu” kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Öztunç, şunları kaydetti "AKP, bir yandan Meclis’e İklim Kanunu sunarak sera gazı emisyonlarını azaltacağını iddia ediyor, diğer yandan yeni termik santrallere ÇED olumlu kararı vererek iklim krizini derinleştiriyor. Bu çelişki, iktidarın iklim politikalarındaki samimiyetsizliğini açıkça ortaya koyuyor. İklim değişikliğiyle mücadele lafla değil, gerçek adımlarla olur, kirli projelere onay vererek değil. Elbistan’ı Külbistan’a çeviren bu anlayış, doğaya, halka ve geleceğimize ihanettir. Bölgede hava kirliliği, kanser vakalarında ciddi artışlara ve binlerce insanın erken ölümüne neden oldu. Bilimsel verilere göre, son 20 yılda bölgede kanser vakaları 8 kat arttı. Kahramanmaraş’ta yılın 200 günü ulusal limit değerlerin üzerinde hava kirliliği yaşanıyor. Bu veriler, bölgenin daha fazla kirliliği kaldıramayacağını açıkça gösteriyor. Ancak görünen o ki, bu gerçekler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın karar alma süreçlerinde hiçbir anlam ifade etmiyor. "Halk sağlığına ve doğaya karşı işlenmiş bir suçtur" Afşin-Elbistan Termik Santrali, kurulduğu günden bu yana 16 bin 530 kişinin erken ölümüne neden oldu. Buna rağmen, daha fazla kirlilik yaratacak yeni ünitelerin inşasına onay verilmesi, Bakanlığın isminin hakkını vermek bir yana, adeta halk sağlığına ve doğaya karşı işlenmiş bir suçtur. Bir yanda iklim değişikliğiyle mücadele için yasa çıkarılırken, diğer yanda termik santral projelerine onay verilmesi, AKP’nin iklim politikalarındaki tutarsızlığını ve çifte standartlarını gözler önüne seriyor. Bu çelişki, iklim kriziyle mücadelede samimiyetle hareket edilmediğini açıkça ortaya koyuyor. İklim krizi tüm dünyanın en acil sorunu haline gelmişken, Türkiye’nin en kirli havasını soluyan Afşin ve Elbistan halkına daha fazla kirlilik yüklemek, insan haklarına aykırıdır. Bölgede yaşayan insanlar, yıllardır kirli hava solumaya, sağlıklarını kaybetmeye ve geleceklerinden endişe duymaya mahkum ediliyor. Bu karar, onların yaşam hakkını hiçe sayan bir anlayışın ürünüdür. "Halk sağlığını ve doğamızı, siyasi çıkarlara feda etmeyin" Bilim insanları, sivil toplum örgütleri ve sağduyulu herkes, bölgenin daha fazla kirliliği kaldıramayacağını defalarca dile getirdi. Belediyelerimiz davacı oldular. Ancak görünen o ki, bu sesler, karar vericiler tarafından duyulmuyor. Bu karar, halkın sesine kulak tıkamanın ve geleceğimizi karartmanın bir örneğidir. Afşin-Elbistan’a daha fazla termik santral değil, temiz hava, sağlıklı bir çevre ve sürdürülebilir bir gelecek borçluyuz. Artık yeter. Halk sağlığını ve doğamızı, siyasi çıkarlara feda etmeyin."