6 Şubat depremlerinin ikinci yılı...Yankı Bağcıoğlu: “TSK, afet mücadelesinde 'esas çözüm ortağı' olarak konumlandırılmalı"

Yayınlanma: 06.02.2025 12:12 Güncelleme: 06.02.2025 12:12

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu,  6 Şubat depremine ilişkin; "Geçen iki yılın ardından, afet yönetimindeki eksikliklerin giderilmesi için somut adımlar atılması gerekmektedir. TAMP’ın revize edilerek TSK’nın afet müdahalesinde ‘esas çözüm ortağı’ olarak konumlandırılması, gelecekte yaşanabilecek benzer felaketlerde can kayıplarını en aza indirmek için kaçınılmaz bir adımdır. TSK, sadece sınırlarımızı koruyan bir güç değil, aynı zamanda halkımızın zor zamanlarında güveneceği en büyük dayanaklardan biridir. Doğal afetlerde de etkin bir şekilde görev alması için gereken yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalı, kriz anlarında devreye girecek mekanizmalar daha net tanımlanmalıdır" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, 6 Şubat depremlerinin ikinci yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Geçen iki yılın ardından, afet yönetimindeki eksikliklerin giderilmesi için somut adımlar atılması gerekmektedir. TAMP’ın revize edilerek TSK’nın afet müdahalesinde ‘esas çözüm ortağı’ olarak konumlandırılması, gelecekte yaşanabilecek benzer felaketlerde can kayıplarını en aza indirmek için kaçınılmaz bir adımdır. TSK, sadece sınırlarımızı koruyan bir güç değil, aynı zamanda halkımızın zor zamanlarında güveneceği en büyük dayanaklardan biridir" dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu’nun 6 Şubat depremlerinin ikinci yılı dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Bağcıoğlu'nun açıklaması şöyle: "Bugün, 6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük felaketin ikinci yıl dönümü. İki yıl önce, Kahramanmaraş merkezli depremler, 11 ilimizi yıktı, on binlerce vatandaşımızı hayattan kopardı, milyonlarca insanımızın yaşamını derinden sarstı. Hayatını kaybeden yurttaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, yakınlarını kaybeden ailelerimize sabır diliyorum. Depremin ilk anından itibaren fedakârca mücadele eden arama kurtarma ekiplerine, gönüllülere ve tüm destek veren kurumlara minnettarız. Ancak, yaşadığımız büyük acının bizlere gösterdiği bir gerçek var; doğal afetlerle mücadelede en güçlü ve en organize kurumlarımızdan biri olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin rolü hâlâ tam anlamıyla değerlendirilmemektedir. Depremin ardından geçen iki yılda, afet yönetimine dair birçok konuda değerlendirme yapıldı, eksiklikler tartışıldı, ama ne yazık ki temel bazı yanlışlar giderilmedi. "TSK’nın disiplinli organizasyonu, lojistik altyapısı ve geniş insan gücü, krizin yönetilmesinde merkezi bir rol üstlenmelidir" 6 Şubat depremleri, afetin ilk saatlerinde koordinasyonun ne kadar önemli olduğunu hepimize gösterdi. O saatlerde yapılan ya da yapılamayan müdahaleler, binlerce insanımızın yaşamını belirledi. Kriz anlarında, zamanında ve doğru müdahale hayati önem taşır. İşte tam da bu noktada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahip olduğu disiplinli yapı, güçlü lojistik kapasite ve hızlı harekete geçme kabiliyeti, afet yönetiminin en kritik unsurlarından biri olarak değerlendirilmelidir. Ancak mevcut Türkiye Afet Müdahale Planı’nda (TAMP), TSK ‘esas çözüm ortağı’ olarak değil, yalnızca ‘destek çözüm ortağı’ olarak tanımlanıyor. Bu, büyük bir eksikliktir. Türkiye’nin en organize, en donanımlı ve en hızlı harekete geçebilen gücü olan TSK, afet anlarında yalnızca destekleyici bir unsur olarak görülmemelidir. Afetlerin yarattığı kaos ortamında birçok kurum ve yapı dağılabilirken, TSK’nın disiplinli organizasyonu, lojistik altyapısı ve geniş insan gücü, krizin yönetilmesinde merkezi bir rol üstlenmelidir. Bu, sadece bir öneri değil, yaşadığımız acı tecrübelerin ortaya koyduğu bir zorunluluktur. "Her görevi yerine getirmeye hazırız" Geçen iki yılın ardından, afet yönetimindeki eksikliklerin giderilmesi için somut adımlar atılması gerekmektedir. TAMP’ın revize edilerek TSK’nın afet müdahalesinde ‘esas çözüm ortağı’ olarak konumlandırılması, gelecekte yaşanabilecek benzer felaketlerde can kayıplarını en aza indirmek için kaçınılmaz bir adımdır. Afet yönetimi yalnızca bir koordinasyon meselesi değil, aynı zamanda ulusal güvenliğin bir parçasıdır. TSK, sadece sınırlarımızı koruyan bir güç değil, aynı zamanda halkımızın zor zamanlarında güveneceği en büyük dayanaklardan biridir. Doğal afetlerde de etkin bir şekilde görev alması için gereken yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmalı, kriz anlarında devreye girecek mekanizmalar daha net tanımlanmalıdır. Türk milleti, tarih boyunca zor zamanları dayanışma ve birlik içinde aşmıştır. Depremde kaybettiğimiz canları unutmadık, yaşanan acıyı asla hafife almadık. Ancak bu acıların tekrarlanmaması için sorumluluk hepimizin. Daha güçlü, daha organize, daha etkin bir afet müdahale sistemi kurmak zorundayız. Bu vesileyle bir kez daha 6 Şubat depremlerinde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, bir daha böyle büyük acılar yaşamamak adına üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum."

Devamını Okumak İçin Tıklayınız